4🥀

8.1K 780 1K
                                    

...

Dudaklarımı birbirine bastırdım iyice yayılsın diye. Sonra dudaklarımı normalden fazla öne çıkarıp ona gösterdim.

"evet güzel, sen beğendin mi?"

Dudaklarıma gözlerini kırpmadan bakıyordu. Aramızdaki mesafe on santim kadar iken birden daha yakınıma gelmişti. Aramızdaki mesafe kalbimin hızının artmasını sağlarken o hala dudaklarıma bakıyordu.

Gözlerini usulca kapatıp derin bir nefes aldı. Kısık ve derin bir sesle konuştu.

"güzel kokuyor ve-"

Aniden dudaklarımız birbirine değince gözlerim kocaman açılmıştı. Hızla dudaklarımı diliyle kıvrak şekilde yaladı ve tekrar aynı ses tonuyla konuştu.

"tadı da güzel..."

Hiçbir şey olmamış gibi aramıza tekrar mesafe koyarak masayı düzelmeye devam etti. Ben hala aynı şekilde duruyordum. Demin Chan beni öptü mü?

"s-sen ne yaptın?"

"beğenip beğenmediğimi sordun *dudaklarını yaladı* ben de söyledim"

Tanrım ciddi mi şuan? Buna inanmamı ya da hiçbir şey olmamış gibi devam etmemi mi bekliyor? Beynim bulandı off. Sonunda ben de hareket edebilmiştim. Başımı tamamen yere eğip birkaç saniye nefes aldım. Dudaklarımı istemsizce yaladım. Dudaklarımda kalan nemlendirici ve onun diliyle yarattığı ıslaklığın tadı, çok güzeldi... Hayır hayır! Kendine gel Seungmin!!!

"inanmadım?"

"o benim sorunum değil işte"

---

İnanmak çok zor ama, birkaç saat önce yaşadıklarımız hiç olmamış gibi davranıyordu. Nasıl bu kadar vurdumduymaz olabiliyor? Ama bir yandan bakınca da sonuçta beni tanımıyor ve belkide gerçekten söylediği gibidir, ya da bu hareketi onun için normal bir şeydir? Benim yanlış anlayacağımı veya bu kadar takılacağımı bilseydi yapmazdı da ama bunun benim kafamda başka açıklaması yok, olamaz...

"Seungmin sana sesleniyorum?"

Chan hyung bir sal beni zaten durdu beynim sayende.

"efendim, bir şey mi dedin?"

"içecek birşey ister misin?"

"hayır teşekkürler"

Salondaki büyük koltuklara hepimiz oturmuş film izliyorduk. Aile ortamı gibi bir ortamdı şuan burası. Özlemiştim böyle anları. Kafamdakilerden dolayı filme odaklanmak çok zor olsa da güzel bir akşamdı.

Chan hyung geri geldiğinde elindeki bardağa bakmıştım. Sadece ben sanıyordum ama sanırım bayan Jessica da bakıyordu. Bayan Jessica nın sinirli sesini duyunca irkildim.

"oğlum ne o?"

Chan cevap vermeden tekrar yanıma oturmuştu.

"Chan seninle konuşmuştuk Seungmin daha 18 yaşında yanında böyle şeyler içmemelisin"

Ben mi? Ne alaka amk?!

"bayan Jessica gerçekten sorun değil"

"anne sorun etmedi içebilir miyim?"

Chan ın bu haline istemsizce sırıtmıştım. Sanırım biraz ana kuzusuydu. İşime gelir.

"Chan içebilirsin sorun değil, Seungmin kendi isteği ile kullanmıyor zaten"

Babamın şefkat dolu sesini duyan Chan hyung gülümsetmiş ve teşekkür etmişti.

Babam ve bayan Jessica bizden biraz çekinerek sadece yan yana oturmuşlar ve arada bir elleri temas ediyordu. Bu halleri bana komik gelmişti.

Kafamdakileri biraz benden uzaklaştırdım. Ve Chan hyungun yanına biraz daha yaklaştım. Vücutlarımız birbirine temas ediyorken kolundan dürtüp kısık sesle konuştum.

"baksana çok güzeller değil mi?"

Bir derin nefes aldık ve bunu söylerken de kafamı omzuna koydum çekinerek. Bu hareketime bir tepki vermeden sadece biraz gülümsedi.

"tatlılar, evet"

Bir süre o şekilde filmi izlemeye devam ettik. Babam ve Jessica hanım ın ayaklandığını görünce başımı omzundan kaldırdım.

"çocuklar biz yatıyoruz, siz de çok geç kalmayın Seungmin özellikle sen"

"tamam baba"

Of çekerek onayladım onları. Odalarına yukarıya çıkarken ben de ne yapacağımı bilemedim. Bir yanım 'o senin hyungun artık, samimi ol biraz' diyer yanım ise 'odada yaşananları unuttun mu biraz çekingen durmalısın' diyordu. Kafam çok karışmıştı. En sonunda çekingence tekrar omzuna başımı koydum.

"sana Chan hyung diyebilir miyim?"

"zaten söylüyorsun neden sordun ki?"

"bilmem belki söylememi istemezsin diye.. Chan hyung"

Gülümsedim. Chan hyung demek güzeldi. Ama şuan ne konuşmamız gerektiğini ya da nasıl davranmamı gerektiğini ben bilmiyordum.

"Seungmin"

Başımı kaldırıp ona baktım. Konuşmasını bekledim. Gözlerime ifadesizce bakıyordu.

"yok bişey"

"bir sorun mu var?"

"hayır, hayır yok"

Onayladım ve tekrar başımı koymadan geri doğruldum. Belki rahatsız olmuştur diye düşündüm.

"Seungmin birbirimize yabancıymış gibi davranmayalım olur mu? Artık aynı evde yaşayacağız, birbirimizi devamlı göreceğiz."

Haklıydı gerçekten. Ama ben zaten yabancıymışız gibi davranmıyorum ki? Dudaklarımı yalamasını unutmamız lazım herhalde. Bir açıklama yapsaydı iyiydi ama neyse.

"evet haklısın ama ben size, sana çoktan alıştım. Bence sen de en kısa zamanda bana alışmaya çalış sonuçta kardeşiz bay bang"

Ona tamamen dönüp elimi sıkması için gülerek öne uzattım. O da aynı şekilde gülerek elimi tutmuştu.

"alıştım sanırım kardeşim..."

°~°


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Connected | ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin