108 14 5
                                    

YORUM LÜTFEN
sınır; 12 oy

"Yani bir gün sonra evleneceksiniz öyle mi? Yakın arkadaşım evleniyor buna şaşırmam gerekirken onun omega prens olmasına şaşırıyorum hayata bak. Peki düğüne bende katılabilecek miyim?"

Yoongi elinde tuttuğu balık krakerden ağzına üç beş tane atarken Taehyung kafasını sıradan kaldırıp arkadaşına baktı. Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı normal bir hayat yaşamayı bırak nereye gidersen gitsin korumalar hep peşinde olucaktı.
En önemlisi anne ve babasını istediği zaman göremeyecekti çünkü her şeyin bir kuralı vardı. Su içme zamanı, konuşma zamanı, görüşme zamanı...

"Düğünün yarın mavi sarayda olacağı yazıyor tüm gazetelerde, televizyonda ve internette siz varsınız her yerde seni görüyorum Taehyung!"

Solar elinde telefonunu sallayarak diğer arkadaşlarıyla yanına koşarken Taehyung ölmek istedi tüm haberciler tam sayfa haber yapmıştı hem de gizli çekilmiş çirkin çıktığı bir fotoğrafla.

"Sen ve şu eşofmanın artık ünlüsünüz Aish!"

Wheein eteğinin altına giydiği kırmızı eşofmanı gösterdiğinde diğer bir internet sitesinde de tam boydan çektikleri rezil bir fotoğrafını gördü. Elleriyle yüzünü kapatıp çığlık attığında Yoongi arkadaşının elini tutup destek oldu.

"İyi yanından bak Tae artık çok güzel bir hayat yaşayacaksın her istediğin olucak."

"Ya ne demezsin hayatım artık o dört duvar olan sarayın içinde korumalarla geçecek ve ki o gıcık alfa bozuntusuyla."

Sınıfına öğretmenleri girdiğinde herkes yerlerine dağılıp çizim kağıtlarını çıkarmıştı. Taehyung yüzü asık bir şekilde çantasından defterini çıkartırken öğretmenin dediklerini anlayamıyordu. Tek düşünebildiği bugün eğitim de neler olacağıydı evlenmeden önce tüm omega prens ve prenseslerin aldığı bir saray eğitimiydi. A'dan Z'ye her şeyi gösteriyorlardı, bu güzel bir şeydi ama hiç bir şey bilmeyen biri için zor olacaktı.

"Çok sert çizgiler atmışsın Taehyung, hem sadece vücut çizecektik unuttun mu?"

Taehyung yanaklarını şişirip resim kağıdına baktığında fark etmeden yüz detaylarını çizdiğini fark etti ve asıl olay onun kime benzediğiydi. Tamamen Namjoonu andırıyordu hemen kağıdı yırtık katladığında arka defterine sıkıştırıp bozuntuya vermedi. Onu düşündüğü için çizmemişti sadece aklı çok doluydu ve beyni ona oyun oynamıştı.

Teneffüs zili çaldığında Yoongi ve diğer arkadaşlarıyla yemekhaneye indi. Karnı acıkmıştı ve hem gideceği sarayda neyle karşılaşacağını da bilmiyordu.

Namjoon ders kitabını kapatıp çantasına yerleştirdiğinde Jiminin kalkıp yanına oturduğunu fark etti. Ona dönüp gülümserken içinde bir yerlerde hala bir şeyler kıpırdanıyordu. Ama ona kendisini reddettiği için kızgın değildi çünkü bunu kendi kariyeri için yaptığını biliyordu. Yine eskisi gibi en yakın arkadaşlardı.

"Acıkmadın mı prens bey? İzin verin size yemek ısmarlayayım."

Cilveyle karışık gülümserken her zaman ki Jimin olarak düşündü o kadar güzeldi ki peri masallarından fırlamış gibi...

"Bu bir onurdur."

Jimin ona elini uzattığında hemen küçük elini kavramış ve ayağa kalktı. Arkalarına Jungkook geçip omuzlarına kollarını atıp ağırlığını verirken Namjoon yüzünü buruşturdu. Üçlü eğlenerek koridordan aşağıya iniyordu tabi ki iki korumada onlarla birlikte geliyordu. Yemekhane kapısına yaklaştığında Namjoon arkasını dönüp korumalara işaret etti.

Kokunun İzi ♕ TaeJoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin