Aylar geçiyordu okulda ve ben artık eskisi gibi degildim. Bu muhabbet sevgiden hasıl olmuştu...
Ne olursa olsun bunu ona aktarmalıydım bu duygularla birlikte kayıp gitmemeliydim kör kuyulara.. ne yapabilir ki zaten insan kalbi yerinden çıkar gibi iken birşey olmamış gibi davranamazdı. Doğruyu haykırmalıydı tüm insanlara rağmen pervasızca...
İnsan uyuşturucu kullanmasa da baglanıyor pervasız ve ileriyi düşünmeden...
Şahsen benim kafam da çok muallak sorular vardı. Yaş itiari ile eğlwnce için kimsenin hayallerini çalamazdım. ..
Benimkisi Fatımatüzzehrasını aramaktı. İnsanın gönlü nasılsa öylelerine meyl eder.
Okulda bir sürü insanın içinden ona karşı safi duygular ve muhabbet beslemek boşuna degil demi?.....
Ama bazen insanın kafasında deli sorular dolanır. Hep olmama üzerinde durulur . Genel olarak insanlar hep olumsuzu arar durur...en sonunda ise maalesef bu şekilde vuku bulur. Bir insana kırk gün deli dersen akıllı zaten deli olur hesabı...
Memleket farklı kültür farklı . Daha atanmış da iş sahibi de olamamıstım.
Hatta belki bu kadar yakın oldugum yarim olsun dediğim insanın bir sevdiği olma ihtimali de vardı...
Elimde olmuyor kimse kusura bakmasın ama gönüle söz geçmiyor. Mutlaka aklına koyuyor sevdiğini deger verdiğini...
Sahi bu birliktelik olabilir miydi...
........Peygamber efendimiz seven sevdiğine söylesin onu sevdiğini....evet sürekli bu arayıştaydım artık . Bir yolunu bulup içimi rahatlatmalı. Tüm güzellikleri haykırmalıydım cananıma....
Sahi mecnun olmak nasıl birşeymiş. Gerçek aşık nasıl olur. Mesela sürekli onu düşünür. Başka hiçbir işi düşünemez . Yemek olarak ona baktıgında doyar. Abı hayat suyundan içmiş gibi olur mu?
....
Artık derman kalmamıstı bende. Çare arıyorum bu iç yaralarıma. Yoksa beni benddçen alıp götürür bu sonu olmayan düşünceler. Geceler boyunca onu düşünmek . Hayallerine onu sürekli ev sahibi etmek. Hiç ayrılmasın diye hayalini canlandırdıgım kadına sonsuza kadar sarılmak....
İmanlı yüreklere dua ilaç gibi geliyor. Heran seni duyan bir Rabbinin olması tüm gam ve kederi alıyordu bende..
Alemimde ona karsı muhabbetim öncelikle Allah rızası içindi. Sevginin baki kalması için Allah yolunda koşturmak durmadan çalısmak gerekliydi. Sürekli Allah a dua ediyordum. "Ya Rabbi beni nefsimin elinde bırakma ve beni salih kimselerin duasına kat. Şüphesiz Senin şanın pek yüce ve kullarına karşı merhametin sonsuzdur".
Nu yaşanan olaylar bu zaman bu mekanlar hakikatti ve bu bir hayalden öteye gidebilir miydi orası muamma.
Kesif bir acı belirli belirsiz yakıyordu sinemi. Kalbin yerinden sökülmesiydi onu gördüğüm anlar.
Ama her insan ayrı bir dünya ve çözülmeyi anlaşılmayı bekler. Birseyler var bilmediğim ummadıgım birşeyler....Günler geçiyor. Ona hayat dolu yağmur yüklü şiirler yazıyordum. Ömrümde ne varsa sana harcamak . Dilimdeki en güzel duları sana ayırmak istiyordum. Çayın tadını bile senle seviyordum.
Aslında muhabbeti uzaktan mı yapmalı insann. Bu muhabbet yakın oldukça taraflara acı çektirmezmiydi!!!!
Uzaktan sevmeli diyordum kendi kendime. Bir basit cümle kurulması nefes alışımı kesebilir diye düşünüyordum. Ya bu birliktelik hiç olmazsa hiç göremezsem bir daha. Ne yani bu kadar çırpınış boşuna mı olacaktı. Kendime dipsiz kuyular kazıp bir mahzene mi kapatacaktım tüm duygu ve hissiyatlarımı. Hayır hayır böyle olmamalı. Hem uzaktan sevmek ne demek yani sen seviyorsun da ne oluyor. Karsı tarafın umrunda olmadıgını bilse insanın içini acıtmaz mı??
Şimdi gerçekten anlıyorum herkesin sözde senle aynı dili konusup senin durumundan zerre miktar habersiz oluşlarını. Insanlar öyle bir yaslanmışlar ki koltuklarına sanıyorsun bu bir fani degil . Bu insan ölümün korkunc yüzü ile buluşmayacak. Hiç acı hiç yokluk çekmeyecek. Sadece akıl verme noktasında kendilerini yeterli gördüklerini zannediyorlar. Ama o aklı sana verdiklerinde cidden kendileri şimdi yeni kullanacak. Yetersiz olmak meselesi falanda degil. Bu duygu kanına giren bir uyuşturucunun yavaş yavaş vücudunu ele geçirmesi. Aklı gözünde olanlar ne anlar ki Mecnun olmayı veya kuyularda Yusuf olmayı...Deli divane dedip geçtiler. Aldırmalı mı sizce insan. Bu takıtılı saplantılı ve sözde iyilik yaptıgını zannedip alay konusu edenlere. Ama bu şekilde konuşanların az biraz defterini karıştırırsanız eger . ki canlı şahitlerinden öğrenmiştim benim durumun çok daha kötüsü durumlarla karşı karşıya kaldıklarını öğrenirsiniz..
Usul usul inen her bir yagmur tanesinde sevdiğinin simasını görmek nasıl bir halet nasıl bir duygu durumu . Cok mu vahim...
.....Yakın bir arkadaşı vardı .Düşünüyordum da belki nu konuda bana yardım edebilirdi. Çünki Ayşe bir sır küpüydü. Ne kada uğraştım ise şöyle tutarlı bizimle alakalı basit bir fikir öğrenemedim. Aslında biliyordum onun çok muhteşem oldugunu ne yaşarsa içinde yaşadıgını yinede içimi rahatlatmak için birini araya koymalıydım...
....
Sonuc başarısız. Arkaşı da aynı benim gibi birseyler öğrenmeden geri dönmüştü.. zaman su gibi akarken okulun da kapanmasına az kalmıstı. Okulda bir yönetici ve tanıdıgına açtım konuyu . Sagolsun beni kırmadı evime kadar geldi biraz hasbihal etti. Gençlik yıllarını rn detayına kadar anlattı. Sonra yardımcı olacagım dedi. Ama sabırlı ve temkinli olmamı istedi. Bi kaç gün sonra yönetici Ali hocam geldi ve Ayşe ile konuştum dedi. Çok heyecanlıydım. Ali hoca " Kendisi ile konuştum şuan ciddi düşündüğüm yok . Hayırlısı diyelim dedi. Ayrıca benim aracı olmam hoşuna gitmiş...Tüm saatim saniyem salisem O olmustu. İmtihan agır mı olacaktı. İnsan sevdiğine kavuşamayacakmıydı...
Bazen iç geçiriyorsun insanların hayatına yaşantısına. Cidden şans diye bir olgu varmıydı. Ama Allah işini şansa bırakmazdı ki. O zaman bu şans dedikleri şey ne saçmalık...
Şunu unutmamak lazım ki her insan nasibi kadardır. Allah hakkımda ne yazmışsa o olacaktı. Bundan kaçış yoktu. Onu önce lillah için sevmiştim. Elbet dünyalık sevgide var da . En önemlisi Allah ın hoşnut olması. O razı olduktan sonra dünya sana küsse ne ehemmiyeti var ...!Gönül sevdiğine akar derler. Veya su yolunu bulur. neden onu sectim. O kadar insan içinde. Kalbine söz geçirebilir mi insan....