ʚɞ
"Bir periyi neyle beslerdiniz?"
Jeongguk,omzunda otururken düşmekten korktuğu için saçlarına tutunan minik perinin karnını doyurabilmek için bir çözüm bulmaya çalışıyordu.Kendisi bu durumu normal karşılayabiliyordu ancak sokağa çıkıp kapı kapı bir periyi neyle besleyebileceğini de soramazdı.Düşünmekle işin içinden çıkamayınca mecburen internete koşmuştu.
"Benimle konuşabilseydin bu daha kolay olurdu"
Telefonunda gezinirken omzunun üzerindeki perinin de cihaza şaşkın bakışlarla baktığını görmüştü.Küçük peri tabi ki adına telefon denilen bu cihazları insanların kullandığını görmüştü.Ama hiçbirine bu kadar yakından bakma şansı olmamıştı.Uçabiliyor olsaydı ekranın üzerine bile konabilirdi.
İnsan olan araştırmaya devam etse de pek de bir şey bulamamıştı.Perilerin varlığı bilinmediği için dolayısıyla ne yiyecekleri konusunda da bir bilgi yoktu.Jeongguk umutsuzca telefonunu kapattıktan sonra küçük perinin dikkatini de dağılmıştı.Şimdi kulağındaki küpeler daha çok ilgisini çekiyor gibiydi.Bir süre onlarla oynamasına izin verdikten sonra konuşmak için yeniden avucuna almış ve periyi göz hizasına doğru kaldırmıştı.
"Beni anlıyorsun,ama konuşamıyorsun.Hımm peki ben sana yemek isimleri söylesem sende sevdiklerinde başını sallasan olur mu?
Küçük varlık ellerini ağzına koyup sevimlice kıkırdadıktan sonra anladığına dair şirince başını sallamıştı.
"Bulgogi?"
Bulgogi mi? Minik olan daha önce ismini hiç duymadığı bir yemeği duyunca şaşkınca insana bakmaya devam etmişti.Jeongguk birkaç saniye cevap vermesini beklese de sonunda onun bu yemeği bilmediğini anlamıştı.
"Peki ya pizza? Oh bekle acılı tavuk?"
Tepki olarak kollarını kavuşturup tatlı bir somurtmayla bir ayağını hafifçe insanın eline vuran peri,yine çok tatlı görünüyordu.Bu insan hep bilmediği yemekleri söylüyordu.Hem periler,insan yemeklerini bilmezdi ki.Onlar sadece çiçek özleri ya da meyvelerle beslenirdi.Uçabilse mutfak tezgahının üzerindeki elmaların üzerine konabilirdi.Yapamadığı için küçük parmaklarıyla Jeongguk'un arkasındaki elmaları işaret etmişti..
"Uhm.. o halde -oh elmalar? Elmaları sever misin?"
Küçük peri tepki olarak hem ellerini alkış yapar gibi çırpmış hem de olduğu yerde sevinçle zıplamaya başlamıştı.Zaten minik olan gözleri,gülümsediği için tamamen yok olmuştu.Jeongguk da sonunda perinin yiyebileceği bir şeyleri bulabildiği için sevinmişti.Onu nazikçe avcundan masanın üzerine bıraktıktan sonra güzel,kırmızı elmalardan birini alıp perinin önüne koymuştu.
"İşte,ye bakalım"
Ancak bir sorun vardı.Perinin yine yüzü düşmüştü.Bu elmanın boyutu kendinden bile büyüktü onu nasıl yiyebilirdi ki?Ellerini beline koyduktan sonra,ona beklentiyle bakan insanın durumunu anlamasını bekliyordu.Çok geçmeden onun da jetonu düşmüştü.
"Oh,senin için çok büyük değil mi?Sanırım onu küçük parçalara bölsem iyi olacak"
Sonunda anlaşabilmişlerdi.Jeongguk elmaları,perinin yiyebileceği boyutlara gelesiye kadar küçültmüştü.Hemen sonrasında küçüğün ne denli aç olduğunu da anlamıştı.Şimdi keyifli bir şekilde elmasını yiyebiliyordu.Ama Jeongguk bunun küçük periye yeterli gelip gelmeyeceğinden emin değildi.Madem elmayı seçmişti diğer meyveleri de yiyebilirdi değil mi?
Peri,elma parçalarını yemeye devam ederken yerinden kalkıp meyve sepetini kontrol etmişti.Aklına,bundan sonra evine biraz daha fazla meyve almayı not ederken sepetin dibindeki mandalinaları farketmişti.Elmaları yerken boğazı kuruyan periye belki de bunların suyunu sıkıp içirebilirdi.
Birkaç dakika mandalinaların suyunu sıkmakla uğraştıktan sonra yeniden perinin karşısına oturduğunda onun sadece 1 dilimi bitirmiş ve masanın üzerindeki peçeteyle oynadığını görmüştü.Aslına bakarsanız onun boyutunda bir minik için sanırım yeterli olmuştu.Sıktığı mandalina suyunu küçük bir kaseye koyduktan sonra küçüğün önüne doğru itmişti.
"Hadi,tadına bak bakalım"
Başlangıçta ne olduğunu anlamasa da merakla kaseye yaklaşan peri içindeki turuncu sıvının ne olduğunu merak ettiği için hızlıca yaklaşmıştı.Artık insana güvendiği için bunun kötü bir şey olmadığını varsayıyordu.Bu yüzden önce bir tadım testi için minik parmağının birini kaseye daldırmış ve hemen ardından dolgun dudaklarının arasına yollamıştı.Jeongguk onu ilgiyle izlediği için mandalina suyunun tadını aldığında ne denli sevindiğini de görmüştü.Kasenin kenarlarına tutunarak yerinde zıp zıp zıplıyordu.
Ama yine yeme sorunu vardı.Jeongguk bir saniyeliğine periyi kaseye atıp içinden içtiğini hayal etse de sonrasında bu hayaline gülmüştü.Gerekli olan sadece bir kaşıktı.En minik boyutta olan çay kaşığını alıp peri için doldurmuş ve ona doğru uzatmıştı.Minik olan birkaç yudumda kaşığı bitirdiğinde çok mutlu görünüyordu.Tabi Jeongguk da onunla güzelce ilgilenebildiği için.
Bugünden itibaren yalnızlığı son bulmuştu...
Merhaba merhaba :)
Sıkılıyorsunuz farkındayım,ancak bu kez farklı bir tarz denemek istiyorum.Tiny Fairy bittikten sonra sevdiğiniz tarzda yine uzun bir kurgum sizlerle olacak.Burayı böyle bir nefes alma,ne bileyim biraz dinlenme bölümü gibi düşünün ve keyif almaya çalışın lütfen.Okuduğunuz için teşekkürler,sonraki bölümde görüşelim <3