Bu gece yıldızlar çok belli oluyordu...Ne şans ama! Tam da bu gece böyle güzel olmak zorundalardı zaten...Sinirlenmişti,evren sanki ondan intikam alıyordu.
Derin bir nefes aldı. Son nefesiydi belkide bu..elindeki hançeri kalbine hizaladı,bu gece bitecekti...Bitmeliydi.
Soğuk metalin sivri ucu bedenine dediğinde irkilmişti ama umurunda değildi. Bu gece bitmeliydi, artık bitmeliydi... ve şimdi kurtuluşunun ve ölümünün sebebi olacağı, asla yanından ayırmadığı hançerin, keskin tarafını kalbine bastırıyordu.
İşte mükemmel ölüm şekli diye geçirdi İçinden ama mutsuz olduğu bir konu vardı ölümününde kurtuluşununda onun elinden olmasını istiyordu.
İlk ve Son gördüğü yüzün onunki olmasını istemişti..
Başını iki yana salladı, bir kere girişmişti bu işe..Ve o, bir işi yarım bırakmayı sevmezdi.
Aniden arkada bir ses duydu ve korkuyla hançeri yere düşürdü. Lanet,Lanet,Lanet sesinden kim olduğunu tanımıştı...
"Kendini öldürmek mi istiyorsun?"
sordu.
Ve bu soru kulağına hiç gerçekçi gelmedi çünkü gerçek hayatta kimsenin böyle bir soru sorduğunu duymazdınız."Bunu yapmanı istemiyorum."dedi Oğlan.
"Bunu yapmana izin veremem. Beni burada yalnız bırakmazsın!"
Sesi çatladı..
"Burada olman gerek!"dedi ve yüzünü gizlemek için ellerini yukarı kaldırdı
"Üzgünüm..."dedi kız.
Çünkü bir başkasının ona yaptıkları kızı bedensel ve ruhsal olarak incitmişti...
Niyetinin aksine,elindeki hançeri bedeninden istemeye istemeye çekti,sanki bedeni ona ihanet ediyordu ve ona doğru yürümeye başladı. Aralarında dört adımlık bir mesafe vardı. Ona bunu anlatabilmiş olmayı umudu kız...
"Üzgünüm..."
"Üzgünüm"
"Üzgünüm"
"Üzgünüm"
durakladı.
Aniden her şeyi anlamıştı, bu oğlan, bu kişi. Bunu anlaması nasıl bu kadar uzun sürmüştü böyle? Kızın ona ihtiyacı olduğu kadar onun, oğlanın da ona ihtiyacı vardı.Oğlan, elini yüzünden çekti. Kız bu gözyaşların sebebi olduğu için kendini daha fazla öldürmek istedi.
"Özür dilerim Theo...Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim böyle olsun istememiştim" dedi kız ve gözünden küçük bir damla yaş aktı.
"Yaptıkların için ağlama ve özür dileme benden Zoey! Bencilin tekisin sen! Aptal! Aptal! Aptal! Beni yokluğuna alıştırmayı bırak. Benim sana ihtiyacım olduğunu biliyorsun ve yine de ölmeye kalkışıyorsun..." dedi Theo ve hıçkırarak ağlamaya devam etti.
Aralarındaki dört adımlık mesafeyi de kapatıp, Zoey'ye sanki bırakmak istemiyormuş gibi sıkıca sarıldı.Gerçek şu ki
zaten bırakmak istemiyordu...Theo'nun ani sarılmasıyla kız affallamıştı.
"Lütfen beni bırakma..."Theo'nun ağlayarak söyledikleri Zoey'yi daha çok incitmişti ve bırakmak istemiyormuşçasına kollarını Oğlanın beline sardı ve son kez "Özür dilerim..." dedi.
°•●○●•°
Kızın ellerinde kan vardı onun kanı vardı ve hiçbir şey hatırlamıyordu..-Birkaç saat önce
"Yarın okulun arka bahçesine gelir misin?"
"ha?"
kızın şaşkın bakışlarını maruz kaldığını görünce kıkırdamaya başlamıştı.
"Yarın arka bahçede sana bir şey sormak istiyorum"
"Ne söyleyeceksen şu anda da söyleyebilirsin biliyorsun değil mi?"
"Evet ama bugün söylemek istemiyorum."
Kız, oğlana döndü ve bir kaşını kaldırıp şüpheli bir şekilde kısa bir süre öylece bekledi.
Manzarayı izlemeye başlamışlardı onunlayken ne kadar mutlu olduğunu düşündü kız,bir anda kızın başı ağrımaya başladı. Gözleri kararıyordu..
Olamaz olamaz! Bu hissi biliyordu Biri onun zihnine ulaşıyordu! Şimdi de bilincine girmeye çalışıyordu. O zamanlar güçlü değildi bilincine girmeye çalışan kişiyi bir türlü zihninden uzak tutamıyordu..Kim onun zihnine neden girmeye çalışıyor olabilirdi ki?
Aniden beyninde bir şimşek çaktı..Zihnine girmeye çalışan her kim ise Theo'yu öldürmek istiyordu!Nedenini bilmiyordu ama yaşamasını sağlayan tek kişiyi öldüremezdi...
Dudaklarından tek bir sözcük çıktı zihnine girmeye çalışan kişiyi zihninden atmaya çalışırken zorlayarak tek bir şey söyleyebildi;
"K-Kaç!.."
"Ne?"
Kız bağırmaya başladı
"KAÇ BURADAN HEMEN!" daha fazla dayanamazdı zihni, zihnine girmeye çalışan kişiye itaat ediyordu bilinci tamamen gitmeden önce Theo'nun kaçmış olmasını diledi ve kendini o kişiye teslim etti..
iki gözüde farklı siyah ve beyaz renkteydi güçlerini kullanmaya başlayınca gözlerinin rengi tamamen beyaza dönüşürdü. Theo gözlerinin rengini görmüştü.Aptal değildi zihnini kontrol etmeye çalıştıklarını anlamıştı..
Yapanın kim olduğunda çok belliydi tüm ruh krallığına bağlı hayvanları kontrol edebilen tek kişi.
ruh lordu
---------------------------------------------------
Kanla kaplıydı gözleri kararmaya başlamıştı ruh lordu tam olarak hedefine ulaşmıştı...Hava krallığının varisini öldürtmüştü.
En yakın arkadaşı tarafından kalbine bir hançer saplanmıştı,ruh lordu işini bitirdiği gibi arkadaşının zihninden çıkmıştı.
Zoey şuan yanında bilincini yitirmiş bir şekilde gözlerinde yaşlar ile baygınca yatıyordu...Theo son kez onun yüzüne baktı:
''seni seviyorum...fa-fazla zamanım kalmadı a-ama...Kendini affet lütfen hep yanında olacağım, başka bir yaşamda görüşmek üzere..sevgilim!''
Şimdiki zaman
Gözleri tamamen yaşlıydı. Zoey kendini asla affetmeyecekti...Hayır kendisi yapmamıştı ama affedemezdi direnememişti..Belki biraz daha direnseydi ellerinde onun kanı olmazdı.Her şeyi bırakıp affedemezdi kendini, ellerinde onun hediye ettiği hançer vardı.
Kendi hediyesi ile öldürülmesi çok ironikti. Kız kabullenemiyordu ölmemesi gerekiyordu,kaçması gerekiyordu...
"Aptal,aptal,aptal!"
boğazında bir düğüm oluşmuştu,ne yapacağını bilmiyordu eli ayağı tutulmuştu. Ağlamaktan başka bir şey yapamadığı için ise kendine küfürler savuruyordu.
Kabul edebileceği tek şey... Kendini asla affetmeyeceğiydi.
~~~~~~~~~~~~~~~HELOOO UMARİM İLK BÖLÜMÜ SEVMISSINIZDIR
bölümün baslagindanda anlayacağınız uzere bu bölüm geçmişi anlatıyordu
şuanda itibaren şimdi ki zaman donecegizzz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümün Ötesinde
Ciencia FicciónKaranlık sırlar mı yada sadece önemsiz insanlar mı? Shi evrenine hoş heldiniz! Ruh krallığı,uzun zaman önce yıkıldı. Su krallığı,yeni bir lord ile tanışacak. Hava krallığı,lordlarını kaybedecek. Toprak krallığı,bir hain çıkaracak. Ateş krallığı,küll...