nine

1.2K 125 33
                                    

Sınav haftasını başarıyla atlattıktan sonra hafta sonumu eğlenceli bir şeyler yaparak geçirmek istemiştim. Bu yüzden cumartesi gününü en yakın arkadaşlarıma ayırıp pazar günü de Hoseok'a buluşmayı teklif etmiştim. Ben bir şeyler yapacağımızı düşünürken o vizyona giren bir filmi merak ettiği için ona gitmeyi teklif etmişti.

Geçirdiğimiz 2 hafta boyunca çoğunlukla bana ders vermesi  için gizli saklı boş dersliklerde de ve soyunma odasında bir araya gelsek de bazen yiyişmeyi boş vererek eğlenmek için farklı şeyler yapıyorduk. Her ne kadar kabul etmek istemesem de eğlenceli biriydi ve beni sürekli güldürüyordu. Ah, bir de azarlıyordu tabi.

Siyah sıfır kollu t-shirt ve bol gelen mom jeanlerimden birini giymiştim. Seul'deki geniş caddelerden birinde banka oturmuş Hoseok'u bekliyordum.

"Bö!" arkamdan gelen sesle yerimde sıçradım. Bir kıkırtı işittim. "Hoseok!" diye bağırdığımda önüme geçti ve hızlıca elimden tutarak kaldırdı. "Acele etmemiz gerekiyor. Biletleri internetten aldım ve film 5 dakika içinde başlayacak." Başımı salladım ve ona ayak uydurarak yürümeye başladım. "Sihirbaz temalı kafenin karşısındaki sinema salonuna gidiyoruz." Gözlerimi devirdim. "Geç kalacağız aptal en az on beş dakika sürüyor burdan."

"Yoongi, bu filmi kaçıramam!" 

Adımlarını önce daha da hızlandırdı ve sonra banktan kaldırdıktan sonra bıraktığı elimi geri tuttu. "Koşalım." Onu daha önce bu kadar heyecanlı görmediğimden koşmayı kabul ettim. Ayağımın ağrısı çoktan geçmişti. Gerçekten de beş dakika içinde sinema salonunda olmuştuk. Olmuştuk olmasına ama ciddi anlamda kan ter içinde kalmıştım. Hoseok benden daha iyi bir haldeydi; bunu atletik olmasına bağladım. Benim sıska vücudumla karşılaştırdığımızda kaslı bir şeydi bu çocuk.

O direkt salonların olduğu yere ilerlerken elinden çekiştirip "Mısır alalım. Ben ödeyeceğim" Diyerek büfeye yöneldim. "Hoş geldiniz! Nasıl yardımcı olabilirim?" Öğrenci olduğu belli olan genç bir kız yüzündeki büyük gülümsemeyle baktı bize. "İki orta boy patlamış mısır, bir şekersiz kola bir tane de-" Hoseok'a baktığımda "Sprite." Diye tamamladı cümlemi.

Siparişlerimizi hızlıca hazırlayıp önümüze koydu. "Toplam 26.850 Won." Birleşik olan ellerimize bakıp devam etti. "Çiftler için olan kampanyamızdan yararlanmak ister misiniz?" Aslında yeterince param vardı. Yine de birazcık indirimden bir şey olmazdı değil mi? Başımı Hoseok'un omzuna yatırıp sevimli olduğunu düşündüğüm bir şekilde gülümsedim. "Evet lütfen!"

***

Film başlayalı bir saat falan oluyordu ve ben sıkıntıdan ölmek üzereydim. Salonun yarısı bile dolu değildi ve bu filmin ne kadar boktan olduğunun bir göstergesi olmalıydı. Arkada oturmanın rahatlığıyla biraz telefonuma bile bakmıştım. Tabi Jungkook, sevgilisi ile olan 'pazar gününe özel küvette seks' temalı birkaç fotoğraf atınca yüzümü buruşturarak telefonu kapattım. Kendi mısırımı çoktan bitirmiştim. Arada Hoseok'unkinden alıp havaya atarak yakalamaya çalışıyordum. 

Son attığım mısır Hoseok'un kafasına denk gelince içten içe kıkırdadım.

Bu çocukluğumu görmezden gelince etli yanağından makas aldım. Daha sonra baş ve işaret parmağımın arasına sıkıştırıp çektim. Aşırı sessiz bir şekilde mırıldandı. "Uslu dur."

Ama istemiyordum!

Ani bir kararla yerimden kalktım ve yan bir şekilde Hoseok'un dizine oturdum. Dehşetle açılan gözleri loş salonda beni bulduğunda sırıtmakla yetindim. Uzanıp kulak memesini emmeye başladığımda yutkunduğunu net bir şekilde duyabilmiştim. Bir eli hemen belimi kavradı ve yerimi sabitleştirdi. İşleri biraz daha büyütmek için boynuna birkaç öpücük bıraktım. Bu sırada ellerimden birini omzuna, diğerini de göğsünün üzerine koymuştum.

Nefes alışverişinin hızlanışını elimin altındaki göğsünden çok rahat bir şekilde anlayabiliyordum. Boynunu emmeye başladığımda belimi sıktı. Bu durmam için bir uyarıydı ama önemsemedim. Kafamı kaldırıp göz göze geldiğimizde onu sonunda filmden kopardığımı anlamıştım. Dudaklarına kapandığımda en başlarda hareketsiz kalsa da sonra karşılık vermişti. Birkaç dakika sonra nefes nefese ayrıldığımızda istediğimi almış olmanın gururuyla sırıttım. O ise bana onaylamayan bir şekilde bakarak iki bacağının arasında sallanan bacaklarımı alarak kucağında yatma pozisyonu almamı sağladı. "Uyu, az kaldı çıkacağız." Dediğinde başımı boynuna gömdüm. İtiraz etmeyecektim.

***

Sinemadan çıktıktan sonra fazla kalabalık olmayan bir parka gelip çimenlere oturmuştuk. Yanında sigara içtiğim ilk seferde teklif ettiğimde almadığı için Hoseok'a sormayı bırakmıştım. Ama paketi ve çakmağı çantama koyduğumda "Bir dal versene." Dediğinde önce dalgın bir şekilde çantamı uzattım sonra aklıma gelen şeyle sırıtarak geri çektim. Anında kaşlarını çattı. "Bir tane alacağım sadece, canım çekti."

Önce etrafı kolaçan ettim. Tanıdık kimse görünmüyordu. "Kucağına gelebilir miyim?" diye sordum hevesle. "Ne zamandan beri bunun için izin alıyorsun?" dediğinde omuz silktim. "Dışarıda olduğumuz için istemeyebilirsin." Önemi yok dercesine bir hareket yaptıktan sonra belimi kavrayarak kucağına çekti. Beni bu kadar kolay taşıyabilmesi biraz sinirlerimi bozuyordu.

Bacaklarımı iki yanından sarkıttım. "Smoke kiss yapalım." Dediğimde emin olamayarak bana baktı. Onu böyle şeyler yaparken her zaman özgüvenli gördüğümden aniden sırttım.

"Daha önce hiç yapmadın mı?"

"Ne alakası var?"

Karşı çıkışına kahkaha atarak kendi kendine yanarak yarısı biten sigaramdan bir nefes çektim. Hoseok'un kucağında biraz kayarak göğüslerimiz birbirine değecek kadar yaklaşmamızı sağladım. Dumanı hafifçe aralık olan dudağından üfledim. Ardından hızlıca dudaklarına atıldım. Elini başımda sabitleyip beni iyice kendisine çekti. Diğer eli kalçamda dolanıyordu ve geçirdiğimiz bu iki haftada buna oldukça alışmıştım.

Bu bir sorundu, ona, dokunuşlarına ve öpüşlerine alışmış olmam bir sorundu ama ben bunun farkında bile değildim. Sadece biraz eğlenmek istiyorum, hepsi bu diyerek kandırıyordum kendimi. Gün geçtikçe bu kandırma işi eskisi kadar kolay olmayacaktı. 

Nefes nefese ayrıldığımızda şapşal şapşal gülümsedi. "Yine öp." Dediğinde hevesle kafamı sallayıp sigarayı içime çektim ve yine aynı şeyleri tekrarladım. Üç sigaramı da böyle bitirdikten sonra daha fazla nikotin istemediğimden kucağından kayarak çimenlere geri döndüm. 

teach me how to f*** | sopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin