"Haewon şaka mı yapıyosun ya?" telefondaki Yeji'ye milyonuncu kez iç çektim. "Yeji, çok sinirlerimi bozdu diyorum sana. Çocuk okulu zehir etmek için hayatıma eklenmiş bi karakter bildiğin!" telefondan bir gülüşme sesi duyuldu. "aşkım sen de haklısın ama sinirlerini bozuyorsa görmezden gel umursama. Hem arkadaşların da var okulda, onlarla takıl boşver Jisung'u."
"tamamdır Yeji, servis geldi şimdi kapatmam lazım." Yeji'nin ağzından da kısa bir iyi dersler sesi duyduktan sonra telefonu kapatıp servise bindim ve her zamanki yerime oturdum.
Söylemeyi unuttum, Yeji benim kuzenim. Uzun zamandır yüz yüze konuşmuyoruz ama her gün mesajlaşırız. Tabi ailelerimiz küs ama olsun.
"Günaydın Haewon." Felix'e başımla selam verdim. "sen yürüyerek gelmiyor muydun Felix?"
"sıkıldım artık yürü yürü nereye kadar?" oldukça kısaca -yaklaşık 2 saniye- güldükten sonra dışarıyı izlemeye devam ettim.
"Her gün birbirinin aynısı sıkıldım be!" Hannah, yanındaki Chris'e isyanlarını sunarken Chris göz devirdi. "zırlama Hannah, bak şurda ne var?" eliyle yerde bir yeri gösterdiğince Hannah da kafasını o tarafa çevirdi, tam bu anda Chris yavaşça Hannah'nın yanağına vurdu. İkisi gülüşürken dudaklarım hafiften kıvrıldı.
Bu büyülü dünyayı bozan kişi ise Jisung'dan başkası olamazdı. "erkek mi kesiyorsun?" kaşlarımı çatıp Jisung'a baktım. "ne saçmalıyosun ya?"
"Bildiğin erkek kesiyosun."
"Ben senin gibi her gün başka biriyle ilgilenmiyorum en azından." Jisung'un dudakları kıvrıldı hafiften, gülümsemesi tüm yüzüne yayılırken bir kahkaha attı. "Yani biriyle ilgileniyorsun?"
"Sanane?"
"Kabul ediyorsun?"
"Dön önüne Sincap."
---
"Bugün benim evime gelmeniz lazım!" Kyujin elinde tuttuğu kumandaya benzer bir şeyle konuştu. "Çok fena bir şey yaptım!"
"Okula getirseydin ya Kyujin?"
"Aynen Jiwoo okula getireyim de Niki parçalasın oyuncağı." En arka sırada arkadaşıyla şakalaşan çocuğa kısa bir bakış atıp bize döndü. "Geliyorsunuz değil mi? Beğenirseniz size de yaparım cidden!"
"Ben gelebilirim." dedi Lily çantasında kalem ararken. "Ya da şöyle sorayim, gelemeyecek olan var mı?" Kimseden ses çıkmayınca Kyujin gülümseyerek kumandasını çantasını koydu. "Haewon kalemin var mı?" Kalemliğimdeki kullanmadığım -çünkü sürekli kırılıyor- 05 uçlu kalemimi uzattım. "Allah razı olsun, Jinsol'dan da silgi alırsam ne güzel olur." Jinsol hafifçe gülümseyip Lily'ye silgi uzatırken Lily defterini çoktan açmıştı.
"Ay ders Jennie Hoca'ya!" Tüm sınıftan oflama sesleri duyulurken Bayan Kim sınıfa girdi. "Kalk ayağa kalk! Bae ödevleri topla."
---
Son dersimizi de işlediğimizde sonunda okuldan çıkacaktık. Ben çantamı toplamış anneme Kyujin'in evine gideceğime dair bir mesaj atıyordum. Zil çalınca hiç düşünmeden yerimden kalktım, Kyujin arka sıradan koşarak gelip "heyecanlısınız değil mi?!"
"çook" dedi Jinsol şaka yaparak. Kyujin çatık kaşlarıyla Jinsol'un koluna hafifçe vurdu. Diğerlerini dışarıda bekleme kararı alıp sınıftan çıktık. Koridorda beklerken en son Lily çıktı sınıftan, elindeki kalemi bana uzattı. "vermeyi unutmuşum." kalemi çantama katmak için arkama uzandığımda bir adet el de elimdeki kaleme uzandı. "Han?" Yoona'nın sesiyle hızlıca kafamı önime geri döndürdüm. "Sincap değil maymun demeliyim sanırım." avuç içimi açıp kalemi vermesini işaret ettim. "kullanırım ben bunu." diyip cebine attı kalemi. "Jisung ver şu kalemi hadi." okul binasından çıkarken Jisung'un koluna vuruyordum, ama sanırım insanlarla uğraşmayı gerçekten çok seviyordu çünkü çok mutluydu.
"bunu mu istiyorsun?" dedi kalemi göstererek. "evet, kendi kalemimi geri istiyorum. O bana hediye."
Yeji'nin hediyesiydi.
"eski erkek arkadaşın mı almıştı yoksa?" dudaklarını büzdü, kızgın yüz ifademi bozdum aniden. "erkek arkadaşım aldı var mı bir diyeceğin? Ver şu kalemi servisle gitmeyeceğim bugün."
"kalemi almak istiyorsan dediklerimi yap."
"bir kalem için senin o salak oyunlarına karışmayacağım." dedim kararlı ses tonumu koruyorurak, ve devam ettim. "ne de olsa erkek arkadaşım yeni bir tanesini alabilir."
"Pekala." dedi Jisung elleri cebinde servise binerken. "senin kararın, kararın değişirse bul beni."
"istemediğim her an karşımdasın zaten."
---
"Kyujin nereye gideceğiz?" Lily oflayarak sordu, "Yürümekten nefret ediyorum!"
"Lily daha 10 dakika bile olmadı ki, şu sokağı geçince sağa döneceğiz göreceğiz evi." Kyujin'in enerjisi her geçen saniye artıyordu. "Enerjin sinirlerimi bozuyor."
"Kıskanma nene."
"Ben miyim nene?" Jinsol kaşlarını çattı önce sonra, önde yürüyen Kyujin'e yetişti. "Senden daha hızlı koştuğumdan eminim."
"Görelim o zaman!" Kyujin hızlıca koşmaya başlarken Jinsol da arkasından koşup ona yetişti ama sokak bitiminde sola döndü. "Eve ilk ben geldim!" dedi Kyujin Jinsol'la tartışmaya devam ederken. "Ama ben daha hızlıydım!"
"Yanlış yere gidersen hızın ne önemi var." Jinsol paşa paşa gittiği yolu geri döndü. Kyujin şokla garajdaki arabaya baktı. "Baba ben bunu tamir etmiştim!" arabanın altından bir adam çıktı ve alayla güldü. "Düzgün yapamamışsın geri yolladılar arabayı. Hoşgeldiniz kızlar."
"imkansız! Sapasağlamdı araba, ateşe atmadıkları ya da üstüne meteor düşmediği sürece bozulmazdı."
"yenilgiyi kabul et." dedi Jinsol yüzündeki gülümser ifadeyle. "asla!"
---
Kyujin'in ailesini o kadar ponçik bir şekilde düşündüm ki ÇOK GÜZEL
Her neyse, Yeji'yi olaya dahil etmezsem olmaz fav idolüm (aynu zamanda da yeonjoo'yu da ilerki bölümlerde göreceğiz!)Biraz geç (evet birwz) attığımın farkındayım 5. Bölümü de hemen atacağım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Me Like This, Haewon X Jisung.
RomanceJisung'un kendisine aşık olduğunu düşünen Haewon ve herkese gıcıklık yapmasıyla ünlü Jisung Haewon: hey Sincap çocuk! Bana aşık olduğunu ne zaman söyleceksin? Jisung: ha? Haewon x Jisung.