"Me...merhaba." dediğimde gülümsedi.
"Çok güzelsin."
Elimle saçımı kulağımın arkasına gönderirken kızardığımı hissettim.
"Sende. Yani...yani güzel değil...yakışıklı. Normalde değilsin diye değil. Yakışıklısın dediysem...seni gören herkes öyle der. Kadın olarak. Erkek olarak derse o zaman sorun var işte. Neyse işte!"
Konuşmaya devam edersem kendimi daha fazla rezil edecektim, o yüzden sustum. Ona yaklaşıp yamuk duran papyonun düzelttim. Gömleğinin yakalarını düzelttiğim sırada gözlerini yüzüme dikmişti. Gözlerine bakıp gülümsedim.
"Böyle daha iyi."
"Yapma." dediğinde kaşlarımı çattım.
"Anlamadım?"
Elini belime koyup beni kendine çekti. Yine nefes alamıyordum. Ağızdan al, burundan ver. Yok! Burundan al, ağızdan ver.
"Böyle bakma."
Aslında gerizekalı gibi baktığımı düşünüyordum. Aklımda geçenleri duysa o da böyle düşünürdü.
Elleri sırtımda yukarı aşağı hareket ediyordu. Ve sözlerinden etkilenmemek imkansızdı. O karizmatik sesiyle güzel olduğumu söylüyordu, bana değerli hissettiriyordu. Şimdiye kadar hiç beni sevdiğini söylememişti ama bir şekilde biliyordum beni sevdiğini. Peki ben onu seviyor muydum? Zaman geçtikçe sevebilirdim ama şimdi degil. Yine de ondan etkilendiğim bir gerçekti.
Artık fısıltı gibi çıkan sesimle "Nasıl bakıyorum?" dedim.
Lütfen gerizekalı gibi deme...
"Eskisi gibi."
Boğazımda bir yumru hissettim. Son söylediği sanki aramızdaki yabancılık hissini yok etmişti. Parmak uçlarıma yükseldiğimde kolunu belime sardı ve onunla aynı hizaya gelmeme yardım etti. Kendimi bıraksam beni tutardı.
"Yeniden yaşayalım mı?" diye dudaklarına doğru konuştum.
Birden telefon çalmaya başladığında Kuzey küçük bir küfür savurdu. Ondan uzaklaştığımda cebindeki telefonu çıkarıp kulağına götürdü.
"Ne var?"
Bana bakıyordu. Ona bakmamak için tırnaklarımla oynamaya başladım. Gülümsediğini hissedebiliyordum.
"O kadar önemli mi?" diye telefonla konuştuğu her kimse cevap verdi.
"Tamam. Geliyorum ben." dedi ve telefonu kapattı.
Hala ona bakamıyordum.
"Önemli bir işim çıktı. İki saate kadar geri dönerim."
"Davet?"
"Boşver sen."
Odadan çıktığında onunla beraber bende kapıya kadar indim. Gideceği sırada "Yemek yapayım mı?" dedim. Bana garip garip baktıktan sonra küçük bir kahkaha attı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞİRET DÜĞÜNÜ 2
Humor"Seni seviyorum." diye fısıldadığımda gözlerini açtı, kafasını bana çevirdi. Yarası kanıyordu ve acı çekiyordu ama onu sevdiğimi söylemem daha önemliydi. Tanrım! Böyle bir adam seve seve beni mi sevmişti? "Hatırlamadığım için özür dilerim ama seni s...