Bir bar taburesine oturmuş, elimdeki viski bardağı ile bakışıyordum. Boş bardak bir kez daha barmene uzattığımda bana acır gözle bakmıştı. Geldiğimden beri ne o içtiğim içkileri sayabilmişti ne de ben. Buraya gelme amcacımı tamamen destekler nitelikteydim çünkü kafamı dağıtmak için geldiğim bu yerde cidden bir şeyleri dağıtıyordum. Barmen bardağımı tekrardan doldurunca, gözlerim bir bardağa bir telefona doğru gidip geliyordu. bardağı kafama dikip tekrar barmene uzattım ve hemen ardından telefonumu elime aldım. Ekranı açtığımda ekranımda köpeğimin fotoğrafı beni karşıladı, sonrasında gözüme ilişen tarih ise içimi buruklaştırdı.
8 Eylül. Hem ilklerimin hem de sonlarımın yazıldığı gece.
Özgürleştiğim ama bir o kadarda kelepçelendiğim gün.Yanımdaki taburenin hareketlenmesi ile dikkatimi o tarafa toplayıp kafamı çevirdim. uzun boylu ve oldukça şık giyinmiş birisi oturuyordu. her ne kadar ışıktan belli olmasa da karamel rengi saçları dikkatimi çekmişti. Ama yine de onun tarafına çok bakmadan içkimi içmeye devam ettim. Yanıma neden oturdu hiçbir fikrim yoktu, beni beğenip mi gelmişti yoksa sadece boş bulduğu için mi oturmuştu? Çok sarhoş olmuştum ve düşünme yetimi neredeyse kaybetmiştim.
Çok oyalanmadan gözlerimi barmene çevirdim elinde salladığı shaker ile adeta dans ediyor bir sanat icra ediyordu. Yavaşça bardağıma doldurduğu içkiyi elime aldım ve içmeye aynı zamanda da yanımdaki karamel çocuğu kesmeye devam ettim. Bir süre sonra belimde bir el hissettim. O el en başta karamel çocuğa aitmiş gibi gelse de sonrasında onun olmadığını anlamam uzun sürmemişti. Sonuç olarak sol tarafımda oturan yakışıklı beyin eli sağ tarafta olamazdı değil mi?
Bir umutla sağıma dönmüştüm, dönmemle midemin alt üst olması bir olmuştu. Onun olmadığı aşikardı ama yine de onun olmasını beklemiştim. Eli belimden bacağıma kadar gelen adam neredeyse babam yaşındaydı ve hatta babamdan yaşlıydı. Dişleri henüz dökülmemişti ve boşluklu ağızıyla bana pis bir şekilde sırıtatak bakıyordu.
Ellerim titriyordu ama korkudan mı yoksa sinirden mi bilmiyordum. Konuşamıyordum, sarhoş olduğum için mi bilmiyorudum ama şu an hiç bir şey de düşünemiyordum. Hareket dahi edemezken sol tarafımdan uzanan el beni bir nebze kendime getirmişti gözlerimi elinden çekip yüzüne baktığımda karamel çocuk ile karşılaştım. Daha henüz 26'larında olan Karamel güzel tatlı bir gülümseme ile bana bakıyordu. Gülüşü çok güzeldi.
Sağ bacağımdaki el durmazken Karamel sabırsız bir şekilde gözlerini eline indirdi ve sonunda konuştu "Dans edelim mi? Hadi!" İyi güzel çocuktu ama bu dans neyin nesiydi? Ben anlamsız bakışlarla ona bakarken kaşları bana yol göstererek bacağımı gösterdi o el neden hala oradaydı? Karamel'in ne yapmaya çalıştığını anlayınca istemsizce tebessüm etmiştim. Var mıydı hala iyi insanlar? Yoksa onunda amacı farklı mıydı?
Ani bir şekilde ayağa kalkıp elini es geçip bileğini tuttum ve çekiştirmeye başladım. Bir süre sonra o da hızlanınca piste sonunda gelmiştik. Hareketli müziğe anca ayak uydurmuştuk ki birden şarkı slowa döndü. Aramızdaki mesafeyi çekinerek kapatmıştı elini belime atarken arkada çalan ALL OF ME şarkısı sanki bu an için biçilmiş kaftan gibiydi.
Onun elleri belimde dolanırken benim ellerim hala kolundaydı. Her ne kadar bir çift gibi olsakta aramızdaki mesafe fark edilir cinstendi. Bir süre sonra kolundaki ellerim omuzlarına ilerleyince onun elleri belimi iyice sarmış ve beni kendine çekmişti bedenlerimiz arasında neredeyse hiç mesafe kalmazken Karamel'in gerçek adını hala bilmiyordum.
Şarkının melodisi bitmezken başımı kaldırıp gözlerine baktım. Gözleri anlamlıydı, derindi ama karanlıktı. Melodi kesilene kadar o da, bende çekmemiştik gözlerimzi birbirinden. Daha canlı bir şarkıya döndüğündr ayırmadı ellerini belimden. Kukla oynatır gibi belime yön verirken kendi etrafımda döndüm artık sıcak nefesi dudaklarımda değil ensemdeydi. Bir eli kanımın üzerindeyken diğer eli kalçalarıma ilerliyordu. Bende boşta olan elimi karamel saçlarına attım. Eli kalçamdayken şarkıya ayak uydurarak hem sürtünüyor hem de kıvırtıyordum, kafamı geriye doğru yatırarak omzuna yasladığımda gelen karanfil kokusuyla adeta mest olmuştum.