²

1.5K 190 331
                                    



[.]

Terle parlayan bedenlerin yatağa düşmesi çok sürmemişti.İkisi de nefeslerini toparlamaya çalışırken göğüsleri sık sık inip kalkıyordu.Konuşmak için ne halleri ne de güçleri vardı.Orgazmın yıkıcı hissiyatı geçesiye kadar bir süre sessizce dinlenmek işlerine gelmişti.Çok değil daha birkaç dakika önce iki beden de birbirlerini istedikleri konusunda oldukça gürültücü ve gevezeydi.

"Bitti mi?"

"Evet.Son dalgaydı teşekkür ederim"

Jungkook,nefesleri düzenlendikten sonra sessizce kalkmıştı yataktan.Çıplaklığını asla umursamadan üzerindeki gözlerin varlığını bilerek banyoya geçmişti.Otel odasının her tarafı ikisinin özensizce saçılmış kıyafetleriyle doluydu.Büyük bir açlıkla üzerlerinden çıkan,parçalanan kıyafetleri...

Suyun rahatlatıcı hissinden sıyrılan alfa,hala seğiren kaslarından inen su damlacıklarıyla birlikte yeniden odaya geçmişti.Yatakta bitkin halde tavana bakan omeganın gözleri kendine dönse de ona doğru bakmadan kıyafetlerini giyinmeye başlamıştı.

"Komodinin üzerine para bırakmayı unuttun"

"Ne saçmalıyorsun Jimin?"

"Bana bir fahişeymişim gibi davrandığını söylemeye çalışıyorum"

"Böyle olmasını sen istemiştin unuttun mu?"

Böyle konuşmak alfanın içini yaralasa da bu doğruydu.Evet,bunun için anlaşmışlardı.Boşanmadan beri süregelen tüm kızgınlıklarını birlikte geçiriyorlardı.Çünkü boşansalar bile mühürlerini kırmamışlardı.Dolayısıyla alfa ve omega eşlerini istiyordu.Bu yüzden sadece kızgınlıkta seks için anlaşmışlardı.Yavruları olduğu için 1 gün süren kızgınlık boyunca her ikisi de aşklarının o en yoğun,en baskın olduğu zamanki gibi hissediyorlardı.Sanki hiç ayrılmamış gibilerdi.Ne zaman ki son kızgınlık dalgası geçiyordu,o zaman bedenleri ayrılıyordu.Mutlu değillerdi,ama en azından hala birbirlerine aitlerdi.Açıkçası Jungkook böyle bir teklifi beklemese de memnun olduğunu gizlemiyordu.Tıpkı kendi bedeni gibi Jimin'in de bedenine ondan başkası dokunamazdı.

"Unutmadım..."

"İyiysen ben çıkıyorum,Aurora'yı alıp eve getiririm"

Jimin bir baş sallamayla onaylamıştı alfayı.Yorgun bir şekilde doğrulduğunda az önceki öforik ve mutluluk saçan feromonların yerinde şimdi hüzün ve hayal kırıklığı vardı.Jungkook,hala ilk günkü gibi olan mühürlerinden Jimin'in ne derece üzgün olduğunu farkedebiliyordu.Hatta kapıdan çıktığında ağlayacağına da emindi.Yumruğunu sıkıp tırnaklarını avcuna bastırdığında,Jimin'in yanına gidip onu kucaklamamak için kendini çok zor tutuyordu.İkisi de inatçı keçinin tekiydi.Birbirlerine karşı hala ilk günkü gibi olan aşklarını da hissedebiliyorlardı.Ama harekete geçmiyorlardı.İlk adımı atmak neden bu kadar zordu? Otel odasının kapısını açıp çıkmak üzereyken omeganın kırgın sesi durdumuştu alfayı.

"Mührümüzü...neden bozmuyorsun Jungkook?"

Ve işte her zaman kaçtıkları soru...Bu soruya kızımız için diye yanıt vermek çok kolaydı.Tüm arkadaşlarını,ailelerini bununla kandırabilirlerdi.Ama ikisi de kendi içlerinde hala birbirlerine dönme umudu taşıdıkları için yapmadıklarına emindi.Boşanan hangi çift hala mührünü taşımaya devam ederdi ki?

"Sen neden yapmıyorsan ben de o yüzden yapmıyorum Jimin..."

Ve oldukça açık bir cevap daha...Jungkook,arkası dönük olsa da ağladığını bildiği omegasına cevabını verdikten sonra ayrılmıştı.İçindeki alfası omegasını ağlattığı için pençelerini geçirirken,geri dönme arzusuna göğüs gererek çıkmıştı kapıdan.Bir kez sarılsa...bir kez yeniden deneyelim alfam dese cümlesini devam ettirmesine bile izin vermeden sarmalayacaktı onu.Ama kahrolasıca gururları ikisini de durduruyordu.Ancak günün birinde aşk yeniden galip gelecekti...

One More Time - MinificHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin