²

153 17 13
                                    

Sırtım yemek masasının soğuk yüzeyi ile buluşurken boynundaki damarları belli olan ve gri gözlerinin yerini kan kırmızıları alan yüzün sahibine bakmıştım. Büyük bir arzu ve açlıkla yüzümü inceliyor ve dudaklarını dili yardımı ile ıslatıyordu.

- Bu durum nereye kadar sürecek Seishiro?

- Birbirimize senkronize olup gücün beni kabul edene kadar...

Benim gücüm diğer büyücüler arasında en çekilmez ve çok yönlü olanıydı. Diğerleri gibi birer element veya zeka oyunlarından oluşmuyordu. Tüm büyücüler arasından beni neden seçtiği bariz başından belliydi aslında...

Gözlerimiz birbirlerinde mekik dokumaya devam ederken anlaşma gereği kendimi ona bırakmıştım.

- Bunun zor olacağını biliyorsun değil mi?

- Ama nihayetinde ikimizde sonuçlarından memnun kalacağız Reo..

Dudaklarımın üzerine değen yeni ısınmaya başlamış olan dudaklar gözlerimin kapanmasına neden olurken alt dudağımın hapsedilmesiyle içimde bir şeylerin hareket ettiğini hissetmiştim.

Seishiro alt dudağımı büyük bir açlıkla kanatana kadar emerken ağzımın içinde yayılan demirsi tad ile yüzümü buruşturmuştum.

- Gücün beni kabul etmemekte ısrarcı, tek bir kan damlacığın bile tatlı değil.

Seishiro, konuşmama fırsat bile vermeden tekrardan alt dudağımı dudakları arasına alıp beni öpmeye başlamıştı. Altında ezildiğimi hissederken öpücükleri çeneme doğru inmiş ve ardından da boyun girintimde yerini almıştı.

- Karşılık vermemekte neden bu kadar ısrarcısın Reo?

- Bizim durumumuz anlaşma üzerine kurulu Seishiro. Karşılık vermem bir şeyi değiştirmez. Sonuçta birbirimize aşık deği-

Boynumda hissettiğim sert acıyla inlerken derin derin nefesler alıp veriyordum.

- Biraz...yavaşla

- Karşılık ver bana o zaman Reo

- Bunu benden isteme

Derin derin nefesler alıp vermeye devam ederken Seishiro'nun dudağındaki -bana ait olan- kan, çenesinden adem elmacığına doğru inmekteydi. Gözleri tekrardan rengini gri elmaslarına bırakırken benden uzaklaşmıştı.

- Afiyet olsun, iyi yediğine emin ol.

- Aç olduğunu söylemiştin?

- Isırdığım yer bana yetti Reo

Uzandığım masadan kalkarak oturur pozisyona geçerken kapıya doğru yaklaşan bedeni, kapıdan çıkana kadar izlemiştim.

- Çıkar ilişkisi yaşadığımız bu anlaşmada neden karşılık vermemi istiyorsun ki benden Seishiro?

- Daha iyi senkronize olmak için Reo, başka hiçbir nedeni yok.

Çarpan kapı irkilmeme neden olsada masadan inip sandalyeye oturmuştum. Boynumdaki sızı ve acı halen devam ederken kendimi birkaç parça da olsa yemek yemeye zorlamıştım.

- Canım yanıyor...

Sıkıntılı bir şekilde verdiğim nefes sonrasında oturduğum sandalyeden hızlı bir şekilde kalkıp kapıya doğru ilerlemiştim.

- Efendim, yemeğinizi yediniz mi?

- LuluBell Seishiro nerde?

- Lordum şu an odasına çekildi. Rahatsız edilmek istemediğini özellikle belirtti Efendim...

LuluBell'in dediklerini es geçerek merdivenleri koşar adımlarla çıkmış ve odaların olduğu katta, Seishiro'nun odasını aramaya başlamıştım.

- Efendim, emin misiniz? Lordumun iyi bir durumda olduğunu sanmıyorum...

- Odası nerede?

- Sizin odanızın karşısındaki oda Lordumun odası Efendim...

LuluBell'in cümleleri ile afallasamda umursamadan odamın karşısındaki odanın kapısını açıp içeriye dalmış ve arkamdan da kapıyı kapatmıştım.

- Reo lütfen uzaklaşır mısın?

- Beni de kendi de zor duruma düşürerek ne elde etmeyi düşünüyorsun?

- Reo uzaklaş, kendimde değilim

- Seishiro, az önce yaptığın neydi o zaman? Ben sadece karşılık vermemin-

- Kes sesini

Sakin ses tonunun aksine görünüşü bir hayli sinirli olan Seishiro, beni bileğimden sertçe yakalayarak yatağının üzerine atmış ve üzerimdeki yerini de almıştı.

İçimin huzursuzlandığını hissederken dudaklarımın ılık dudaklar ile örtülmesiyle kendime gelmeye çalışmış ve Seishiro'nun senkronize hakkında dediklerini aklıma getirerek dudaklarımı aralamıştım.

Üst dudağını emip çekiştirirken kendisini bana bastırması ile dayanamayıp dudakları üzerine inlememle eli kalçam ve belim arasında mekik dokumaya başlamıştı.

Boşta kalan elimi kar beyazı saçlara daldırırken acemi öpücüğümüzü yarıda kesmişti.

- Canın yanıyor mu?

Üzerimdeki zümrüt yeşili gömleğin düğmelerini çözerken bakışlarındaki kararlılığı görmemek elde değildi.

- Yanıyor

Gömleğimi gelişi güzel bir şekilde odanın bir tarafına fırlatırken yaklaşık 30 dakika öncesinde ısırdığı yerde dudaklarını gezdirmişti.

Sivri dişlerini aynı yere geçirip boynumu ısırmasıyla başımı geriye atarak inlemiş ve kar beyazı saçları çekiştirmeye devam etmiştim.

- Tadı hâlâ acı olsa da kanını akıtmayı başarabildim

- Neden yuttun onu tükürsene

- Dilimin her bölgesinde arzuladığım kanın damlacıkları dolaşırken nasıl olurda müsriflik yapıp tükürürüm?

- Acı olması canını yakmıyor mu? Ya da seni kötü etkilemiyor mu?

- Hem yakıyor hem de kötü etkiliyor. Fakat kanını tatlı yapan sensin Reo

- Senkronize içinde olsa bu kadar zorlama kendini

- Sence senkronize için mi yapıyorum tüm bunları?

Dudakları sol göğsüme kapanırken belli bir süre boyunca etrafını emmiş dilinide araya katmaktan çekinmemişti.

- Ne demeye çalışıyorsun?

Bu fici devam ettirmem gereken konular var...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 27, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ꜱʜᴇᴅ ᴍʏ ʙʟᴏᴏᴅ •nagireo•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin