3.Bölüm:DEPRESYON

213 44 5
                                    

Depresyon dedikleri bu mu ?
Sanki yavaş yavaş herkesten ve her şeyden vazgeçiyorum.

Depresyon nasıl bişey dediler ? Ben boğulurken etrafımdaki herkesin nefes aldığını görmek gibi dedim.

-Çok can yakıcı bi hal içindeyim. _Çok can yaktıkları içindir

-Canım çok acıyor. _Beni düşünmeyip çok canımı acıttıkları içindir..

Her bayılmam da daha çok içime kapanıyorum. Su hayatta her şeyden vazgeçtim. İnsan bir şeyin kıymetini ya onu kaybederse ya da bitirirse anlarmış.

Beni bu hale getiren insanların şuan beni düşünüyormuş gibi yapması, bana akıl vermesi daha doğrusu akıl veriyormusçasına boş boş konuşması, durumu daha çok güçleştirse de buna da katlanmaya çalışıyorum..
Misafir olarak geleceklermiş... Bilindik hasta ziyaretleri...Nasılsın diye sormayanlar hastanede kaldığını öğrenince... Anneme de söyledim. İnsan kabul etmiyoruz.

Gelemeyince aramalarla telefon yağmuru olmaya basladı. Annem konuşuyor. Benim için kısa açıklamalarda bulunup kapatmak için uğraşıyor. Benimle konuşmak isteyenlere ise düşünerek dalgın gözlerime bakıp, uyuduğumu söylüyor. Tamamen insanlardan uzağım, uzak kalmaya da çalışıyorum. İnsanlardan haberim yok ne yaptıkları da umrumda da değil zaten. Evde başkalarının isimlerine kadar hiç bir şeyinin geçmesini istemiyorum. Vakit geçsin diye yaşıyorum.

Bugün tamamen ruhu soğuk bunu anlayamayabilirsiniz yani artık eşyaların bile ruhunu bitirdiği, duvarlarının sadece odaların ayrımı için kullanıldığı ki önceden duvarlarında poster eksik olmayan duvarlarım... Muhakkak her kız çocuk da olduğu, yaşı büyüse de asla kendinden vazgeçiremediği, en kıymetli oyuncağı vardır.. örneğin benim pembe pofuduk ismini **KONÇUY** koyduğum peluşum gibi, geceleri ona sarılamadan uyumadığım, gece uyandığımda yanımda onu göremesem gözlüğümü takıp, ışıkları yakıp saatlerdir aradığım Konçuy'um u bile yanlız bırakmışım, dolabımın üstünden ümitsizlikle bana bakması ciddi bi durum olduğunu belirtiyor...

Kulaklığımı sadece doğa seslerini veya sözsüz senfonileri uyumak için dinlerken şuan yanı başımdan ayırmayıp benim sustuğum zamanlarda ne hissettiğimi bilen ve konuşmayı sevmiyorum bundan dolayı müziklerde ki solistlerin de benimle konuştuğu sadece onların sesinin olduğu bi dünya...

Çok ışıktan nefret ederim.. Günün öğle saatlerini bir an önce bitirmek, sadece hemen gecenin olup ayın belirip yıldızlar ile yalnızlığa kavuşmak çok daha sakin ve uyumlu olduğundan... ve bundan dolayı gündüzleri perdesi açılmasına izin vermediğim benim küçük dünyam; ODAM..dayım..



Kar Tanesi Gibi...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin