on

155 17 19
                                    

Davet başlayalı yaklaşık üç saat kadar olmuştu. Bu süreçte babam beni birkaç arkadaşıyla tanıştırmış, Chan'le birlikte bazı potansiyel ortaklarımızla konuşmuştuk ve ben son on dakikadır bir köşede tek başıma etrafı izlemekten başka bir şey yapmıyordum ki bu da fazlasıyla sıkıcıydı.

Beklediğimin aksine Chan'le mesajlaşırken olan gerginliğimiz yüzyüze geldiğimizde devam etmemişti. Gerçi insanların önünde tartışacak halimiz de yoktu ama karşımdaki Chan olunca ne zaman ne olacağını tahmin etmek zorlaşıyordu...

Davetteki herkesle selamlaştığıma ve gerekli kişilerle uzun uzun konuştuğuma emin olduğum artı olarak da son on dakikadır yalnızca ayakta dikildiğimden dolayı burada daha fazla durmanın bir anlamı olmadığına karar vermiştim. Bunun üzerine de önce mutfağa ilerleyip kendime hep içtiğim şaraptan bir şişe almış ardından da bu evde yaşadığım süreçte benim olan odaya gitmek üzere merdivenlere yönelmiştim.

Tabi bu sırada babama görünmemek için büyük bir çaba sarf etmiş ve onun merdivenlere arkasını dönmesini yaklaşık beş dakika kadar beklemem gerekmişti.

Sonunda babam arkasını döndüğü gibiyse hiç vakit kaybetmeden durduğum duvarın arkasından çıkıp merdivenlerden yukarıya çıkmaya başlamıştım. Fakat sadece beş basamak falan çıktıktan sonra arkamdan gelen sesle olduğum yerde kalmıştım.

"Kaçıyor musun?"

Ortam sessiz olduğu için babamın duyabilme ihtimali olan ses tonu paniklememe sebep olduğunda önce olduğum yerde arkama dönüp babamı kontrol etmiş sorun olmadığını gördüğümde de sesin sahibine doğru ilerlemiştim.

Az önce hızlıca çıktığım beş basamağı hızlıca inip Chan'i duvarın arkasına doğru çektiğimde o benim bu halime şaşırdığı için "Babam görürse kızar." diye ona açıklama yapmıştım.

Bu sırada Chan'se açılan ağzı eşliğinde muhtemelen ona her fırsatta kafa tutup babamdan böylesine çekiniyor oluşuma şaşırmakla meşguldü.

Fakat bende şu an şaşkınlığına katlanabilecek bir sabır olmadığından dolayı onun normale dönmesini beklemeden "Buradan sıkıldım, odama çıkıyordum." diye yukarı çıkışımı açıklamış ve kafamı duvarın kenarından uzatarak babamı hızlıca kontrol edip hala arkasının dönük olduğunu görünce de tekrar hızlıca merdivenlere yönelmiştim.

"Ben de geliyorum."

Ben yine birkaç merdiven çıktığım sırada konuşan Chan şaşırmama sebep olduğundan dolayı duraksadığımda Chan "Ben de sıkılmış olamaz mıyım?" diye konuşmuş ve salona hızlıca göz attıktan sonra beni bileğimden tuttuğu gibi üst kata doğru çekiştirmişti.

Tüm bunlar arasında en garip olanıysa Chan'in bundan sadece on dakika önce aşağıda konuştuğu davetlilerin ilgi odağı olduğu sırada fazlasıyla mutlu olduğuna emin oluşumdu...

Her ne kadar hareketleri çelişkili olsa da buna takılmak için fazla bıkmış bir ruh halinde olduğumdan dolayı ağzımı açıp Chan'e bir şeyler söylemek yerine bileğimden tuttuğu eli sayesinde onu yönlendirerek odama doğru götürmüştüm.

Fakat odama ulaştığımızda aniden gelen Chan'le yalnız kalmak istemediğim farkındalığı yüzünden duraksamıştım. Artı olarak hakkımdaki her şeyi bildiğini iddia etse de onu neredeyse tüm çocukluğumun geçtiği bir odaya sokmak istediğimi sanmıyordum.

"Yemeyeceğim odanı, merak etme."

Benim tereddütümü fark eden Chan asıl sıkıntının onunla yalnız kalmak istememem oluşunu muhtemelen anlamadığı için konuştuğunda ona göz devirmekten kendimi alıkoyamamış ardından da istemeyerek de olsa kapıyı açmıştım.

moonlight ↦ hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin