bölüm 27

4K 465 94
                                    

min yoongi:
jeon acil hastaneye gelmen gerekiyor

jeon jungkook:
ne oldu?
kötü bir şey yok değil mi?
hyung?
lütfen cevap ver
iyi mi değil mi?
bari bunu söyle

Jungkook cevap alamayınca endişe ve korkuyla toplantıyı bitirmişti. Asistanına acil gitmesi gerektiğini söyleyince hızlıca asansöre binmişti. Yoongi cevap verdi mi diye merakla beklerken hiç bildirim gelmemesi onu daha da korkutmuştu. Taehyung'un uyanması için çok fazla dua ediyor elinden ne gelirse yapmaya çalışıyordu. Fakat bu bir gerçektir ki onu kaybedebilirdi. Sevhilisi asla uyanmayabilirdi ve Jungkook bundan ölesiye korkuyordu.

Asansör ilk kata gelir gelmez koşar adımlarla şirketten çıkmış, bütün çalışanlar ne olduğunu birbirlerine sormaya başlamışlardı. Jungkook park alanındaki arabasına doğru hızla yaklaşırken cebinden anahtarını çıkarmıştı. Acele etmeliydi, ya ona bir şey olmuşsa diye içi içini kemiriyordu. Sonunda bindiği arabasını çalıştırırken elleri titirediği için kendine küfür etmiş ve arabayı park alanından çıkarmıştı. Yaklaşık on beş - yirmi dakikalık yolu öylesine hızlı sürmüştü ki on dakika içinde hastanenin önündeydi. Korkuyla arabayı doğru düzgün park edemeden inmiş ve koşarak hastaneye girmişti. Asansör yerine tekrar merdivenleri tercih ettiğinde yorulduğunu bile hissetmeden sadece korkuyla çıkmıştı merdivenleri. Sonunda yoğun bakım katına geldiğinde kimseyi görememiş ve korku dolu bakışlarıyla Taehyung'un kaldığı odaya doğru ilerlemişti. Herkes içerideydi ve doktorla konuşuyordu. Yatağın önünde oldukları için Taehyung gözükmüyordu. Jungkook nefes nefeseyken içeri dalmış bütün gözlerin üzerine çevrilmesini sağlamıştı.

"Taehyung, o iyi mi?"

Nefes nefese kurduğu cümleyle beraber Taehyung'un annesi ve kardeşi yatağın önünden çekilirken Taehyung'un gülümseyerek kendisine baktığını görmüştü Jungkook. Kendini tutamayarak ağlamaya başlarken yere çökmüştü. Onun bu halini gören Taehyung'un gözleri de öyle dolmuştu ki bozuk musluk gibi pıt pıt damlıyordu. Doktorun yanında duran Yoongi ağlayan çocuğun yanına gitmiş ve onu tutarak yerden kaldırmış çocuğa sarılmıştı. Jungkook kendisine sarılan hyunguna sıkıca sarılarak ağladıktan sonra geri çekilmiş ve sevgilisinin yanına doğru ilerlemişti. Taehyung işaret parmağıyla kendi göz yaşlarını silerken yatakta biraz kenara kaymış ve Jungkook'un yanına oturması için yer açmıştı. Yanına oturan Jungkook sevgilisinin ellerini tutarak önce onları öpmüş ardından dolu gözlerle bakışlarını sevgilisine çevirdi.

"Biliyordum, uyanacağını biliyordum."

Jungkook sevgilisinin omzuna başını gömerken Taehyung onun saçlarını okşamış ve saçlarına öpücükler bırakmıştı. Bu sırada Taehyung'un annesi ve babası bir kenarda sessizce ağlıyor, Yoongi göz yaşlarını saklamaya çalışıyordu.

"Sevdiğim herkes senin sayende bu odada sevgilim, teşekkür ederim."

Taehyung göz yaşları süzülürken sevgilisine teşekkür ediyordu. En sonunda doktor bu duygusal havayı güzelleştirmek için konuşunca herkes doktora dönmüştü.

"İyi haber şu ki, Taehyung ilaçlarını kullanmayı aksatmazsa ve ayda bir kere kontrole gelirse bu kanserin ilerlemeyeceğini düşünüyoruz."

"İlerlememesi için her şeyi yapacağımızdan emin olabilirsiniz."

"Yarın taburcu olabilirsiniz."

Doktor sözlerini bitirdikten sonra odadan çıkmıştı.

"Seni çok özledim Taehyung."

"Uyuyor olmama rağmen ben de seni çok özledim."

Jungkook sevgilisinin dudaklarına bir öpücük bırakırken duyduğu öksürük sesiyle geri çekilmiş ve utançla Taehyung'un omzuna yaslamıştı başını. Onun bu tatlı halini ise gülümseyerek izliyordu sevgilisi.

"Bebeğim her şey için özür dileriz."

Annesi oğlunun yatağının başucunda ağlamaya devam ederken babası ağlamamak için kendini kasıyordu.

"Anne lütfen özür dileme, artık beraberiz bir daha birbirimizi asla bırakmayacağız değil mi?"

Annesi başını sallarken kocasının göğsüne yaslanmış ağlamaya devam ediyordu. Onların ağlamasıyla Taehyung'un akmaya hazır bekleyen göz yaşları hiç durmuyordu. Yoongi ise ailenin kavuşmasına sevinmiş uzaktan susarak onları izliyordu.

"Bunlar bırakırsa bile ben bırakmam hyung, seni çok özlemiştim."

Yeonjun dolu gözlerini silerken gülerek konuşmuştu. Babası da kendisine bunlar diye hitap eden oğlunun kulağını çekerek söyleniyordu.

"Bunlar dediğin senin ailen. Bu çocuğu Taehyung gibi terbiyeli yetiştiremedik yazıklar olsun bize."

Odadaki herkes ağlamak yerine gülerken bütün bunları sağlayan kişinin Jungkook olduğunu biliyorlardı. Eğer Jungkook sevgilisi için özel doktorla anlaşmasaydı, ailesine haber vermeseydi, Yoongi izin vermiyor diye vazgeçip Taehyung'a lavinianın Jungkook olduğunu söylemeseydi şu an yine herkes kopuk ve mutsuz olacaktı. Bir ay önceye kadar herkes Jungkook'dan nefret ederken şu an ona minnettarlardı.

"Yoongi hyung neden öyle uzak duruyorsun, gelsene yanıma."

Taehyung abisi gibi gördüğü arkadaşının da odada olduğunu hatırlatma ihtiyacı duyarken ailesi ona teşekkür etmeyi unutmuştu. Sonuç olarak o bunca yıl Yoongiyle beraber yaşamıştı.

"Oğlumuza sahip çıktığın için teşekkür ederiz, bizim yapamadığımız ebeveynliği sen yaptın."

"Böyle söylemeyin o benim kardeşim sayılır elbette ona sahip çıkacaktım. Onun için her şeyi yaparım."

Yoongi de Taehyung'un yatağının yanına gelmiş, yanaklarını sıkarak onu sevdiğini hatırlatmıştı. Yoongi ikilinin birbirlerine sarılmış hallerini görünce ikisi için de mutlu olmuş ve duygulanmıştı. Jungkook sevgilisinin omzunda öyle rahattı ki gözleri kapalı sadece sevgilisinin nefesini dinliyordu. Kendini bunca zaman sonra ilk defa bu kadar huzurlu hissediyordu.

"Taehyung benimle yaşar mısın?"

Jungkook gözleri hâlâ kapalıyken yönelttiği soru onun saçlarını seven Taehyung'u duraksatmıştı. Gözlerini ailesine çevirirken babasının başını sallaması ve onaylamasıyla gülümsemişti. Sevgilisinin saçlarına tekrar öpücük kondururken cevabını vermişti.

"Bundan daha çok istediğim bir şey yok sevgilim."

-

çok duygulanarak yazdım umarım duyguları yansıtabilmişimdir

memories, taekook textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin