Hilal

1 0 0
                                    

Nasıl girdi ki o... 27 cm diye belirtmiş bir de...

Hayatında ilk defa porno izlemişti, smut webtoonlara bakmıştı. fakat bri şey hissetmedi. Bunalrın yazarı Goro olduğunu biliyordu, ve bunu Goro ile yapmayı aklından geçirmemişti bile. Cüret edemedi, nasıl bakardı yüzüne bir daha?

Benimki ne kadar ki? Hm, hay başlıyacağım ha! Sikerim boyle işi, kaç yaşına geldim utanmadan bir de boyunu mu ölçeceğim?

O gün ful Goro ile birlikteydi, tabii bu görünüşle değil.
Karnı guruldadı, mutfağa gidip marul kesmeye başladı. Biraz pırasa dolapta kalmış bütün yeşillikleri bir kâseye koydu. Çatalı aldı ve koltuğa oturdu, bir tarihi roman aldı ve okumaya başladı.

Sabah keskin bir losyon kokusuyla uyandı, mutfakta birşeyler karıştırıyordu.
"KİM LA-" yüzüne gelen patlıcanla geri koltuğa yapıştı.
"Tanrım! Bağırma demedim mi sana?! HA?! Amcan gelmiş uyuyorsun hala.
"... hoşgeldin." Sarı saçlarını -yeni dağnık kesimle düzeltti. Ayakkabılarını çıkarıp içeri geçti.
"Sabaha kadar ne ya- ulan... Kitap almaktan cebinde beş kuruş para kalmayacak! Bu ne? Bitirdin mi?"
"Dikkatim dağıldı 3 günde bitirdim anca."
"Oğlum, bu 800 sayfa."
"..? Ee?"
"1 günde mi bitiriyorsun sen?"
"Bazen yarım gün."
"Hahh... Şirketi ne yapıyorsun? Hiç gitmiyorsun."
"Bilgisayardan makale yazıyorum, zaten Online toplantılar. Dosyalar şirket yakın olduğu için hemen geliyor."
"Gene iyisin he! Saçların?"
"Saçlarım?"
"En son kısaydı."
"Uzamış işte."
"Sakalın yok!"
"İstemiyorum.."
"Baban olsaydi ne derdi biliyor musun? HAHA! YÜZE BAK!!"
"..amca..."
"eRRRRkeKkKK aDAMin SkKSaKaLlarI olUR" ağzını yaya yaya taklit yaptı,
"Gitmem gerek, markete. Gelicek misin?"
"Geleyim bari! Sana o kadar sebze aldim yemiyorsun!"
"Tatları iğrenç." Amcası marulun hücresi bile kalmamış tabağa ve buz dolabına göz gezdirdi.
"Seni anlamıyorum, Jake..."
"Hm?"
"Bişi yok hadi gidelim."

Amcası giydiği gönlek ve pantlonu düzeltti,
Yanında en az 28 inde ama 35 gösteren bir maymunla yuruyormuş gibi hisseti.
"Biraz daha vicut yaparsan kasların patlayacak. Derin kaldırmaz seni!"
"...bakarız."
Markette doğru giderken başka tanıdık koku aldı. Çiçeklerin fotoğrafını çeken, ince bileği olan kişiyi iyice süzdü.
Birden gözü açılan Goro, anında o tarafa baktı. Gülümsemeden selam verip yanına gitti
"Günaydınlar Bay Jake, nasılsınız?"
"İ..iyiyim, sen iyi uyudun mu?"
"Ha? Ah evet dün gece! Gayet iyi uyudum, bir yengeç tuttum bu sabah. Misafirinz de var sanırım. Merhaba ben Goro." Amcası bir süre Goro'nun yüzüne daldı eli hafif titreyerek elini sıktı.
"...merhaba..."
"Ehem.. peki o zaman, iyi günler Bay Jake!"
"Görüşürüz Goro..." Ceylan gibi yürüyerek içki mağzasına girdi. "Amca bir sorun mu var? Amca?"
Amcası gözleri dolmuş bir şekilde ona baktı, "y-yok bir şey. Cabuk gidelim."
"Amca, anlat."
"Lan ne anlatacağım?! Çocukla dun gece ne yaptın ki? Lütfen yeğenimin bu kadar guzel birini tavladigini düşünmek istemiyorum..."
"Video oyunu oynadık, sen bi anlat!" Sinirlendi, en son 5 yıl önce ağlamış bu adam. Neden bu çocuğa bakarak ağlayacaktı?
"Oğlum bir şey yo-"
"Axel Amca!" Omuzlarını sıktı.

"Lütfen, bir yerde oturalım anlatacağım."
Markete gittiler, biraz yeşillik ve et aldılar. Çıkışta Goro'nun zengin olduğu belli bir kadınla konuştuğunu gördü. Goro japon selamı verdi, ve kadın onu başından kaldırıp anlından öptü.
"Bu ne sikim..." Elinde ki eşyaları amcasına attı
"ULAN, JAKE!" dinlemedi onu, koştu ve Goro'nun omzundan tuttu.

"A-"
"Goro, bir sorun mu var?"
Karşıdaki kadın Goro' yu kendine çekti. Uzundu, uzun olmasına rağmen topuklu giymişti. Askısız siyah mini elbisesi, kahve paltosu ve elindeki çanta güzeldi. Goro, sendeledi ve kadını göğüsüne duştu. Goro'nun aksine iyi bir ingilizcesi vardı
"Goro-san, bu kim?!" Kıskançlıktan sesi biraz tiz çımıştı.
"Ah! Lütfen Ryuna-sama... Kalkmama izin verin."
"Hıh!"
"Bay Jake, bir şey mi oldu?"
"...rahatsız görünüyordu-"
"HOHOO! KİM ONU RAHATSIZ EDECEKMİŞ?! SENDEN BAŞKA KİMSE YO-"
"Ryuna-sama~!!" Jake sinirledi ve Goro'yu kendine çekti. Aynı şekilde "phum-" daha büyük göğüslerin arasında kalmıştı...

"Heh~"
"Bay Jake, bu.. benim.."
"Üvey ablasıyım! Şimdi defol!"
"Pedofil bir sapık olmadığını nereden bileceğim?"
"Hah! 40 ına gelmişsin!"
"Sen 40 değil misin? Ha? Pardon yüzün maymuna benziyor."
"LAN-"
"R-RYUNA-SAMAA... EHE... Bu da.. benim komşum ve oyun arkadaşım, Bay Jake"
"Oyun arkadaşım" oyun arkadaşıyım!

"Hıh!"
"Ryuna-sama, küsme! nişanına geleceğim.."
"Gelsen iyi edersin. Annemin cenazesine gelmedin zaten, buna gel bari. Telefonalrımızı açmıyordun, o kadar kalkıo buraya gelemek zorunda kaldim!"
Sadece Jake değil, arkasındakı Kurt'ta sinirlenmişti. Ondan daha çok, kin kokusunu buradan ala biliyordu.
Gelen adım sesleri korkutucuydu. "Ulan sen kim oluyorsu-"
"Jake!"
"...ne?"
"Karışma."
"Ah, Bay Jake'nin arkadaşı. Tekrar merhaba!"
"...selam..." Yine titriyordu, kadın biraz geriledi. Kadın streslenmişti, öksurdu
"Ben.. gidiyorum Goro-san... Ehem... Um.. nişana gel lütfen.."
"Ah, çalışacağım! İşlerimi ayarlarsam geleceğim."
"Peki... B-ben gidiy..gidiyorum!"
"Peki, dikkatli kullanın!"

Kadın hızlı bir sekilde yürüdü. Jake, Goro'yu kenide çevirdi
"İyi misin?"
"Evet! İyiyim, rahatsızlık verdiğim için üzgünüm."
"N-ne raha...tsızlığı..." Sonunda sesi titresede birkaç kelime ede bilmişti.

"Gidiyorum o zaman, iyi günler."
"Sanada Goro."
"İyi.. gunler..."

Amcasına baktı, gözleri dolmuştu. Kafede oturana kadar hiç konusmadılar. Sipariş verdiler, ve geldi. Amcasının gözünden o anda yaşlar dokulmeye başladı...

"Amca?..."
"O çok... O çok büyümüş! Hıck... Saçalrı.. saçlarınıda... hüüü... Saçalrını da boyamış!... Benim verdiğim evde.. hick! Oturuyor!! Ühü..."
"Lan- bekle... Su iç!!"

 𝓜𝓲𝓭𝓷𝓲𝓰𝓱𝓽 𝓛𝓸𝓿𝓮Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin