ASEL

Episode/1

İyi okumalar.
Yıldızı parlatmayı ve yorum yapmayı unutmayınız!.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türk'üm diyene!

Hava oldukça soğuktu,esen rüzgar ağaç yapraklarının hiddetle sallanmasını sağlıyordu. Birden bire yağan yağmurla kaşlarını çattı Asel.
Yağmurlu havalardan çok korkardı fakat bir durum vardı, ne sarılacak bir ailesi nede sığınacak bir arkadaşı yoktu.

Şimşek çakınca yerinden sıçradı yağmur hızını arttırırken, çakan şimşekleri saymıyordu bile. Aklına gelen şeyle dudaklarını dişledi babasının yanına gitse acaba kızarmıydı?.
Köşeye sindiği duvardan ayrılıp kapıya doğru ilerledi ardından kapı kulpunu küçük boyuyla zorla açtı.

Korkak adımlarla annesinin ve babasının odasına doğru yürüdü içeriden garip sesler geliyordu. Girip ve girmemek arasında gidip geliyordu Asel. Daha fazla dayanamayarak kapı kulpunu aşağı doğru çekti ve kapı açıldı.
İçeriye doğru adımlamasıyla gözlerini kapatması bir oldu çünkü annesi ve babasının kıyafetleri yoktu.

" Anne,baba özür dilerim gerçekten bilmiyordum. "
Babasının attığı bakışlarla hemen özür diledi Asel babası yani Cevit üstüne atlet ve pantolon geçirerek küçük kızın yanına geldi.

Saçımı çekmesiyle dudaklarımın arasından tiz bir çığlık kaçtı. Yüzüme yediğim tokatla geriye doğru düşmeme izin vermeyerek tekrardan daha sert vurdu.
" Ah,hayatım benim içinde vur ımm sonra bekliyorum seni."
Annem yani Emel'e yalvararak bakıyordum fakat her zamanki gibi kocasına destek çıkıyordu.

Babam kahkaka atarak karın bölgeme tekme attı. Yere düşmemle beni tekmelemeye devam ederken kazağımın boyun kısmından tutarak beni ayağa kaldırdı. Nefret dolu gözlerle bana bakıp sürükleyerek merdivenlere doğru yöneldi.

Merdivenlere yöneldiğinde beni sürükleyerek götürdüğü için sürekli takılıyordum ve canım çok acıyordu.
" Sürtük Allah belanı versin nefret ediyorum senden keşke doğmasaydın. "
O sırada kapıya doğru yaklaşmıştık.

Kapıyı hızlıca açıp beni iterek dışarı attı. Ellerini göğsünde bağlayarak tiksintiyle bana baktıktan sonra tam kapıyı kapatacakken geri açtı bir umut bana acır dedim.

" Zaten seni istemiyorduk sende evden kovulmak için bahane aramış oldun bak senin yüzünden zevkimiz yarım kaldı pis köpek. "
Zevk dediği şeyi anlamıyordum belkide sarılmaktır diye düşündüm.
Kapıyı kapattı o gitti ben kaldım hava çok soğuktu sabaha kadar burda kalırsam ölebilirdim.

Çok isterdim her ailenin mutlu olduğu gibi bizimde mutlu olmamız, babamın bana masal anlatmasını, annemin benimle oyun oynayıp parka götürmesini fakat hiç bir zaman öyle olmadı.
O eller her zaman bana vurmak için kalktı, babam bana masal değil beddua okudu, annem benle oyun oynamadı her zaman başkasının çocuklarıyla oyun oynadı.

Şimşek tekrar çaktı, yağmur daha fazla hızlandı. Esen rüzgar Asel'in minik bedenini üşüttü.
Ellerimi bedenime sardım ve kızıl saçlarımı geriye doğru ittirdim. Kızıl saçlı olduğum için sürekli dalga konusu olduğum aklıma geldi. Neymiş ben farklıymışım.

O gün sabaha kadar kapının önünde yattım küçücük çocuktum ben fakat bana acımadılar. Sabah kapının önüne uyuya kaldığım için ekstra olarak bedenimde sigara söndürülmüştü.