ICE LOVE - HeeSica

-5-

ICE LOVE - Buz Aşkı ( HeeSica ) ~5~

Kapıdan uzaklaşıp yere çömelmiş, cenin pozisyonunda Leeteuk'a bakıyordum. Normlade bana melek gibi davranırdı. Bir kere bile benim karşımda sesini yükselttiğini görmedim. Ama bugün gerçekten farklıydı.

" E-Eteuk oppa neyden bahsediyorsun?"

Çekinerek sorduğum soruya verebileceği tepkiden korkuyordum.

İsterik bir şekilde kahkaha attı.

" Şimdi de ne olduğunu bilmiyormuş gibi mi davranıyorsun!?"

Tepki vermedim. Yine bağırarak konuştu.

" Aklını ve gözünü biraz olsun Heechul'dan ayırıp Donghae'ye bakmıyorsun!"

O sırada kapının açılma sesini duydum.

" E Jessica. İyice sahiplendin burayı."

Gözümü şaşkınca çevirdim. Heechul'du. Konuşan Heechul'du.

" Bu arada kim gözünü benden çevirecek? Anlamadım."

Leeteuk kızgınca Heechul'a baktı.

" Yok birşey. Neden geldin?"

" Anahtarımı bu sabah düşürmüştüm. Onu bulmak için."

Konuşmasına devam etti.

" Siz ne yapıyorsunuz burada?"

" Hiç. Seninle sonra konuşacağız Jessica."

Leeteuk kapıyı çarparak gitti. Arkasından bende toparlanarak oradan ayrıldım. Heechul anahtarını aramak için kaldı.

Bu olaydan sonra Donghae'yi hiç görmedim. Leeteuk da benimle konuşmadı.

-----

Rutin olarak asansöre binip en üst kata çıktım. Capuccino alarak cam kenarındaki bir masaya yerleştim. Bu kafeteryayı iyice sahiplenmiştim. Her boş zamanımda uğradığım bir yer olmuştu artık.

Sessizce kahvemi yudumlarken bir yandan da Donghae ile olan muhteşem yemek randevumu düşünüyordum. Ki düşüncelerim çok geçmeden en sevdiğim dongsaengim tarafından bölündü. Stajyerken ve idolken olan halleri aynıydı. Hala alçakgönüllü ve düşünceliydi. Bir kereliğine bile olsun kibirlendiğini görmemiştim. Bu nedenle en sevdiğim dongsaengimdi o.

Joonmyeon, kendi kahvesini benim capuccinomun yanına koydu. Sandalyeyi biraz daha bana yaklaştırdı. Gülümsedim. Ardından

" Seninkini alıyorum."

Diyerek capuccinoma saldırdı. Rutin bir olaydı bu. Ne zaman capuccino alsam göz dikerdi.

" Tamam iç bakalım."

Onu capuccinomu içerken seyrettim.

" Neden ayaktasın? Ben her boş zamanımda uyurdum. Hem yeni çıkış yaptınız ve çok yoğunsunuz."

" Endişelenme noona. İyiyim ben. Senin kadar uykucu olmadığım için."

Gülümseyerek parmağımdaki yüzüğe baktım. Bu yüzük yüzünden başıma gelmeyen kalmamıştı. Önce JaeJoong göz dikmiş, çalmış ve bir konserinde takmıştı.Bu nedenle hakkımızda bayağı dedikodu çıkmıştı Ardından Yuri göz dikmişti. Zor kurtardım bu yüzüğü.

" Noona zor zamanlar geçiriyor olmalısın. Bu günlerde yüzün fazla soluk."

Tepki vermek istemedim. Başımı çevirerek bahçedeki ağaçlara baktım.

" Sorun yok.Sadece işler çok üstüme geliyor."

" Bence de çok çalışıyorsun. Bu durumda şu Blanc işini biraz ertelemelisin."