BÖLÜM 16

2.6K 197 224
                                    

hapiy bayramlar 🍬🍬🍬🎉🎉🎊

Oruçlu olduğum için smut yok👍🏽👍🏻👍🏼👍🏽👍🏾👍🏿👍🏻👍

Fark ettiğiniz hataları söyleyin taam mı
~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~

Yorgun beden bir süredir yatakta hareketsizce uzanıyordu. Sabah ve öğle yemeğini atladığı için bitkin ve açtı. Bunların üzerine bir de Soobin ile yaşadığı uzun süren 'masum' aktivite eklenince bedeni işlevini kaybediyordu. Bir kaç tur yapmışlardı ve Soobin'in Yeonjun'un bayılmasına aldırış etmeden devam etmiş olması da önemli bir detaydı. Şuan Yeonjun Soobin'in odasında onun yatağında uzanırken, Soobin'i kovmuştu her ihtimale karşı.

Karnının şiddetli gurultusu odada duyuldu. Acilen bir şeyler atıştırmazsa açlıktan ölebilirdi. Abartı olmadan.

Kendisine yemek hazırlayacak ve belki sonrasında kendisini şımartacak bir köleye ihtiyaç duydu. Bu yüzden Soobin'i çağırmaya karar verdi!

"SOOBİN! ACİLEN BURAYA GEL SİK KAFALI!"

Ve Soobin'in kapıyı açması sadece saniyeler aldı. Kapının önünde bekliyor olması Yeonjun'un o an için görmezden geldiği bir şeydi.

"Evet? Bir sefer daha mı istiyorsun?" Bir eli kapının kulpunu tutarken terbiyesizce sordu.

"Ananı istiyorum!" Genç olan yanındaki yastığı kapıdaki bedene fırlatırken bağırdı.

Uzun olan yüzündeki aptal sırıtış ile yana kaydı ve yastığı yakaladı. Elindeki yastık ile birlikte odadaki tekli koltuğa oturdu. Yastığı kucağına koyup bakışlarını Yeonjun'a çevirdi.

"O zaman ne?" Başını yana eğdi.

"Açım." Dedi kısa Yeonjun keserek.

Soobin yastığı bir kenara bırakıp yavaşça ayağa kalktığı sırada Yeonjun ne yapacağını izledi. Büyük olan gence doğru bir adım attı, aralarında hâlâ yeteri kadar mesafe vardı. Eli pantolonunun fermuarına gitti ve başka yere bakarken hafifçe gülüyordu. Yeonjun başının altındaki yastığı kendisine fırlattı bir küfür ile birlikte.

(Anlamayanlar için subin 'yarramı ye' mesajı veriyor)

Uzun olan basit bir hamleyle yana kaçtı.Yeonjun bu berbat espiye güldüğü için bir yandan kendine de sövdü.

"Bir türlü doymuyorsun gergedan sikli goril! Anandan çok benim içimde kaldın!"

Soobin ciddi olarak söylenmiş sözlere güldü. Yatağa oturdu sırtı Yeonjun'a dönük olacak şekilde.

"Bana yemek yap." Diye emretti küçük olan.

"Bu benim değil senin görevin."

"Neyden bahsediyorsun?" Hafif bir sinirle sordu Yeonjun.

"Sen altta olansın, sen ev işi yapacaksın bende eve para getireceğim."

Sırtında iki ayak hissetti ve parkeye yapışması uzun sürmedi.

"Eğer bana yiyecek birşeyler yapmazsan bir daha bana dokunamazsın!" Küçük olan net bir şekilde tehdit etti.

Soobin kalktı ve Yeonjun'un suratına bıkmış bir ifadeyle baktı.

"Dışarıdan söyleyebiliriz."

Yeonjun reddetti. "Olmaz sen yapacaksın. Dışarıdan yiyemem. Kendime bakmam gerek."

Soobin bıkkınlıkla nefes verdi. "Yemek yapmayı bilmiyorum."

"Ben sana adım adım söyleyebilirim ama beni mutfağa taşımalısın."

Büyük olan omuz silkti ve yerdeki yastıkları aldı yerine koymak için. Yeonjun'un yanına yaklaştı yastıkları koyu ve bunun için küçük olana çok yaklaşması gerekti. Yeonjun'un kesik nefesini kulağında hissetti. Elindekileri bıraktı ama geri çekilmedi. Küçüğünün kokusu hoşuna gitmişti. Çok tatlı hoş bir manolya kokusu.

(En sevdiğim çiçek manolya o yüzden Yeonjun öyle kokuyor.;)

Bakışları dolgun ve pembe dudakları buldu. Elleri Yeonjun'un iki yanında sabitlendi. Yeonjun kaçmaya çalışsa bile kımıldayabileceği alan yoktu.

Soobin bir süredir arzuladığı dudakların tadına bakmak için Yeonjun'un çenesinden tutup kaçmasını engelledi. Gözlerini yumduğu sırada Yeonjun adamın ne kadar güzel olduğunu düşündü. Buna rağmen ilk öpücüğünün kendisine aşık olan birine gitmesini istedi ve elini araya koyarak dudaklarının değmesini engelledi.

Soobin hissettiği el ile gözleri açtı ve Yeonjun'un iki bileklerini tutup başının üstünde birleştirdi sinirle. Çenesini tutan eli daha da sıkı kavramıştı Yeonjun'un çenesini. Sinirden elindeki damarlar belirginleşmişti.

"Neden sadece izin vermiyorsun?!"

Onu tekrar öpmeye çalıştı ama Yeonjun dudaklarını ağzının içine aldı ve bacaklarını kullanarak Soobin'i uzaklaştırmayı denedi.

"Soobin olmaz." Çırpınmaya devam ederken konuştu.

"Neden?! Sikeyim sadece seni öpmek istiyorum!" Tutuşunu gevşetip söyledi.

Yeonjun içinden böyle davranmaması için yalvardı. Sadece kafasının karışmasına sebep oluyordu.

"Sana nedenini daha önce söylemiştim."

Soobin boş verip uzaklaşmıştı, hayal kırıklığı yüzünden okunuyordu.

Arkasına dönüp mutfağa taşımak için Yeonjun'u gelin pozisyonunda kucağına aldı ve başka hiçbir şey söylemedi. Yeonjun Soobin'in yaptıklarını pek anlamasada ondan uzaklaşması gerektiği düşündü.

Onun yakınında olmaya devam ederse hislerini belli ederdi. Bunu istemiyordu. Sevgisini kendi içinde yaşaması gerekiyordu.

Yeonjun Soobin'den nasıl uzaklaşacağını düşünüyordu. O bununla meşgulken Soobin mutfağa indi kucağındaki beden ile.

"Nereye bırakayım seni." Dedi soğuk sesiyle.

Yeonjun saçma pozisyonlarını fark edince aceleyle konuştu. "Fark etmez."

Ve Soobin Yeonjun'u mutfak tezgahına oturttu.

~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•

Favori Winx perimi ilk  tahmin eden kişi bir sonraki bölümün kelime sayısını belirleyecek........

Kısa oldu ama hiç yazasım yoktu


Yeonjun'un kucağındaki Beom

Oy verin





You are gay | YeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin