Bölüm 23 Ben kendi oyunumu oynayacağım

776 83 78
                                    

İyi okumalaaarr 😽

꒰ა ♡ ໒꒱

Seungmin, büzdüğü dudakları ile Jeonginin bacaklarına yatmış ve telefonu bırakması ve onunla ilgilenmesi için Jeongini dürtüyordu.
"Jeongin ya benimle ilgilensene!" Sitem dolu sesi kulağını doldururken hafifçe gülümsedi. "Aşkım dur biraz şu leveli geçeyim sonra seninim." dedi ve oyununa geri döndü. Seungmin oflayarak biraz daha onu bekledi ama sevgilisinin oyunu bırakacağı yok gibiydi.

Hızlıca kalktı ve Jeongini itip başını yatak başlığına yasladı. Jeongin hâlâ telefonunu sağa sola çevirerek oyununa devam ederken Seungmin gözlerini devirip yataktan destek alarak kalktı ve kucağına oturdu. Jeongin bir süre duraksadı. "Güzelim dur beş dakika." Seungmin onu dinleyip daha da iler kaydı ve tam kasıklarının üzerine oturup ellerini omzuna koydu.

"Seung-" Konuşmasına izin vermeden dudağına bir öpücük bıraktı. "Oyun-" tekrardan öptü bu kez daha sertti. "İzin verir mis-" bu kez dudağını sertçe ısırıp kendini ona bastırdı. "Sen oyna oyununu sevgilim ben kendi oyunumu oynayacağım." Yeniden önündeki dolgun dudaklara atılıp öpmeye başladığında Jeongin elindeki telefonu rastgele yatağa atıp ellerini sevgilisinin kalçasına koyduktan sonra sertçe sıktı. "O zaman ben de seninle oynamalıyım." dedi dudaklarından ayrılıp boynuna yönelirken. Seungmin beyaz teninin üstünde hissettiği baskı ile omzundaki ellerini sıkıp biraz geriye kaydı.

Düşecek gibi olduğunda ince belini saran güçlü kollarla daha sıkı tutundu. Hâlâ inanamıyordu sanki biri gelecekti ve bu rüyadan uyanacakmış gibi hissediyordu ama Jeonginin boynuna bıraktığı ısırık ona gerçek olduğunu belli ediyordu yeterince. Yavaş yavaş boynunu öperek kulağının altına çıktı oradan yanağına oradan da öpmeyi çok sevdiği dudaklara yöneldi. Yumuşak bir öpücük olarak başlayan öpüşmeleri giderek sertleşirken Jeongin, olduğu yerde biraz kayıp yarım bir şekilde uzandı. Büyük ellerini sevgilisinin kalçasını yoğururken kulakları da duyduğu kısık hoş tınıya sahip inlemeleri ile bayram ediyordu.

Seungmini biraz havaya kaldırıp kalçasını kendisine sürtmesini sağladı ve tekrar bir inleme kazandı sevgilisinden. "Şhh duyacaklar." diyerek uyardı onu. "Duysunlar." diyerek ne kadar taktığını belli etti Seungmin. Sarı saçlı sırıtarak elini beline atıp tişörtünü yukarı kaldırdı. Kumaş parçasını çenesinin altına koyup "Tut." dedi.

"Jeongin direkt çıkarsam ya."

"Olmaz tut." dedikten sonra bacaklarını aralayıp Seungmini yatağa itip bacaklarının arasına girdi. Seungmin sertçe yutkunurken karnında hisettiği öpücük ile kendini kastı. "Sakin ol güzelim." Jeonginin derin sesi onu daha da heyecanlandırırken ellerini kaldırıp sarı tutamların arasına daldırdı. Yumuşak tutamları okşarken ara ara da -Jeongin göğsüne yaklaştığında- çekiştiriyordu. Odanın içine kısık kısık hoş tınılar bırakırken duyduğu ses ile gözlerini kocaman açtı.

"Jeongin! Jeongin gidiyoruz oğlum!" Kapının önünden gelen ayak sesleri ile ikili paniklerken Jeongin tişörtü hızlıca indirip "Bayıl çabuk!" dedi panikle. "Nasıl bayılayım manyak mısın!" derken açılan kapı ile gözlerini kapatıp başını yana attı. Jeongin de sanki dakikalardır onu kaldırmaya çalışıyormuş gibi yüzüne hafif hafif vuruyordu ve "Seungmin, uyansana Seungmin!" diyordu. "Jeongin ne oldu?" Bayan Yang panik olmuş bir şekilde yanlarına gelip Jeongini kenara çekti. "Seungminle şakalaşıyorduk bir anda bayıldı!"

"Seungmin, yavrum? Ay dur sen. Hyerin Seungmin bayılmış koş!" Genç kadın bağırırken Seungmin çıkardıkları kaos yüzünden gülmemek için kendini sıkıyordu. "Ne bayılması! Oğlum, bebeğim!" İki kadın sanki ölmüş de kan revan içinde yatıyormuş gibi ortalığı ayağa kaldırırken kimsenin beklemediği bir şey olmuş ve Bay Kim gelip yüzüne fazla sert olmadığını düşündüğü bir tokat attıktan sonra bir şişe suyu boşaltmıştı.

Crush Seungin ITamamlandıIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin