Saat gece 11'de açtım. Akşam yemeği vaktini kaçırmışım. Aman bir günden birşey olmaz sonuçta. Yatakta doğruldum. Gece 12'de kralın odasına gidecektim. Üstümü giymek için dolaba yaklaşım.
Giyindim ve saçlarımı taramaya başladım. Heyecanlıyım ama korkuyorum da. Bugün odama gelmeden önce kral ile Minyun'un konuşmasını duymuştum. Minyun'dan uzak tutmalıyım kralı. Bu net bir şeydi.
Flashback:
Hyunjin bulmuştu. Felix'i kütüphaneye kilitleyeni. O kişi o kadar açık vermişti ki Hyunjin'in yarım saatini almamıştı. Minyun. Felix'in anlatmayacağını biliyordu. Ama Hyunjin'in anlayacağını tahmin etmeliydi. Hyunjin odasından çıkıp Minyun'un odasına adımladı. Kapıyı tık tıkladıktan sonra içeri girdi.
"Oh merhaba Hyunjin."
"Kısa kes Minyun. Felix'i kütüphaneye kilitlediğini biliyorum. Neden yaptın, ne istiyorsun?"
"Seni istiyorum Hyunjin. Eskisi gibi olalım istiyorum. Onun aramıza girmesini istemiyorum."dedi ve Hyunjin'e yaklaşmaya başladı. Hyunjin geriye çekildi ve onu durdurdu.
"Sen ile benim aramızda hiçbir şey yok, olmayacak da. Bizi rahat bırak yoksa boşanmadan bu sarayı terk edersin."dedi ve daha fazla konuşmamak için çıktı.
Flashback end.
Ben alınmamıştım. Aksine hoşuma gitmişti. Kralın beni düşündüğü için hoşuma gitmişti.
Saate baktım. 11.58. Zaman çok hızlı geçmişti. Odadan çıktım ve kralın odasına adımladım. Varınca kapıyı tıklattım ve içeriye girdim. Kral camdan dışarıya bakıyordu. Bana döndü. Gülümsedi ve bana yaklaştı.
"Gün bitti miniğim. Sen daha yeni uyanıyorsun."dedi ve beni kendisine çekti. Ellerimi omuza koydum.
"Yorgundum azıcık.."dedim. Saate baktı. 00.00. Bana döndü. Dudağıma yaklaştı. Çiçeklerin açması için o kişilerin dudaklarının birleşik olması gerekiyor tabii. Dudaklarımızı birleştirdi. İçimde bir hareketlenme hissettim.
Ruh eşimiz! Ruh eşimiz!"
A.
Evett evet kral ile ruh eşiyiz. Kral da hissetmiş olacak ki kollarını belime doladı sıkıca. Hiç bırakmak istemezmiş gibi. Bende kollarımı boynuna doladım. Tutkuyla birbirimizi öpüyorduk. Öpüşmüyorduk, hayır. Ben onun dudaklarını, o benim dudaklarımı öpüyor du. Nefessiz kalınca ayrılmak zorunda kaldık. Gözüm mühür bezinin altında çıkan çiçeklere gülümsedim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Hyunjin'in ciceklerii)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Felix'in ciceklerii)
Parıldıyorlardı. Çiçeklerimiz gecenin karanlığında parıldıyorlardı. Kral eğildi boynuma. Bir sürü öpücük kondurdu çiçeklerime. Omegam içimde oradan oraya zıplıyordu. Artık hissettiğim tek duygu huzurdu. Alfamın yanımda olmasının hissettirdiği duygu. Kral boynumdan ayrıldı ve dudaklarımdan uzaklaştı, yüzüme yaklaştı.
"Gördün mü güzel omegam?"Dedi. Gözlerimi gözlerine çıkardım.
"Hmhm.."dedim ve çiçeklere bakmaya devam ettim.
"Çok mu sevdin? Senin çiçeklerini merak etmiyor musun?"dedi. Gözlerimi tekrar gözlerine çıkardım. Kafamı salladım. Etrafa baktı. Tek elini belimden çekti ve masanın üstündeki yuvarlak orta boyda ki aynayı aldı. Elimden tuttu belimdeki eliyle. Yatağa oturdu, beni kucağına oturttu. Eliyle aynayı boynuma tuttu bakmam için. Aynaya baktım. Çiçeklerim parlıyordu. Minik minik güller vardı. Gülümsedim. Çok yakışmışlar boynuma.
"Bundan sonra bana ismimle sesleneceksin. Yoksa gıdıklarım."dedi. Boş boş yüzüne baktım.
"Hadi. Bak gıdıklarım."dedi ve ellerini karnıma getirdi.
"Tamam tamam ya.."dedim. Nefes aldım, verdim.
"Eeh H-hyun? "Dedim. Hoşuma gitti aslında.
"Hyun mu?"Dedi şaşkınca. Kafamı salladım.
"Evet evet. Hyun."dedim rahatça.
"Peki.. Bugün benimle uyuyacaksın alfam istedi."dedi. Örtüyü açtı içine girdi ve tekrar üstüme yattı. Kollarımı boynuna sardım. Ellerimle saçlarıyla oynamaya başladım.
"İyi geceler minik omegam.."
"İyi geceler alfam.."
...
Merba.
Nasilsinizz kotuyseniz opiyim gecsin💗💗
Yeni bir fic yazmaya karar verdim ama Kai ile Wony asklarimi kotu yapmak zorundayim😞
