Sabah gözlerimi yanımdaki adama bakarak açtığımda gülümsedim. onu baktığımda nedensizce çok farklı ve yoğun hissediyordum.
"neden bana böyle bakıyorsun "dedi erkeksi boğuk sesi ile gözleri kapalıydı.
"bilmem çok yakışıklısın ondan "dediğimde gözlerini açtığında onun yeşil gözlerine baktım.
"yakışıklı olmasan bana bakmaz mıydın "dediğinde omuz silktim. bakardım neden bakmamayayım sadece yakışıklı olmasından etkilenmedim ki aslında yakışıklı olmasından etkilenmemiştim yeşil gözlerinden etkilenmiştim çok güzel gözleri vardı. bir kaç dakika birbirimize bakarken gözlerinde hiç bir ifade yoktu. bomboştu.
"ben kahvaltıya yardım edeyim "dediğimde gözlerini açıp kapattı. ranzadan kalkarak akif abinin yanına gittiğimde bana gülümseyerek bakıp saçlarımı karıştırdı.
"günaydın "dediğimde "günaydın ufaklık ne haber ?"dediğinde omuz silktim.
"yardım edeyim mi "dediğimde başını iki yana salladı.
"şimdilik ben hallediyorum sen kahvaltılıkları masaya diz"dediğinde başımı salldım.
dolaptaki kahvaltılıkları masaya dizdikten sonra "milleti uyandır "dediğinde koğuşa döndüğümde bazıları kalkmıştı.
"kahvaltı hazır "diye bağırdığımda yüzünü yıkamış olan servet elindeki havluyu asarken bana baktı.
herkes masanın başına geçtiğinde bende servetin yanına oturduğumda kahvaltımızı yaparken ramazan abi bana bulaşıyordu.
"bugün kendini yaralamamışsın ufaklık aferin "dediğinde ona dilimi çıkarttığımda masadakiler gülerken yanağımı sıktı.
eline vurarak servete yaklaştığımda gözlerim dolmuştu lanet gözyaşları.
"ulan bak çocuğu ağlatın "dedi ismail abi. gözyaşlarım yanaklarımdan düşerken yanımdaki beden elini belime koyarak hafif okşadı.
"ramazan çocuk musun be koçum kaç kere dedim uğraşmayın "dedi servet.
"ne yapayım seviyorum onunla uğraşmayı baksana ne kadar tatlı bir velet "dediğinde yine dil çıkardım. tekrar güldüklerinde bu sefer servettin de bedenin hafif titremişti.
o da bana gülüyordu ona baktığımda yeşileri gülümsüyordu.
kahvaltıdan sonra akif abiye yardım ettikten sonra servetin yanına gittiğimde musa amca ile konuşuyordu.
ona baktığımda bana baktı kaşlarımı yukarı kaldırdığımda ne demek istediğimi anladı.
ben tuvalette girdikten beş dakika sonra o da girdi kapıyı kilitleyerek yanıma geldiğinde "ne oldu "dediğinde dudaklarına yapıştığımda bunu beklemiyordu. kollarımı boynuna sardığımda beni kucağına aldı.
sırtımı duvara verdiğinde öpüşüme karşılık veriyordu. dudakları öyle aç ve güzeldi ki dudaklarımdan çeneme oradan boynumu öperek tekrar yukarı çıktığında öpüştükten sonra ondan ayrılarak diz çöküp eşortmanını indirip baksırının üstündeki beli olan erkekliğini öpüp onu da indirdiğimde kalın damarlı erkekliği lezzetli görünüyordu.
önce elime alıp okşarken servetin elleri saçlarımda geziniyordu.
dilim ile başını şeker emer gibi emerek ağzıma aldığımda önce yavaşça ileri geri yapıyordum. nefis aleti ağzımda büyürken hızlanarak bacaklarını okşadığımda kısık inlemesini duyar gibiydim.
daha da hızlanarak büyümesini sağladığımda ağzıma gelen tuzlu nemini yutarak derin bir nefes alıp ağzımdan çıkarak yaladığımda bana bakıyordu.
terlemiş saçlarımı geriye çekerken baksını ve eşortmanını geri giydi. ayağa kalktığımda bu sefer o beni öptüğünde kalbim çok hızlı atıyordu.
bu adam kalbe zarardır. öpüşümüz bittiğinde derin bir nefes alırken gözlerime bakarak elini dudaklarımın üstündeki nemi silerek baktı.
"çok tehlikeli bir şey yapıyorsun ufaklık "dediğinde gözlerine bakıp gülümsedim.
"tehlikeleri severim merak etme "dediğimde başını iki yana salladı.
"yaramaz velet "dediğinde sırıttım.
****************************************************************************
DÜN ATACAKTIM FAKAT O KADAR ÇOK YORGUNDUM Kİ ATAMADIM ŞİMDİ ATIYORUM YAZIM YANLIŞI İÇİN VARSA KUSURA BAKMAYIN YKS AZ BİR ZAMAN KALDI ŞU SINAVI BİTİREYİ HAYIRLISI İLE SİZ O ZAMAN BÖLÜMLERE DOYUN. YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAMUK PRENS-BXB
Novela JuvenilTAMAMLANDI. Kimsessiz bir genç olan kayra ona atılan iftira yüzünden hapishaneye düştüğünde hayatını dört duvardan ibaret olacağını zanneden bu narin tatlı çocuğun asıl hayatı başlıyordu. "Pamuk prensler ağlar mı oğlum" dedi karşımdaki yeşil gözleri...