Sessiz, hiçbir bildirimi olmayan telefonumu kilitleyip sert bir şekilde masama bıraktım. Kırılıp kırılmaması umurumda değildi. Hiçbir işe yaramayan cihaza ihtiyacım yoktu.
Başımı kaldırıp sabır diledim. Sürekli evde kapana kısılmaktan çok sıkıldığım için sanal arkadaşlarımla birlikte sohbet grubu kurmuştum. Evet, sanal... Sanırım hataydı...
İlk başta grup çok akıcıydı, herkes konuşur güler eğlenirdik ama artık öyle değildi. Ben hariç kimse yazmıyordu .
Sürekli gezip eğlenen, çevresi olan ve uğraşmam gereken işler olsaydı bunu takmazdım. Ama yalnız olmak çok kötü bir histi. Bu hisse daha fazla dayanamıyordum.
Önümde duran bilgisayarımı açıp bir şarkı açmıştım, çok sevdiğim bana güç veren şarkı. Born to Shine.. Son ses açtım ve şarkıyı döngüye aldım. Muhteşemdi
Gözlerimi kapattım ve şarkıyı dinledim, asla bakmıyordum bu şarkıdan. Şarkıyı da, filmini de, sanatçıyı da çok seviyordum.
"Alya!"
Dakikalar nasıl geçti anlamadım ama ablamın adımı seslenmesiyle gerçek dünyaya döndüm. "Ah! Özür dilerim abla dalmışım." hemen şarkıyı kapattım. Ablama baktığımda bana gülümseyerek baktığını gördüm. "Bu şarkıyı ne kadar sevdiğini biliyorum ama lütfen dinlerken kendini böyle kaybetme." Güldüm, o da güldü.
"Kahvaltı hazırladım seni aşağı indirmek için geldim."
Evimiz iki katlıydı ve benim odam ikinci kattaydı. Yürüyemiyorum ve odam ikinci katta ne güzel değil mi...
"Abla aşağı inmesem daha iyi..."
"Merak etme, annem evde değil yani aşağı gelebilirsin ." Sıkıntılı nefes verdim. "Ondan değil abla yorulmanı istemiyorum bunu yapmak zorunda değilsin." Kaşlarını çattı.
"Saçmalama istersen? Bu beni asla yormaz. Şimdi bu konuyu kapatıyoruz ve seni aşağı indiriyorum." İstemsizce kıkırdadım ve o da kıkırdadı. Daha sonra beni kollarımdan tutarak ayağa kalkmama yardımcı oldu. Ayaklarımı hareket ettirebiliyordum ama maalesef kendi başıma yürüyecek kadar güçlü değillerdi.
Zar zor basamakları indikten sonra ablam beni yemek masasına oturttu, oturunca rahat bir nefes verip bacaklarımı ovuşturdum, acımışlardı.
Bir kaç dakika sonra ablam elindeki pankek dolu tabakla yanıma geldi. Pankek, kahvaltıda olmazsa olmazlarımdandı. Tabağıma bir tane pankek koyup üzerine nutella sürdüm böyle muhteşem oluyordu.
"Yapmak istediğin bir şey var mı bugün?"
Ablamın bana sorduğu şeyle ağzımda çiğnediğim pankeki birden yuttum ve duraksadım. Bir yudum meyve suyu içtikten sonra ablama döndüm. "Dışarı çıkmak istiyorum çok bunaldım..." Hemen anlamıştı ne hissettiğimi.
"Çıkabilirsin tabii ama kiminle çıkacaksın? Tek başına izin veremem biliyorsun dışarısı göründüğü kadar iyi bir yer değil." Başımı salladım.
"Biliyorum abla ve zaten bir arkadaşım var onunla gidebilirim."
Yekta adında okulda tanıdığım çok tatlı bir arkadaşım vardı. Okulda herkes bana zorbalık ederken o beni daima kolladı ve zamanla en iyi arkadaş haline gelmiştik. Zaten ondan başka bir arkadaşım yoktu.
"Ah doğru, Yekta'yı unutmuşum. O halde bugün okula git zaten annem yüzünden çok fazla devamsızlık yaptın sınırı aşmayalım" Gülümsedim. "Teşekkür ederim abla buna ihtiyacım vardı." O da gülümsedi ve daha fazla konuşmadan yemeğimizi bitirmeye koyulduk.
✨
"Telefonunu almayacak mısın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AZİM
Teen FictionAlya Körel adında yürüme engelli 17 yaşında bir kız, tek hayali herkes gibi istediği her şeyi yapıp gezip tozmak ve okula gitmektir. Bu istekleri için elinden gelen her şeyi yapıp gerçekleştirmek için savaşmaya devam edecek güçlü bir kızın hikayesin...