[taylor swift - maroon]
❝sessizlik oyuna girdiği anda
sallanıyorduk, kör ve çakırkeyiftik
yine kendimizi nasıl kaybetmiştik ya?❞Daha öncesinde odamın penceresinden şahit olduğum kadarıyla bildiğim eve şimdi önümde Kim Taehyung eşliğinde girmek, bana bu sabah sorulsa ancak rüyamda göreceğim türden bir şeydi.
Ancak oluyordu işte.
Taehyung kapının kilidini açarken ben yalnızca geniş omuzlarını izliyor, içeri girdiğimizde ne söyleyeceğime karar vermeye çalışıyordum. Beynim durmuş gibiydi. Bir anlığına koşarak kaçıp Jimin'in yanına gitmeyi bile düşünmüştüm. İçimde bir yerler bu kadar panik olduğu için kendine kızarken bunu elimden geldiğince belli etmemeye çalışıyor, koca gözlerle Taehyung'un açtığı kapıya bakıyordum.
Her şey çok hızlı gelişiyordu. O kapıyı açıp bana döndüğünde, tek yapabildiğim gözlerimi omuzlarından çekip gözlerine dikmek olmuştu.
"Buyur bakalım." dedi yamuk bir gülüşle. Benim aksime beklenmedik tüm bu olaylara karşı kesinlikle rahattı. "Evime hoş geldin."
Dudaklarımı birbirine bastırıp başımı hafifçe eğmekle yetinmiştim. Hem... Ne diyecektim ki? Kendimi zorla davet ettirdiğim evine hoşbulduk diyerek misafir edasıyla giremezdim ya da bir deltayla konuşmak günlük rutinimmiş gibi davranamazdım ya.
Uzun koridora ilk adımımı atmamla Taehyung arkamdan kapıyı kapatmış, yavaş adımlarla yanıma gelmişti. O ellerini cebine sokup salon olduğunu tahmin ettiğim odaya doğru adımlarken ben etrafı inceliyordum. Taehyung'un evi de tıpkı giyimi gibiydi, sadeydi ancak her şey yeterince gösterişli ve modern görünüyordu. Sonunda kendi sebep olduğum sessizliği kırmak adına "Evin güzelmiş hyung." demiştim.
"Öyledir." demişti o da pişkin pişkin. "Az çok hakimsin zaten."
Kaşlarımı çatmam saniyeler sürerken duraksamış, beni beklemeden ilerleyip salona giren bedeniyle yaptığı imâyı anlamış, kaşlarımın arasını sıvazlamıştım sıkıntıyla. Konuyu 'onu dikizlemem'den çevirmen gerekiyordu ve bunu yaparken konusunu açmaya çekindiğim durumdan da uzaklaşmamalıydım. Yoksa akşama dek kıvranacak, Taehyung'a rezil olacaktım ve o abim için ne zaman bizim eve gelse odama kendimi kilitleyeceğim kıvamda bir rezillik olacaktı bu.
Tüm bu ince hesapları yaparken salona attığım ilk adımla tüylerim diken diken oldu.
Burada gördüğüm her manzara gözlerimin önünden bir film şeridi misali akarken ikinci kez duraksamama engel olamadım.
Yanımda duran deltanın bir omegayı nasıl da ağlatarak karşımdaki koltukta becerdiğini hatırladım, duvara yasladığı başka bir alfa geldi aklıma ardından. Betanın tekiyle savaşır gibi öpüştüğü gece hemen karşısındaydım, gözlerim koca pencereye ilişip kendi odamı buldu. Demek beni bu açıdan görüyordu. Ona göre biraz daha yukarıda kalıyordu benim odam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Midnight Memories
Fiksi Penggemar"unutma jungkook, o bir delta. ve bir deltayı etkilersen herkesi etkilersin."