Hayatımda bu yaşıma kadar bir kere bile bara gitmemiş ben şimdi iş görüşmesi için bara gidiyorum hayat ne kadar garip değil mi ?
Abimin izin vericeğini hiç düşünmediğim için böyle bi geceyi hayal etmemiştim neler olur başımza neler gelir hiç bi fikrim yok.
Yanımıza enstrümanlarımızıda almıştık çünkü adam yoongiye işe alınırsanız hemen başlarsınız demiş bizde temkinli gidiyorduk.
Kabul etmeme gibi bi imkanları yok çünkü bu kadar düşük bütçeye bu kadar iyi çalan insan az bulunur.
Ben hem şarkı söyler hemde elektro gitar çalarım yoongi ise çoğunlukla bateri bazen ise piyona çalardı.
"Nerde kaldı bu taksi geç kalıcaz"
"Gelir birazdan sakin"
"İşi başkasına kaptırınca göstericem sana sakinliği"
"Geliyo işte"
Taksiye el işareti yaparak durdurmuş ve binmiştik 20 dakikalık yolculuğun ardından sakin sokaklardan çıkıp daha canlı barların bulunduğu sokaklara gelmiştik taksiden parasını ödeyip indik gözü kör edicek derece ışıkların bulunduğu bi barın önünde durdu yoongi
"Burası mı"
"Evet gel hadi"
Diyerek bardan içeri girdik duyma yetimi kaybedicek derecede müzik sesi ve iğrenç bi koku hakimdi içeride etrafda yiyişen insanlar delice dans edenler içmekten kafayı bulup ağlanlar ve de insan gib içkisini yudumlayanlar.
Yoongi barmenle kısa bi konuşma yapmış ve bizi içeriye almıştı bi yığın insanı geçip bi odaya girmiştik barın sahibi bu adam olmalıydı yoongi ile kısa bi konuşma yapmış en son
"Bu gece bizi güzelce eğlendirirseniz her akşam burdasınız" demişti.
"Tamam efendim hiç bir kaygınız olmasın"
Demiş ve odadan çıkmıştık sahne arkasına gidiyorduk sanırım, bu sürede yoongiyle hiç konuşmamıştık.
Ben gitarımın akorlarlarını ayarlerken oda çubuklarını siliyordu.
"Ne çalacağız düşündün mü hiç"
"İlk The Cranberries'den Dreams çalarız diye düşündüm"
"Tamam güzel"
"Hazır mısın"
"Hiç olmadığım kadar"
Sahneye bi anda çıkmış ve yerlerimiz almıştık herkesin gözü bizim üzerimizdeydi çünkü burda yeniydik
Yoongi çubuklarıyla ritim tutturmuş ve çalmaya başlamıştık güzel enstrüman sesleri arasına benim sesimde dahil olmuştu.
Oh, my life is changing everday
(Oh ,Hayatımn her gün değişiyor)
In every possible way
(Mümkün olan her şekilde)
And oh, my dreams
(Ve ah, hayellerim)
Its never quite as it seems
(Hiçbir zaman göründüğü gibi değil)
Never quite as it seems
(Asla göründüğü gibi değil)
I know ı felt like this before
(Biliyorum daha önce böyle hissettim)
But now I'm feeling it even more
(Ama şimdi daha çok hissediyorum)
Because it came from you
(Senden geldiği için)
Then I open up and see
(Sonra açıp bakarım)
