O gece biraz durdu. Her zaman dinlediği sesleri dinledi. Küçükken bu seslerden nasıl korktuğunu düşündü. Fakat bu düşünceyi de hemen kafasından sildi. Çünkü o şuan ne geçmişe takılıp kalmak istiyordu ne de geleceği düşünmek. O sadece o yorganın içinde donmak, durmak, kaybolmak ve sonunda yıllar sürse bile kendini bulduğunda yaşama devam etmek istiyordu.
Ona kimse böyle bir hak vermiyordu. Vermemeliydi de zaten. O sınırları yıkmayı seven biriydi. Bu döngünün içinde de kendini bulabilirdi. Fakat bu şansı kaçırmıştı. Artık döngüden korkuyordu. Çünkü ona kendini kaybettirmişlerdi. Başka bir zamana diye düşündü.
Ve sonra o seslerin sahibi annesi geldi. Bilerek onu buraya getirtmişti. Bu saatte ışığının açık olması ve o sesleri duyması normal değildi. Çünkü sesleri duyduğunu bilmiyorlardı. Belki de biliyorlardı. Sadece umursamıyorlardı. Fakat şundan emindi ki bu kadar küçük yaştan beri duyduğunu bilmiyorlardı. Bu evdeki daha bir çok şeyi biliyordu. Ama açıkçası kendi derdine düşmüşken bunları umursamıyordu. Travma yaşasaydı daha başka meselelerden de yaşayabilirdi. Ne olursa olsun annesini seviyordu.
Ve annesi o her zamanki sıcak ama biraz da sinir bozan gülüşüyle odasına girdi. Ona her zamanki sevgi sözcüğüyle bir kaç bir şey söyledi. O ise annesinin ne dediğini bile anlamadan kendini kötü hissettiğini ve birlikte biraz oturup oturamayacaklarını sordu. Annesi yatağına oturdu ve ona hızlıca sarıldı. O da annesine sımsıkı sarıldı. Annesini çok severdi.
Bir sıkıntısı olduğu zaman asla ona anlatmaz ama sadece onun kollarında dinlenirdi. Birlikte uzunca oturdular. O ağladı annesi anlattı anlattı... Açıkçası çok dikkatli dinlememişti. Kayda değer bir şey söylediğini de zannetmiyordu. Zaten o da birilerini dinlemek istemiyordu. Sadece annesinin kollarında-belkide bazılarının kaçırdığı ve onun yakaladığı tek şans olan bu kollarda- biraz dinlenmek istiyordu. Sırtını kimseye yaslamayalı uzun zaman olmuştu. Sonra annesi gitti. O da çok sıcak olduğunu düşündü ve camını açtı.
Ne zaman üzgün olsa camını açar, önündeki mermere oturur ve dışarıyı izlerdi. O gün bunu yapmaya çok ihtiyacı vardı fakat yapamadı. Çünkü annesinin birazdan onun bir başka bilmediğini zannettiği ama onun çok çok uzun zamandır çok iyi bildiği bir başka şeyi yapmak için balkona çıkacaktı. Artık ne zaman olucağını bile biliyordu. Bu yüzden hemen camını kapattı ve yatağına geçti. Sanırım biraz daha bu oyunculuğu devam ettirebilirim diye düşündü. Artık gittikçe yoruluyordu.
Saatler sonra ona hayattan nefret etmesi için yeni sebepler doğmuştu. Döngüye uydu. Düzene uydu. Bu düzeni parçalamak şimdilerde içinden gelmiyordu. Kalktı, ona geleceğini kurtarması için söyleneni yaptı -ki buna asla inanmıyordu, fakat genç yaşında enerjisini kaybedeli çok olmuştu- kahvaltı yaptı ve belki de ona canlı olduğunu hissettiren tek şey olan kıyafetlerini seçti. Kısa bir yolculuğun sonunda kendi evine geldi. Burada en azından bir şeyleri unutuyordu. Unutmak ona iyi geliyordu. İçindeki duygulara tezat o günkü hava içini yakıyordu.
O bazı günler böyle olmayı severdi. Mutsuz, karamsar, durgun. Bazen bir şiir gibi çoğu zaman sonu olmayan bir roman. O böyle olmayı severdi. Zıt, soğuk, kendiyle barışık fakat herkesle savaşta.
Onu böyle olmak yorardı ama en çok kendisinde dinlenirdi. O böyle ikilemlerin içinde kaybolurdu. Bir gün kendini bulabilir miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Profesyonel Dünyanın Umulmadık Bariyerleri
Cerita PendekYayın tarihi 28 Nisan Cuma 2023 Yazılış tarihi belirsiz. Haftalar öncesi. Berra Kedikli tarafından geleceğe not olarak bırakılmıştır. Gelecekteki bana. Her nerede olursan ol seninle gurur duyuyorum.