NEYİM BEN ?

28 2 0
                                    

Uyandığımda hava aydınlık değildi. Nerede olduğumun hala farkında değildim. Ayağa kalkmakta baya zorlanmış olsamda kalkmayı başarmıştım. Ana yolu bulmaya çalışırken omuzumda dayanılmaz bir ağrı vardı. Ama neden ağrıdığını düşünmeye vaktim yoktu, gözlerim kararıyordu, tekrar düşüp bayılmadan buradan kurtulmam gerekti. Sonunda ana yola çıkmıştım. Gözüme manyak bir ışık yansıyordu sonra büyük bir darbe almış olmam gerek, gerisi karanlık.


Gözlerimi açtığımda hastanedeydim yanımda ki kişiyi görünce şaşırdım.

Yanımda Mert vardı. Gözümü açtığım gibi şunları duydum Mertten :

-Melis 48 saattir kayıpsın. Seni araken ormanlıktan çıkıp arabamın önüne yürüdün. Neredeydin ? Niye ormanlıktaydın? Orada ne yapıyordun ?.

Mert niye benimle bu kadar ilgileniyordu anlamış değildim.

-Mert bunlar seni ilgilendirir mi ?.- diye cevap vermiştim.

Mertin suratının asıldığı gerçeğini kimse değiştiremezdi. Odadan çıkmak yerine yanımda oturmaya devam etti. Uyumanın beni çabucak iyileştireceğini söylemişti doktor. Yaşadıklarıma anlam veremiyordum. Ben neydim ?

Niye gelecekte olacakları görüyordum ? Niye Ateşi görmüştüm ? en çok aklıma takılanda niye Mert gitmşti ?

Hastanede daha fazla kalamazdım. Mertten hemşireyi çağırmasını istemiştim. Mert odadan hemşireyi çağırmak için çıktığında vücuduma bağlı olan tüm serumları çıkarmıştım. Tam odadan çıkacakken odaya doğru 5 adamın yürüdüğünü gördüm. Siyah sadece siyah giyinmişlerdi. Hoş şeyler olmayacaktı. Fakat ne yapıp edip buradan çıkmam gerekti. Herşey çabucak geliştiği için ne yaşadığımı anlamıyordum bile ama şuan bunları düşünmek yerine buradan acilen çıkmam gerektiğinin farkındaydım.

Yatağımın başında kalın ip vardı. Şaşırtıcı sanki herşey planlanmış gibiydi. İpi alıp yatağın ucuna bağlayıp aşağı atladım. Fakat o adamlardan hastanenin çıkış kapısında da vardı. Cama geri baktım. O adamlardan biri bana bakıyordu fakat adam korkunçtu sanki yüzü yanmıştı. Adam içeri girdi ardında da başka biri iple aşağı inicekti. Tek çarem koşmaktı. Ve tek gidebileceğim yerde ormanlıktı. Ormanlığa doğru koşmaya başladım. Arkamdan da adamlar koşuyordu. İleride küçül bir klube gördüm. Tüm gücümü tolayıp oraya koştum. Kapıyı tam açıcakken kapıda küçük bir not olduğunu fark ettim. Notta :

"İÇERİ GİRERSEN ÖLÜME EN BÜYÜK ADIMI ATMIŞ OLURSUN" yazıyordu. Bende nota uyup kaçmaya devam ettim. Arkamdan adamların koştuğunu duyabiliyordum. Artık koşucak gücüm kalmamıştı. Durdum bir ağıca tırmanmaya başladım. Fakat daha önce ne bukadar hızlı koşabişiyordum nede ağaca saniyesinde tırmana biliyordum. Pek uzaklaşmadığım için kulubeyi görebiliyordum. Peşimde olan adamların oraya giridiğini gördüm fakat onlar nota uyup girmemezlik yapmamışlardu. 1 kaç saniye sonra içeriden silah sesleri ve çığlık sesleri duymuştum. Kulubeye giren 5 kişiden 2 si çıkmıştı. Ve tırmanmış olduğum ağaca doğru yürümeye başladılar. Ve ağaca geldiklerinde durdular. Konuşmaya başladılar :

-O kızı bulmadan ölemeyiz efendim.

-O kızı bazı şeyler hakkında bilgilendirmeden ölemeyiz. Şimdi gidelim yoksa buradan canlı çıkamayacağız.- sonrada gittiler. İnmeye korktum ve bu gece orada uyumaya karar verdim.


Sabah oldu uyandım, ormanlıktan çıktım, araba çarptı ve gerisi çok karanlık.

Ve uyandım. Rüyamış fakat gerçek olma olasılığı yüksek geldi. Ağaçtan inmek yerine zıpladım. Neden bilmiyorum. Dedim tamam işte öldüm. Fakat ölmemiştim, bir kedi gibi dört ayak üstünde durmuştum. Şaşırdım ama buna vaktim yoktu ana yola doğru koşmaya başladım. Tam yola çıkmak için bir adımcık kaldığında durdum çünkü rüyam gelmişti aklıma. Durdum ve durduğum an bir araba hızlıca geçmişti önümden.

Gerçek Ama HayalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin