2-

2.1K 177 124
                                    

Burada bir oda verdiler bana. Aslında mutluydum burada. Ama babamın ölümü gözümün önünden gitmiyor. Neden yaptılar ki? Neden sadece babam? Beni de babamla birlikte öldürselerdi. Orada durduğum bir gün boyunca bana taciz ve şiddet uygulayınca ne değişti ki.

Sabah kalktım ve dolaptan bir elbise seçtim. Benim için ve başka omegalar için bir kaç kıyafet getirmiştiler dün.

Dün bu sarayda kime hizmet edeceğimi söylemişlerdi. Her soylunun bir yada iki hizmetçisi vardı. Ben prenses Nayeon ve prens Jisung'a hizmet ediyordum. İkisi dün benim kime hizmet edeceğimi tartışırken ben ikisine de hizmet edebileceğimi söylemiştim. Prenses Nayeon'un iki hizmetçisi vardı. Ben sabahları prens Jisung'u uyandırıyorum. Prenses Nayeon'u diğer hizmetçisi Yuna uyandırıyordu.

Odamdan çıktım ve Prensin odasına adımladım. Kahvaltı saati geliyordu. Kapıyı tıklattım ve içeriye girdim.

"Prensim, kalkma vakti. Kahvaltı saati yaklaşıyor." dedim baş ucunda durarak.

"Hm? Ne zaman sabah oldu ya." dedi uykulu sesiyle. Gülmemek için kendimi zor tuttum. Gözlerini ovarak yatakta doğruldu.

"Günaydın prensim."

"Gün aymış Felix" dedi gözleri kapalı bir şekilde. Bu haline kıkırdamadan edemedim.

"Off kim çekicek şimdi o yelloz karının boş konuşmalarını" dedi.

İmparatorun boşanacak olduğu bir karısı vardı. İmparatoriçe Minyun. Aslında artık kimse imparatoriçe demiyordu çünkü boşanacaklardı. Cidden her kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeklerinde İmparator ve annesi kraliçe Shin'e yanaşmaya çalışıyordu. Fazla gıcık bir durum. Kraliçe Shin onu terslemiyordu aslında. Ama İmparator gayet mesafeliydi.

"Felix. Bugünkü kıyafetimi sen seçer misin?"dedi. Kafamı salladım ve dolaptan kıyafet seçtim. Prens omega olduğu için oda feminen giyiniyordu.

"Bunun size çok yakışacağına eminim prensim"dedi ve yüzünü yıkayıp gelen prense verdim. Gülümsedi ve aldı. İçeriye giyinmeye gitti. Geldiğinde konuştu.

"Felix!! Bu çok tatlı oldu!" dedi sevinçle.

"Ben size yakışacağını söylemiştim prensim"dedim ve gülümsedi ve aynanın karşısına oturdu. Saçını yaptım odadan çıktık. Prens önden ben arkasından yürüyordum. Bu etraftakilerin bize bakmasına yetiyordu.

Kahvaltı odasına girdik. Odada her soylu vardı. Tam zamanında gelmiştik. Prens içeriye girdiğinde,

"Günaydın abla, abi. anne ve akrabalarım" dedi. Minyun prense sahte üzgünlükle baktı. Kraliçe Shin konuştu.

"Burada Minyun'da var Jisung" dedi yarım sert ifadeyle.

"Ona siz günaydın demişsinizdir."dedi ciddi bir ifadeyle. YÜRÜ BE ASLANIM. Ay pardon.

Sandalyesini çektim oturması için oturunca ileriye ittim ve arkada kendi yerimi aldım. Bütün hizmetçiler hizmet ettiği soylunun sandalyesinin arkasında duruyordu. Üzerimde dört çift göz hissediyorum. AAAAAAAAA

Kafamı kaldırıp etrafa baktım. Adını bilmediğim bir soylunun bana baktığını gördüm. Bakışlarımı kaçırdım hemen. Gülümsedi ve yemeğine döndü. O dönsede üzerimde iki çift göz daha hissediyorum. Ya kim bakıyor bana ya.

"Oğlum, yemeğini yesene." dedi Kraliçe Shin. LAN LAN LAN LAN. İMPARATOR MU BAKIYOR BANA!? Kafamı kaldırıp İmparatora baktım. Evet. Bana bakıyordu. Anlık cesaretle gözlerine bakmaya devam ettim. Dalmış gibi gözüküyordu.

Hayır seni izliyor

Biliyorum zate- dur sen kimsin?

Kurdun Felix

omegaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin