giriş

123 30 104
                                    

cherry pancakes | her şeyin başladığı zaman.

ε🍒з

öğle arasında herkes bahçede koşuştururken jisung, felix ve yuna birlikte oturmuş beslenmelerini yiyorlardı.

jisung pek yiyemiyordu aslında, zaten sindirim problemleri vardı ve üstüne anksiyetesiyle birlikte insanların içinde yemek yemekte oldukça zorlanıyordu ama beslenmesini bitirmeden eve gittiğinde annesinden azar yediği için zor da olsa her gün bitiriyordu yemeğini.

"hadi jisung! yemen lazım artık." diyerek yanındaki çocuğun saçlarını karıştırdı yuna, "hem bak, yemeğini bitirirsen annen akşam parka inmemize izin verecek."

kafasını sallayarak annesinin koyduğu vişneli pankeklerden birisini eline aldı jisung, yuna da gülümseyerek önüne döndü.

üçü anneleri sayesinde çok küçük yaşlarından beri birlikteydiler, gerçi hâlâ küçüklerdi ama. aralarında oluşan bağın kopması imkansız gibi bir şeydi onlar için.

felix, bileğinden düşen bilekliğinin iplerini yuna'ya tekrar sıktırırken, jisung'un gözleri, futbol sahasının karşısındaki kaldırımda tek başına oturmuş, futbol oynayan çocuklara imrenen gözlerle bakan ayağı alçılı çocuğa kaydı.

yuna, iplerini sıktığı bilekliğe karşı, "oldu!!" diye bağırırken ayağı alçıda olan çocuğun önünden geçen birisi bilerek alçılı ayağına vurmuş, sonra da sırıtarak sahaya girmişti.

alçılı çocuk acıyla refleks olarak elleri ayağına giderken yüzü buruşmuş bir şekilde ayağını tekmeleyen çocuğa bakıyordu. tek düşündüğü şey, alçısından kurtulduktan sonra kendisine sırf ayağında alçı olduğu için zorbalık yapan aptallardan alacağı intikamdı.

tüm bunları izleyen jisung, arkadaşlarıyla oturduğu banktan kalktı.

felix soran gözlerle ona bakarken yuna da, "nereye? istediğin bir şey mi var? alalım istersen." diye sordu.

başını olumsuz anlamda salladıktan sonra, "gelirim birazdan." diyerek beslenme kutusuyla birlikte ayağı alçıda olan çocuğun yanına doğru yürümeye başladı.

kaldırımda oturan çocuğun yanına çöküp beslenme kutusunu açmaya çalışırken, yanındaki çocuk da şaşkınca ona bakıyordu.

kutuyu açmayı başardığında içinden bir vişneli pankek çıkarıp yanındaki çocuğa uzattı, "bakma öyle de ye şunu işte." dediği zaman vücudundaki tüm kan yanaklarına hücum etmişti.

yanındaki çocuk bu tatlı görüntüye karşılık kıkırdayarak, elindeki pankeki alıp, karşısında utanmış bir şekilde bakışlarını kaçıran çocuğa yedirdi.

jisung, şokla gözlerini araladığında, alçılı çocuk da onun az önce söylediği şeyi tekrarlayarak, "bakma öyle de ye şunu işte." demişti.

iki çocuk birden kıkırdadıklarında, jisung, kendine uzatılan pankekten ısırmış, sonra dizlerini birleştirerek oraya koyduğu kaptan bir pankek daha alıp o da karşısındaki çocuğa uzatmıştı.

o da aynı jisung'un yaptığı gibi pankekten bir ısırık aldığında birbirlerine bakıp gülümsediler.

"kimsin sen? neden geldin ki yanıma?"

cherry pancakes [minsung]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin