Bir lokma ekmektir elleri nasırlaştıran
Bir yudum sudur dilleri kurutan
Gözünü aç ve düşün ey insan
Sen misin güçlü olanFani olan dünyaya muhtacım
Üzülsem ne yarar
Boş gezinmek değil harcım
Anca emekle doyar bu karın"Babam eve eli boş geldi. Annem ondan iki ekmek istemişti ama babam almamıştı. Neden? Çünkü para kalmamıştı. Bu gün de çorba içecektik.
Yatağa karnım aç uzandım. Kimseyi suçlamıyorum. Herkes elinden geleni yapıyor. Hatta ben de bir işte çalışmayı teklif ediyorum ama beni dinleyen kim! Oku adam ol, diyorlar. Ben de çok meraklı değilim okulu bırakmaya. Ama babamın sofradaki buruk gülümseyişini, annemin yemekten sonra dolu gözlerle sofrayı toplayışını görünce üzülüyorum.
Yan odadan annemle babamın sesleri geliyordu, tartışıyorlardı. Biri; çocukların aç olması senin suçun, diyordu. Diğeri; gençken keyfine bakacağına biraz çalışsaydın, diyordu. Yaklaşık bir saat boyunca durmadan tartıştılar. Birbirlerini o kadar çok kırıyorlar ki... Keşke farkında olsalar. Artık yanlarına gidip 'Biz aç değiliz.' demek istiyordum. Evet, sofradan aç kalkmıştım ama sizin nefret dolu sözlerinizle doymuştum.
Neden eski günleri değiştirebilecekmiş gibi tartışıp duruyorsunuz? Siz karnınızı insanları suçlamaya doyurmadıkça yemekle doymasını beklemeyin. Bu dünyada birbirinize muhtaçken neden hergün tartışıyorsunuz, birbirinizi kırıyorsunuz?
O akşam kendime, yine, söz verdim. Çok çalışacağım. Bir şeylerin konuşarak değil de emek vererek gerçekleştirileceğini bir kez de ben ispatlayacağım. Ve en önemlisi, bir lokma yemek için kimseyi kırmayacağım."
~kötü sözlere tok bir gün~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz Son ~hayal durağı~
Teen FictionHayat denen yolculukta son duraktayım. Görüntü biraz bulanık, sesler uğultulu. Sonsuz bir başlangıç için yarım bıraktığım bir sondayım.