III

23 3 3
                                    

"Haewon!" servise binen Lily beni görünce gülümsedi. Yanında ise ablası olduğunu düşündüğüm bir kız vardı. "neden oraya oturdun?" Jisung iç çekerek yanıma otururken biraz kenara çekildim ve arkamda asılı olan kağıdı gösterdim. "abo." yanındaki kız da bana gülerek el sallarken aniden arabanın çalışması ile koltuğa tutundu. "ya dayı oturmadık bir dur ya!" servisciye laf yetiştirirken yanındaki kızla beraber önüme oturdular.

"yerimden kalkmayacak mısın Haewon?"

"Kalkmayacağım sincap çocuk." Jisung göz devirerek arkasında oturan pembe saçlı çocuk ve yanındaki Soobin ile konuşmaya başladı. "deli kız abi, takmış kafayı. 15 yaşında velet bir şey zaten."

"15 yaşındakiler velet mi Han?" yan sınıfımızdan çıkarken gördüğüm bir kız Jisung'un konuşmasına karşılık verdi. "evet Kazuha veletsiniz?"

Sonunda okula gelmemizle içimden şükürler ederken Jisung Kazuha ile tartışmaya devam etti. "velet anandır."

"anancı pislik." Jisung gülerken kolunu Kazuha'ya vururken beni çatılmış kaşlarımla Lily dürttü. "hadi Haewon!" Lily'nin aniden kolumdan çekmesi ile ilerlemeye devam ettim. "hani diyordum ya, ablam Hannah."

"memnun oldum, Haewon." kendimi tanıtırken Hannah gülümseyerek karşılık verdi. "annem nasıl yedi ama hasta numaranı." Hannah'nın tebessümü kahkaha dönüşürken dudaklarım hafiften kıvrıldı. "tüm işi de sana yaptırdı." Lily yüzünü buruşturarak Hannah'nın koluna vurdu. "bugün çalıştın mı sınava?"

"çalıştım çalıştım. Aeri de biraz yardım edecek hallolur bu iş." sonunda sınıfa vardığımızda çantamı Jinsol'un yanına koydum. "bildiğin Han'ın yerini kaptın yani?" Jiwoo'nun şokla sorduğu soruya karşı kaşlarımı çattım. "anlamadım?"

Sizin yüzünüzden bu yaşımda kırışıklıklarım olacak.

"şu Han var ya, onun yerine oturmuşsun serviste, öyle dediler." kafamı salladım hafifçe. "evet?"

"Kyujin gel abimin sınıfına gitmemiz lazım gel!" ikili el ele tutuşarak sınıfı terk ederken arkamda oturan Lily'ye döndüm. "bu sincap çocuğun olayı ne?" Lily'nin arkasındaki Yoona hafifçe güldü. "servisteki sırasına bi kız oturmuştu geçen sene. Adı neydi ya?" arkasındaki Yunjin'e döndü. "Chaeryeon mu?"

"he Chaeyeon, o kız da Han'dan hoşlanıyordu. Han'da bunu bile bile gitti Chaeyeon'un ikizi Chaeryeong ile sevgili oldu."

"Chaeryeong neden kabul etmiş ki teklifini?"

"bilmiyormuş." düşündüm bir süre.

"benim kardeşim yok kimseyle çıkamaz."

"bir bakarsın seninle çıkar." Yanımdaki Jinsol'un omzuna vurdum hafifçe. "Ben Chaeryeong gibi onun teklifini kabul edecek kadar salak değilim." Yunjin hafifçe oo'layıp konuşmaya başladı.

"cidden tuhaf bir çocuk. Bu aralar da Kazuha'ya sarmış gibi. Hatta dün onların sınıfının önünde görmüşler."

"Kapat dedikoduyu kapat." Bayan Kim'in sınıfa girmesi ile herkes ayağa kalktı.

---

"kantine gidiyorum gelir misin?" öğretmenin sınıftan çıkması ile ayağa kalkıp Jinsol'a döndüm. "öğle arasını bekliyorum ben sen git." onu onaylayarak sınıftan çıktım ve kantine ilerledim.

Tabi Sincap Çocuğu görmem çok uzun sürmedi. Yanında ise Kazuha ve Kazuha'nın yanında kahküllü bi kız vardı.

Bu çocuk benim mi ilgimi çekiyor yoksa sürekli aynı ortamlarda bulunmamızdan dolayı mı?..

Göz devirerek kantindeki sırada en arkada beklemeye başladım.

Zil çalmadan yiyebilirim umarım.

Bir süre sonra üst sınıflardan bana günaydın demesiyle sohbetimizin başladığı Felix geldi. "Günaydın Haewon."

"Günaydın Felix."

"alışabildin mi okula?"

Sohbete devam etmek istemediğimi nasıl belli edeceğim şimdi...

"alıştım alıştım.." bir süre gözümü ondan çekip arkada kolunu Kazuha'nın omzuna atmış bir şekilde gülen Jisung'a çevirdim. "şu arkadaşın olmasa harika okul cidden."

"Han mı?"

"sence?" önümden bir kişinin eksilmesi ile minik adımlarla ilerledim ve Felix de arkamdan geldi. "onu çok kafaya takma, kızlarla uğraşır iki gün sonra salar."

"keşke iki gün sürse..." fısıldayarak söylediğim sözü duymamışa benziyordu ki "anlamadım?" dedi.

"anlama boş ver." sonunda sıra bana gelince bir çikolata ve ani bir kararla gördüğüm cipsi alıp Felix'e el sallayarak kantinden çıktım ve merdivenlere yöneldim.

Arkamda duyduğum ıslık sesi ile arkama döndüğümde Jisung'un arkamdan geldiğini gördüm. "anca ye Haewon anca."

"sende anca karı kızla gez Jisung anca." merdivende sohbet eden arkadaş gruplarının gözü anında bize dönerken ilerlemeye devam ettim ama bu sefer de kolumdan tutup durdurdu beni. "sen beni mi kıskandın?"

"herkes sana aşık değil Han Jisung, öğrenmen hem senin hem de okuldaki herkes için en faydalısı olacak. Bir de git bi saçını başını tara, dağınık saçlı erkeklerden nefret ederim."

Allah'ım günah yazma şuan rencide etmem lazım şu çocuğu.

"2 günde ne kin ne öfke bu?"

"Bunu düşünmesi gereken kişi sensin bence."

"noluyor be?" Chris ikimizin önünde durunca işaret parmağımla Jisung'u gösterdim. "ilk o başlattı."

"benden nefret ettiğini söyledin?"

"herkes herkesi sevmek zorunda değil. Sen sanki aşıksın bana."

"döneminde falan mısın ne bu sinir?" cevabını duymadan merdivenleri hızlıca inerek sınıfa ilerledim. "Jinsol yanımda gelsin ölürdün sanki Jinsol!"

--
Bölümler arası bir kaç gün var, bu okulun ikinci günü değil!!

--Bölümler arası bir kaç gün var, bu okulun ikinci günü değil!!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Haesung ile kalın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Haesung ile kalın

Love Me Like This, Haewon X Jisung. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin