6

1.3K 81 36
                                    


"İnanamıyorum sırf o herifin itine bakmak için bu kadar süslendiğine. Kafayı sıyırmışsın sen!"

Çekmeye çalıştığım eyeliner'ımın diğeriyle eşit olmamasına karşın oflarken benimle aynı öfkeye sahip olan arkadaşım Bianca'ya çevirmiştim bakışlarımı. Ders çıkışından sonra evime uğrayan canım arkadaşım, geldiğinden beri âdeta kafamın içine sıçmıştı. Anlıyorum, yakın arkadaşının iyiliğini isteyip hiç de iyi ayrılmadığı eski sevgilisi ile iletişimde olmasını istemiyordu kafası yine ex'ine kayar diye, ama benimki de kafaydı yahu. Sabahtan beri başımda duraksamaksızın konuşuyordu.

"Ne süslenmesi, kızım. Alt tarafı eyeliner çektik, sanki hiç çekmiyoruz normal hayatımızda. Hele ki ben bir de. Eyeliner'sız markete bile gitmem."

"Asıl sorun, itini ziyaret etmek değil, biliyorsun bunu, değil mi? Adam resmen bahane arıyor seninle yakın olmak için." Dediği şeye gözlerimi devirmiştim. Kesinlikle öyle düşünmüyordum çünkü. Yaptıklarından asla pişman gibi durmuyordu, o yüzden benimle yakın olmaya çalışmak isteyeceğini düşünmuyordum. Aynı arkadaş ortamında bile bulunmamıza katlanamıyordu, bunu her ne kadar direkt söylememiş olsa da hareketlerinden ve geçen ay attığı bi' ton mesajdan anlayabiliyordum. Bunlar eski sevgilisini geri isteyen bir insanın gösterebileceği türden davranışlar değildi.

Ya da bilmiyorum. Şu anlık böyle düşünüyordum ama.

"İt deyip durma oğluma, onun bir ismi var," demiştim kaşlarımı çatarken. "Ayrıca kendisi umrumda değil, bunu o da biliyor. Tıpkı onun için değil oğlum için oraya gittiğimi bildiği gibi. Ben de özledim Floki'yi. Eskiden hemen hemen her günümüz beraber geçerdi onunla, öyle birden kopmak kolay olmuyor." Harbi öyleydi. Sadece Floki değil, João'nun hayatıma kattığı bir sürü güzel şey vardı ve onları birden aşıp hayatıma odaklanmak zor geliyordu bana. Başlı başına João'yu aşmak zordu zaten.

"Tanrı akıl fikir versin sana," demişti canım arkadaşım kahvesinin son yudumunu aldıktan sonra. "Gerçi akıl olsa gidip bi' topçuyla çıkmazdın. Hele ki Félix gibi biriyle." Futbolculardan, ortaokulda ona kazık atan futbolcu crush'ından dolayı nefret ediyordu ve bu nefretini her yerde belirtmekten de geri durmuyordu. Félix kısmına katılıyordum ama aşkın nereye konacağı belli olmuyordu işte.

Yine de sinir etmek istemiştim onu. Bana saldıracağından yüzde yüz emin olduğuma rağmen, "Seni Trent'le yapayım da gör sen," demiştim ve yanılmamıştım. Yakınında bulunan yastığı kaptığı gibi bana atmış, "Siktir git!" diye bağırmıştı. Yastıktan kaçabildikten sonra kahkaha atmış, geri yastığı, onun aksine nazikçe ona atmıştım. Bunu her dediğimde çıldırıyordu, ben de her fırsatını buldukça diyordum. Bir numaralık arkadaş görevim olmuştu artık.

Son kez aynada kendime bakarken sade ve şık göründüğüme kanaat vermiştim. Bianca'nın dediği gibi süslenme gibi bi' durumum yoktu, her zamanki gibi rahat ve şıklıktan yanaydım. Kendime bakmayı kesmiş, ona dönüp, "Hadi sen de git, çıkacağım ben de şimdi," demiştim. Ayağa kalkıp yanıma yaklaşırken, "Kovuyorsun resmen beni, ne biçim ev sahibisin öyle," demişti. Kabanını giymekte ona yardımcı olup, "Adam olana çok bile," demiştim, karşılığında dil çıkarmıştı bana. 

"Sakın sana yaklaşmasına izin verme, hoş geldin bile demesin sana, üç metre yakınına bile yaklaşmasın mümkünse." Asansör beklerken dediği şeye kıkırdayıp, "Tamam, iletirim ona bunları," demiştim. Her zamanki, benim tabirimle korumacı anne tavrını takınmıştı. Emindim, eve döndüğüm zaman saatlerce ne yaptığıma dair bir konuşma yapacaktık.

"Sana da hiç güvenmiyorum. Her an onu, kucağına atlayıp öpecekmişsin gibi duruyorsun çünkü." Dediği şeyle gözlerim kocaman açılırken bu sefer saldırma sırası bana geçmiş, ayağımdan çıkardığım ayakkabımı ona doğru hedefleyerek atmıştım fakat gelen asansöre binmesiyle beraber ıskalamıştım. "Siktir git, Bianca!" diye bağırmama karşı kahkaha atıp, "Ben de seni seviyorum, aşkım," demişti. Kıpkırmızı kesildiğime emindim, resmen iki saniyede şartellerimi attırıp gitmişti deli karı. Seke seke gidip ayakkabımı alırken bile sakinleşememiştim.

memories; joão félixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin