GİRİŞ

300 39 116
                                    

GİRİŞ ;

İnsanların çoğu bu hayattan nefret ettiğini söyler. Ben, kimsenin bu hayata aşkla baktığını görmedim sanırım. Herkesin derdi, herkesin bir can sızısı vardı. Herkesin uğraştığı, çaba gösterdiği bir amacı vardı. Herkesin göz yaşına sebep olan bir hikâyesi vardı. Benim hikayemin nasıl olduğunu ben de bilmiyorum aslında. Çünkü geneline bakıldığında hayatım oldukça normaldi. Hiçbir şeyim yoktu. Benim gerçekten hiçbir şeyim yoktu. Kendime olan nefretimden başka. Bir insan sizce neden kendinden nefret ederdi? Buna bir sürü sayacak sebep verebilirsiniz değil mi? İnsanlar kendinden nefret edecek o kadar çok sebep bulabilir ki... Benim sebebim neydi? Benim her gün aynaya baktığımda oluşan bu öfkem, bu kalp acımın sebebi neydi?

Bir kere kendime sevgim ve saygım yoktu. İnancım yoktu. Başarabildiğim çok az şey vardı. Hayır, aslında hiç yoktu. Doğduğum günden beri benim tek yaptığım şey kendime ve aileme zarar vermekten başka bir şey değildi. En çok düşünmek zarar veriyordu bana. İçten içe çok düşünüyordum ben. Kafamın içinde kocaman bir boşluk vardı. Simsiyah derin bir boşluk. Ucu bucağı yoktu. Sanki ayağını atan aşağıya düşecekti. Ama ne zaman sırtı yere değecek belli değildi. Sadece süresiz bir şekilde düşmeye devam edecek gibiydi. Simsiyahtı. Göz gözü görmüyor, kimse sesinizi duymuyordu. Sadece düşüyordunuz. İşte o boşluğun içinde ne zaman olduğunu bilmediğim bir süre boyunca düşüyordum. Belki çocukken başlamıştı bu, beki de genç kızlığımda. Tek bildiğim başlamıştı ve bitecek gibi durmuyordu.

Öyle ki çok garipti.

Herkesin önünde toz kadar olan bir sorun benim gözümde buz dağı kadar olup gidiyordu. Düşünün; ufacık bir taşı, karlı bir dağın tepesinden aşağıya doğru bıraktığınızı düşünün. İşte bu bizim sorunumuz olacak. Bu taş; aşağıya hızla yuvarlanarak düşüyor. Ve düşerken karlara sarılıp, büyüyor. Sonunda ise o küçük taş kocaman bir kar yığını oluyor. Kafamın içi de aynı o dağ gibi. Ufacık sorun o taş gibi yuvarlanıyor boşlukta. Ve sonra büyüyor, kocaman oluyor. Altından kaçamıyorum. Eziliyorum. Ama ölmüyorum.

Herhangi bir şey; ne kadar üzerine düşünülebilir ise, o kadar çok düşünüyorum bende. Bunun bir hastalık olduğuna eminim artık. Çünkü bu normalin çok üzerinde. Dediğim gibi oldukça normal bir hayatım var. Bu hayatın içinde ki en büyük ve tek sorun bizzat benim. Benim kendimle ilgili sorunlarım. Bu hayatın içinde karşıma çıkan en büyük düşman, aynada ki görüntüm. Yansımam. Evet, o benim. Yirmi beş yaşındayım. Ve hayatıma bir sürü başarısızlık ekledik. Hiçbir şey, yaşadığım hiçbir şey yolunda gitmedi. Ben asla kazanan kardeş olmadım. Ben her zaman ailenin en büyük problemlerinden biriydim.

YILAN, ŞARAP VE SİGARA ♤ llm, jjk, kth, pjmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin