S.V.-2

18 2 5
                                    

Sıramda rahatsızca kıpırdanarak etrafı süzüyordum. Sınıf büyüktü ve hava kapalı olmasına rağmen ferah duruyordu. Sınıfta, tek kişilik, açık krem renkli sıralar bulunuyordu. Hemen karşı duvarın tam ortasında da klasik yeşil tahta ve sağ çaprazında da, benim solum oluyordu, öğretmenin masası bulunuyordu.

Sıraların tek kişilik olması benim için bir avantajdı. Olurda okula aç gelirsem sıra arkadaşımın üzerine atlamak gibi bir girişimde bulunamazdım çünkü sıra arkadaşım olmayacaktı. Tabii ki de şaka yapıyorum. Öyle bir durum bir daha olmazdı, sanırım. Tek olmak benim için yine de daha iyiydi. Kimseyle yakınlaşıp aynı olayları tekrar tekrar yaşamak istemiyordum.

Sınıftaki koku çok yoğundu. Alışık olduğum insan kokusunun yanında kız ve erkeklerin abartılı derecede sıktıkları parfüm kokusu burnumu sızlatıyordu. Buram buram kokan pahalı parfümlerin kokusunu almak için vampir olmaya gerek yoktu gerçi. Sınıftaki hatta okuldaki öğrencilerin durumunun iyi olduğu çok belliydi. Sıktıkları pahalı parfümler, giydikleri ayakkabılar, taktıkları çantalar ve hatta park alanında sahiplerini bekleyen pahalı arabalardan rahatlıkla anlaşılabiliyordu. Tamam bizimde para durumumuz gayet iyiydi ama bu sınıftakileri incelediğimde biz tamamen gösterişten uzaktık. Böyle görmüştük ve böyle yaşıyorduk.

Ben sıramda oturmuş etrafı süzerken bir çok kişinin de beni süzdüğünü hissediyordum. Yeni geldiğim o kadar mı belli oluyordu? Dönem ortasında da gelmemiştim oysa. Sınıftaki herkes çoktan arkadaş bulmuş hatta kız grupları oluşmuş benim hakkımda fısıldaşıyorlardı. Aynı şekilde cam kenarında bulunan bir kaç erkekte yan gözle bana bakıp aralarında konuşuyorlardı.

"Bu kızı daha önce burada görmedim. Nereden gelmiş olabilir ki?..."

"Belalı bir kıza benziyor. Kesin kirli işlere bulaşmıştır."

"Baksanıza herkesin onun hakkında konuştuğunun farkında sanki. Şimdiden kendisini bir şey zannetmeye başlamasa bari."

"Aman, erkek arkadaşımdan uzak dursun da ne yaparsa yapsın."

"Hey, iyi misin?"

Ne zaman yumduğumu bilmediğim gözlerimi açtığımda bana merakla bakan bir çift kehribar renkli gözle karşılaştım. Çocuk, ben cevap vermeyince sorusunu yineledi. "İyi misin? Biraz soluk görünüyorsun. Kendini iyi hissetmiyor musun? İstersen revire gidebiliriz." Gözlerimi kırpıştırarak ona bakmaya devam ettim. Dikkatle bana bakan kehribar gözlerini kuzguni siyahlıktaki saçları çerçeveliyordu. Bir anda dibimde bitmesiyle cevap verememiştim. Sahi, geldiğini nasıl duymadım? Kaşlarını kaldırarak "Cevap vermedin hala yoksa dilimizi mi bilmiyorsun?" diye sordu bu seferde.

"Dilinizi biliyorum." diyebilmiştim sonunda bakışlarımı kaçırarak. Sanki tüm sınıfın dikkati bizim üzerimizdeydi. Etrafıma şöyle bir göz attığımda ise bu varsayımımın doğru olduğunu anlamıştım. Özelliklede duvar tarafındaki dört kişilik bir kız grubunun tüm dikkati buradaydı. "Sadece konuşmamayı tercih ediyorum." diye devam ettim.

"Yoksa diğerlerinin dediğine mi rahatsız oldun?" Dedi ve etrafına baktı. Kehribar gözleri tekrar bana dönünce devam etti. "Onlara aldırma. Sadece bu okula sık sık yeni öğrenci gelmiyor. Aslında kimse gelmez, kasabaya da. Bu yüzden herkes seni merak ediyor. Yakında alışırsın."

Bir kez daha bakışlarımı kaçırarak, "Umarım alışabilirim." dedim.

"Ben Dominic." dedi çocuk elini uzatarak. "Eğer bir konuda yardıma ihtiyacın olursa çekinmeden bana söyleyebilirsin. Seve seve yardımcı olurum."

Bana uzattığı eline baktım. "Nerissa." Diyerek kısaca kendimi tanıttım. "Teşekkür ederim ama kimseden yardım isteyeceğimi zannetmiyorum. Kendi başımın çaresine bakabilirim." Çünkü beni tanıdıkça benden uzaklaşıp bana düşman olacaksın ve canımı yakmak için fırsat kollayacaksın. Biliyorum, sabah anneme çabalayacağım konusunda söz vermiştim ama bu olayları tekrar tekrar yaşayarak canımın yanmasını istemiyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 23, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Su VampiriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin