Onur Trabzon neresi, nerede bilmiyordu ama onun yol rehberi eşeğiydi. "İshtikamet Trabzon heyt bre eşek" dedi ve hareketlendi.
Yol çetindi ama Onur da bir o kadar yürekli ve inatçıydı. İlk Konya'nın uçsuz bucaksız ovalarından geçen Onur, ordan terk edilmiş il mi ilçe mi belli olmayan Kırıkkale'ye ordan kimsenin bilmediği Bilecik'e ve son olarak Kurtköy dağlarına çıkarak coğrafyanın içinden geçmişti.
Erzağı artık bitme noktasına gelen Onur en çok özel tarifi olan noodlela yoğurt karışımını yemeyi özlemişti. Ama en sonunda o tabelayı görmüştü işte "Hamsilerin diyarı Trabzon" yazıyı görür görmez eşeğini dehledi ve hızını arttırdı bi an önce prenses Sudem'i görmek, kavuşmak istiyordu. Ama işler beklediği gibi değildi anlaşılan...
Önceki yıl şampiyon olan Trabzon'da şuan kaos hakimdi. Yolda gördüğü Reyyan adlı küçük kıza Sudem'in nerde olduğunu sordu." Gel yabancı ben sana gösteririm" dedi Reyyan. Bir süre devam ettikten sonra karşılarına tamamen hamsilerden oluşan hem ihtişamlı hem de garip bir kale karşılarına çıktı. Reyyan "İşte burası Prenses Sudem'in kaldığı kale ama o eski Sudem artık yok"dedi.
"Neden" dedi Onur. "Çünkü artık onun (fısıldayarak) Çağla'sı yok". Birkaç hamsinin gözü bunun üzerine onlara döndü ama sıkıntı çıkmadı. Nedenini anlamayan Onur "neyshe shiktir et" dedi ve Reyyan'a teşekkür bile etmeden kaleye adımını attı.
Yapışkan ve vıcık vıcık olan kalede hareket etmek zordu. Birkaç adım attıktan sonra etraftaki keder ve hüzün havasını hissetti. Ve kaynağına doğru yöneldi. Ve işte ordaydı.
Üstünde Trabzon formasıyla hamsiden tahtında oturan etrafı çizburger paketleriyle çevrili Prenses Sudem.
Sudem'in özelliği hamsileri istediği gibi kontrol edebilmesiydi zaten kalede sudem sayesinde ayakta kalıyor.
Depresyon da olan Sudem Onur'u farkeder farketmez üstüne bir hamsi topu gönderdi. Onur anında bu hamleden sıyrıldı. "Shakin ol Shudem ben Onur shenin adamın olmaya geldim." Dedi ama nafile Sudem'in ağzından tek çıkan "Çağla, Çağla nerde" idi. Bunun üzerine Onur "eğer shakinleşirshen sheni Çağla'ya götürürüm" dedi ama bu Sudem'i daha çok sinirlendirdi. "Bana yalan söyleme" dedi ve bulunduğu odadaki bütün hamsileri Onur'un üstüne boşalttı. Anında kediye dönüşen Onur kıl payı sıyrıldı ama daha bitmemişti. Sinirlenen Sudem hızını alamayıp bu sefer her taraftan hamsileri yağdırıyordu. Onur ise kaçmaktan artık yorulmuştu ve en sonunda kapana kısılmıştı. Sudem tam bitirici hamleyi yapacakken "Shudemo lütfen dur"dedi. Sudem bi anlığına dondu kaldı. Ve işte tam o anda kaslı bir zenci geldi Sudem'in arkasından atlayıp onu bayılttı. Bu zenci Reyyan'dı onun özelliği kısa bir süre zenciye dönüşmekti. Yardım etmişti çünkü o da kuzeni olan Sudem'in eskiye dönmesini istiyordu. Ama bir problem vardı hamsi kale yıkılıyordu. "Sudem bayıldığı için olmalı hadi koş" dedi Reyyan Onur'a ve Sudem'i alarak kaçmaya başladılar. Reyyan'ın özelliği kısa süreliydi bu yüzden bir anda bitti ve küçük kıza döndü. Koşmakta zorlanan Reyyan Onur'a "siz beni bırakın devam edin" dedi. Reyyan'ı bırakmak istemese de başka şansı olmayan Onur "teşekkürler zenci" dedi ve kaleden son anda çıktı. Reyyan ise yüzünde son bi tebessümle hamsi kalenin altında kaldı...Sudem geç de olsa kendine gelmişti. Onur'un özel noodlela yoğurt karışımını içdiği için şuanlık sakindi. "Eşek sırtında nereye gidiyoruz" dedi. "Sheni Çağla'na kavuşturmaya"dedi Onur.
Batmanlı Kürt'ün hikayesi daha yeni başlıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Batmanlı'nın Hikayesi
AventuraBu bir Batmanlı Kürt'ün türlü maceralarla dolu yolculuğunu anlatan bir hikayedir.