Unutulmuyor demiştim, Unutuluyormuş. Aşkta gurur olmaz demiştim, Oluyormuş. Canını yaksa da seversin demiştim. Canını yaktığını severken anlamıyormuş insan asıl gerçekten. Sevgi sanıyormuş yalanları. Aşkın gözü kördür derler, Körmüş gerçekten de. Anlamıyorsun arkandan söylenen yalanları. Duyuyorsun belki hatta o yalanları ama o demez diyorsun. Diyeceğini bile bile... Kandırıyorsun kendini. Dalıyorsun hayallere. Yazık ediyorsun gençliğine. Sonra bakıyorsun aynaya dalıyorsun geçmişe hayaller kurarken geleceğe. Düşünüyorsun eski sizi. Hafiften bir gülümseme ile gülüyorsun halinize. Ulan diyorsun. Ne oldu lan bize. Sonra çıkıyorsun hayaller aleminden bakıyorsun aynaya derin bir of çekiyorsun. İşte o zaman anlıyorsun bazı şeyleri. O zaman vazgeçmeye başlıyorsun sende. Vazgeçmek büyük laftır. Bunu hep söylerim. Unutmak ve vazgeçmek tamamen ayrıdır. Unutursan hala bir umut vardır. Ama vazgeçersen, vazgeçme evresine gelirsen işte o zaman bitmiştir. Kim gelirse gelsin düzeltemez aranızı. Vazgeçmek: Kırgınlıktır. Geçmez öyle ha deyince. Ve aşık bir kadın veya adam kırılırsa geçmiş olsun. Dönüşü olmaz bir daha... Ne yap ne et. İster dünyaları ser önüne ister serme, Aşık biri kırıldıysa o iş bitmiştir. Ve bir daha asla düzelmez. İzi kabuk bağlayan bir yara gibi her daim durur bir köşede geçmişin izlerine karışarak.
Allaha emanet🤎