4 yıl önce;
Nehir? Nehir?
Beynimde sürekli yankılanan isim sinirlerimi bozuyordu. Dayanamayarak gözlerimi açtığımda iki çift göz beni izliyordu. İki adam. Biri yaşlıydı, öbürüyse 25'inde gibi duruyordu.
Bilinciniz yerine geldiğinde yapacağınız ilk iş düşünmektir. Düşünemedim. Düşünecek hiçbir şeyim yoktu çünkü. Beynim boş bir kutu gibiydi. Ben kimim gibi sıradan bir soru sormadım. Bunun yerine etrafı incelemeye başladım. Mor sinir bozucu bir renkti. Evet, morun sinir bozucu bir renk olduğunu biliyordum. Önemli olan hiçbir şeyi hatıramıyordum ama lanet olası, gereksiz mor rengin sinir bozucu olduğunu hatırlıyordum.
Yaşlı adam yanıma gelip elini saçıma götürdüğünde kaşlarımı çatarak ona baktım. Saçımı okşarken "Güzelim?" dedi.
"Sen kimsin?"
Gözleri kocaman olurken arkasındaki adama döndü.
"Git doktoru çağır Hakan."
Genç adam bana baktı ve koşarak odadan çıktı.
Yaşlı adam "Adını biliyor musun?" diye sormuştu. Başımı iki yana salladım. Bildiğim tek şey bir isimden ibaretti. Ve tabii morun sinir bozucu olduğu.
İki parmağını kaldırdı ve "Bu kaç?" dedi. Kör değilim.
Bıkkın bir tavırla "İki." dediğimde rahat bir nefes aldı.
Yaklaşık iki dakika sonra doktor ve adının Hakan olduğunu öğrendiğim adam kapıdan içeri girmişti. Yatakta doğrulmaya çalıştığımda yaşlı adam bana yardım etti.
Doktor "Fiziksel bir acı hissediyor musun?" diyerek bana yaklaştı.
"Biraz başım ağrıyor."
Doktor başını salladı ve elindeki kağıda birşeyler karaladı.
"Adın?"
Başımı iki yana salladım.
"Hangi yıldayız?"
Tekrar aynı hareketi yaptığımda birşeyler daha karaladı. Yaşlı adama dönüp "Kuzey beye..."
"Kuzey'in hiçbir şeyden haberi olmayacak." dedi ve bana bakıp devam etti. "Dışarıda konuşalım doktor."
Yaşlı adam ve doktor dışarı çıktığında odada sadece Hakan ve ben kalmıştık. Sessizce oturmaya devam ettik. Kapı açıldı ve yaşlı adam içeri girdi.
"Hafızanı kaybetmişsin. Ancak büyük bir şok yaşarsan anılarını yavaş yavaş hatırlayacakmışsın. Senin adın Nehir, ben senin babanım. Adım Osman, Hakan da sevgilin. Birbirinizi çok seviyorsunuz." dediğinde bakışlarımı Hakan'a çevirdim. Madem onu çok seviyordum...gördüğümde farklı hissetmem gerekmiyor muydu? Sebepsiz yere Kuzey ismi beynimde dolaşıyordu.
"Kuzey kim?" dedim. Babam olduğunu söyleyen adamı dikkatle izliyordum. Tanrım! Hafızamı kaybetmiştim. Bu garip bir histi. Şey gibi...hani çok yorgun olursunuz ve beyniniz durur ya, öyle işte.
"Kuzey?..önemsiz biri. Sen onu düşünme şimdi."
İlk bölüm daha önce yayınlamıştım ama şimdi düzenledim. Kusura bakmayın. İçime sinmesini istedim. Bu arada Nehir yaşıyor. Sanırım en çok sizin ısrarlarınız yüzünden Aşiret Düğünü 2 yazıyorum...Umarım beğenirsiniz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞİRET DÜĞÜNÜ 2
Humor"Seni seviyorum." diye fısıldadığımda gözlerini açtı, kafasını bana çevirdi. Yarası kanıyordu ve acı çekiyordu ama onu sevdiğimi söylemem daha önemliydi. Tanrım! Böyle bir adam seve seve beni mi sevmişti? "Hatırlamadığım için özür dilerim ama seni s...