3

340 36 28
                                    

Minhoyu zar zor evden çıkardım.
Changbin evin önünde bizi arabayla bekliyordu.
Minhoyu arabaya bindirdim ve bende arabanın ön koltuğuna oturdum.

"Aynı yere mi?"

"Tabiki aynı yere aptal"

Sinirliydim çünkü Minho bana oyun oynuyor gibi hissediyordum.
Adımı biliyordu, silah taşıdığımıda.
Bu işi hemen bitirmek istiyordum.
Aynı yer dediğimiz yerde Changbinle benim kurbanlarımızın işini bitirdiğimiz yer.
Orda halat, sandalye, bıcak, silah her şey vardı.
Kapalı bir yerdi, dışardan içerdeki sesler duyulmazdı.
Sonunda oraya gelmiştik.
Changbin Minhoyu sırtına aldı ve içeri soktu.

"Ben gidiyorum sonrasınıda sen halledersin."

"Artık öyle yapıcam zaten"

Changbin gittikten sonra Minhoyu sandalyeye bağladım.
Normalde uyanmadan onu öldürürdüm ama uyanmasını istiyordum.
Bir anda telefonum çalınca korkmuştum. Minhodan biraz uzaklaştım ve telefonumu açtım.
Felix arıyordu.

"Hallettinmi?"

"Felix tam zamanında aradın ya of"

"Hee pardon"

"Felix..."

"Hanji bişey mi oldu?"

"Bu Minho benim fan hesabım değilmiş. Beni tanımıyor bile."

"Eee ne güzel işte"

"Ama adımı biliyor."

"Ha?"

"Kafam çok karışık felix"

"Onunla ne konuştunuz ki?"

"Normal sohbet ettik"

"Anlat bana sen yinede"

"Of iyi. Yeni taşındığımı falan söyledim. Gece uyuyamadın mı gözlerinin altı morarmış dedim"

"Ee sonra?"

"Gece çok uyuyamadım dedi bende ilaç falan kullanmıyor musun dedim"

"Durmadan anlatsana ya devam et"

"Sonra oda ilaçlara bağışıklığım var bana işe yaramıyor dedi-"

Minhonun ilaçlara bağışıklığı olduğunu unutmuştum...
O an şoktan hareket bile edemedim.
Hepsi numaramıydı?
Hiç bayılmamışmıydı...
Yavaşca arkamı döndüm Minhoya bakmak için...
Sandalyede bana bakıp sırıtan Minhoyu görünce tüylerim diken diken olmuştu...

"Alo? Jisung beni duyuyomusun? Heeyy Jisunggg"

Telefonu kapattım ve cebime koydum.
Minhoya doğru yürümeye başladım.

"Sen deli misin ya"

"Senin delin Hanji."

Duyduğum şeyle daha çok gerilmiştim.
Neden bilmiyorum çok korkuyordum ama çok etkilenmiştim.
Minho arkasına yaslandı.

"Hadi öldür beni Hanji."

"Adımı nerden biliyosun?"

"Ben sana çok aşığım Han."

"Ha? Ne?"

"Beni öldürmeyecek misin?"

"Seni öldürmeyeceğim."

Telefonumu aldım, o adamı arıyıp Minhoyu öldürdüğümü söyleyecektim.
Ama Minhoyu öldürmeyecektim.
Bana aşık olan birine bunu yapamam.
Adamı aradığım sırada Minhonun telefonu çaldı...
Ne...
Minhonun telefonuna baktığımda
Arayan bendim...

Lee Minhodan

Han Jisunga çok aşığım. Hatta Han Jisung fan hesabım var.
Jisungun kiralık katillik yaptığını öğrendiğimde kendim Jisunga mesaj atip ona kendi adımı verdim ve adresimi attım.
Geldiğinde onu tanımıyormuş gibi yaptım tabii ki.
Peki bunu neden mi yaptım?
Çünkü onu ölmeyi göze alıcak kadar çok seviyorum.

Han Jisung'dan

Ellerim titremeye başlamıştı.
Minho bana bakıp sırıtıyordu.
Herşeyi anlamıştım...
Ama neden böyle bişey yapmıştı ki?
Minho sessizliği bozup konuştu.

"Hadi ama Jisung işini yapmayacak mısın?"

"Hayır yapmiycam"

"Neden? aşık mı oldun?"

"YA SAÇMALAMA"

"O zaman neden yapmıyorsun?"

"Çünkü.... Çünkü sen kendin bana Lee Minhoyu öldür dedin. Hem paramı nasıl alıcam ben?"

"Paramı istediğin kadar alabilirsin.
Ve beni öldürmessen eğer polise gidip bunları atamaz mıyım sence?"

"Bana aşık değilmiydin sen?"

"O kadar saf değilmişsin."

Minhoya yaklaştım ve onu çözmeye başladım.
Çözdüğümde ayağı kalktı.

"Neden yapmadın? Neden öldürmedin beni?"

"Sus artık."

"Aşık mı oldun?"

"Saçmalama. Aşık falan olmam ben."

Minho hızlıca cebimdeki silahı aldı ve benim elime tutuşturdu.
Elimle tuttuğum silahla beraber elimi tuttu ve kendi kafasına dayadı.

" O zaman vur beni."

Model katil HanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin