forty one

649 73 38
                                    

Salondaki koltukta oturan anne ve babamı gördüğümde koşarak merdivenlerden indim ve ayağa kalkan anneme sarıldım. "Çok özledim sizi." Tam bir anne kuzusu gibi kokusunu içime çektim. "Biz de seni özledik bir tanem." Aynı şekilde babama da sarıldım. "Neden bu sefer bu kadar uzun kaldınız? Sınava kadar gelmeyeceksiniz sandım." Onların karşısındaki koltuğa otururken öylece ayakta dikilen Hoseok'u yanıma çektim. Ailemden çekinmesi çok komiğime gidiyordu. "Sözleşmenin bazı maddelerini değiştirmek zorunda kaldık." diyerek açıklama yaptı babam.

"Hoşgeldin bu arada oğlum. Hoseok'tu değil mi?" Annemin sorusuna karşılık olarak hızla başını salladı Hoseok. "Hoşbuldum. Siz de hoşgeldiniz efendim." Garip bir sessizlik olunca halının desenlerini incelemeye başladım. Acaba bu Türk halısı mıydı İran halısı mıydı?

"Bir şey soracağım."

Başımı yerden kaldırdım. "Sor anne."

Emin olamamış gibi gözlerini ikimizde gezdirdi. Normalde kollarını belime sarmadan duramayan Hoseok şu an koltuğun diğer ucunda oturmuş tedirgin bir şekilde aileme bakıyordu.

"Yoongi, kaptın mı bu çocuğu?"

Hoseok'la tanıştıkları gün annem ona daha sevgili değilseniz Yoongi seni kapar demişti ve bu aklına gelmiş olmalıydı. Utançla bağırdım: "Anne!"

Babam hemen karısını korudu. "Neden kızıyorsun oğlum? Merak ediyoruz sadece. Yakışıyorsunuz ayrıca ve..." gülmemek için büyük bir savaş veriyor gibi görünürken devam etti. "Pek arkadaş gibi de görünmüyorsunuz."

Kaşlarımı çattım. "Neden ki?" Omuz silkti. "Hiç."

Hoseok'la aynı anda birbirimize döndüğümüzde babamın neyi kastettiğini anladım. Hoseok'un dudakları normalden daha dolgun ve kırmızı görünüyordu ve siktir! Yakası açık t-shirtümden izler belli oluyor olmalıydı. Hoseok da farkına varmış gibi utançla dudaklarını birbirine bastırdı. Derin bir nefes alıp verdim. Açıklama yapmam gerekiyordu. Gerçi bir şey söylemesem de annemler pek takmazdı ama ben haberleri olsun istiyordum.

Planım koltukta Hoseok'un yanına geçip elini tutarak söylemekti ama benim aptal sevgilim ben koltukta kaydıkça daha da uzaklaşıyordu. En son ayağa kalktığında "Bebeğim ne yapıyorsun salak mısın!" diyerek çıkıştım. Gözleri far görmüş tavşan gibi açıldı. "Bebeğim deme annenler var!" Gözlerimi devirdim.

"Hoseok oturur musun lütfen?"

"Hayır, biraz uzaklaş öyle otururum."

"Güzelim otur şuraya canımı sıkma." diye tısladım dişlerimi sıkarak.

Başını aceleyle iki yana salladı. "Hayır dedim." Sakin kalmaya çalışarak dudaklarımı yaladım. "Eğer oturmazsan seni burda öperim." Yutkundu ve tedirgince annemlere baktı. Sonra da tıpış tıpış yanıma oturdu.

Ebeveynlerime döndüğümde şaşkınca ve biraz da gülmemek için kendilerini sıkar gibi bizi izlediklerini gördüm. İstediğim gibi Hoseok'un elini tutarak boğazımı temizledim. Aptal çocuk elini çekmeye çalışıyordu. "Anneciğim, babacığım." diyerek gülümsedim. "Biz Hoseok'la sevgiliyiz."

"Ben değilim!" diye bağırdı Hoseok ve babamlar bu sefer kendilerini tutamayarak kahkaha attılar.

"Ağzına sıçacağım senin, bekle sen." diye fısıldadım kulağına. Yüzüme ağlayacak gibi baktı. Aslında aşırı tatlı görünüyordu ve onu bir bebek sever gibi sevmek istiyordum ama sinirli gözükmek için kendimi zorladım.

"Utanmana gerek yok Hoseok, söylemese de belliydi zaten." dedi babam. Annem de başını sallayarak onu onayladı. "Evet, bizimle daha önce hiç sevgilisini tanıştırmadı Yoongi. O yüzden biraz zorladım sizi ama ne yapayım, hayalimdi bu benim."

teach me how to f*** | sopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin