İnsan garip bir varlıktır .düşünür okur yazar sever acı çeker....
Allah insanın kalbine bin türlü duygu koymuş..
Ama insana en çok swvmek ve sevilmek yakışıyor..
Yoksa Allah bizlere muhabbet duymasa idi bizleri dünyaya halife yapar mıydı.......
Toplum da en önemli kurum aileydi. Bizim ailede sahi bu geçerli miydi...
Bizler altı kardeştik. Yarı yarıya eşitlik.
Kendi memleketimizi bırakıp da terki diyar eyledik 96 lı yıllarda...
Her halimizden köylü olduğumuz garip oldugumuz anlaşılıyordu. Bir kamyon kasasında onlarca kişi ve bir kaç parça eski eşya bütün mal varlığımız bu...
Büyük şehirde bir kenar mahallesine yerleşmiştik..
Ama bir yandan da hüzün vardı. Yıllarca yaşanılan yerleri bir anda bırakıvermek olmuyordu...
Gecekondu evinde 10 kişi bir evdeydik. Abi kardeş anne baba dede ve neneyle bir arada....Kürt bir aile de ortanca érkek çocuktum..
Doğru düzgün konuşamıyordum türk dilini!
İlk okul 3 ten sonra diğer dili sökmüştüm. Artık türkçe yi konuaşabiliyordum çok mutluyum....
Artık arkadaşlar ile anlaşmakta sıkıntı çekmiyordum..
Ve zaman sel olup aktı şuan 26 yaşındayım . Ama artık kürtçe yi pek konuşamıyordum ve ilgimde azalmıştı. Yaşadığımız olaylar silsilesi bizi bu kadar soğutmuş olabilir zannımca ..
Ailem de din olgusu çok önemli degildi. Sadece gelenekten gelen şeylerdi. Evet müslüman bir aileydi evet iman ediyorlardı am bu çerçevede yetiştirilmiyorduk bunu anladığım da çok geç olmuştu. Çoğu hakikati dışardan almıstım . Ve inanın ailemden daha samimiydi tanıdığım insanlar. Hep mesafeli kaldım aileme. Anlaşılmamak ne kötü bir durumdu.
Benimkisi kalabalıklar içinde yanlız adamlıktı...