alışılmadık günler

3 0 0
                                    

 
   Notion-The Rare Occasions

Bugün evden çıkarken Jimin kapının önünde beni bekliyordu.Kapıdan çıktığımızda karşı eve yeni birilerinin taşındığını gördüm.Göz ucuyla bakıp Jimin'e döndüm.
  "Bugün ne yapsak Taehyung?"

   "Bir şey yapmamız gerekiyor muydu?"

  "Tabii ki gerekiyor.Bu nasıl bir soru.Biz genciz ve çıtırız anlıyorsun değil mi?"dedi ve göz kırptı.Göz devirmekten kendimi alamadım.
Sesli bir şekilde güldü buna.
  "İlk defa gerçek bir tepki verdin Tae.Buna çok sevindim."
  Demek ki anlıyordu rahat olmadığımı.O zaman neden bu kadar ısrarcıydı ki?Ona iyi davrandığım söylenemezdi.Hatta biraz kötü bile davranıyordum.Kendimi kötü hissettim ona karşı.Davranışlarıma dikkat etmem gerektiğine karar verdim.
  "Ne yapmak istersin?"

Gülümsedi.

"Akşam bir yerlere içmeye çıkabiliriz."

  Bir yere çıkmak istemiyordum.Bana kalsa okula bile gitmezdim.Ama bana kalmıyordu.Jimin her gün beni bekliyordu kapıda.

  "Dışarı çıkmak istemiyorum.Sen bana gel olur mu?"
 
  "Olur tabii ki. Ne içsek? Soju mu alsam yoksa bira mı alsam?Ya da şarap mı içsek?"Kendi kendine münakaşa yaptıktan sonra bana döndü."Ne içelim Taetae?"
  "Jimin inan hiç fark etmez.Bu kadar yorma kendini bunu düşünerek."

  Bir anda koluma sarılıp koşmaya başladı.Neredeyse ikimizde yere kapaklanıyorduk.

  "Olmaz.Saçmalama bugün ilk defa seninle içip dertleşeceğiz bugün özel bir gün Tae anlamıyor musun?" Koşmaya devam ederken söyledi bunları.Gözlerimi kocaman açmış ona bakıyordum sarsılarak.O ise kahkahalarla gülmeye başladı.
  "Ne bu kadar komik olan?"

  "Şu haline bak Tanrım.Çok komik bakıyorsun bana.Tamam içkileri ben seçiyorum korkma hemen."

  Tekrar göz devirdim.Olabilirmiş gibi daha fazla güldü ve başından beri beklediğim şey gerçekleşti.

  Düştük.

  Yerde debelenirken hala gülmeye devam ediyordu.Çığlık atacaktım.Gerçekten!
  Onun yerine Jiminin koluna bir tane geçirdim.Bir anda sustu.
Kulaklarım kutsandı sessizlikle.Ama bu sefer fazla bir sessizlik oldu.Dönüp ona baktığımda başını eğmiş ellerine bakıyordu.Çok sert vurdum sanırım.Hemen pişman olmuştum.Zaten küçücük bir çocuk gibiydi ne diye o kadar sert vurmuştum ki.

  "Jimin iyi misin ben o kada-"

  Tekrar ve daha şiddetli gülmeye başladı.

  Pislik.

  "Bana bak."derken ayağa kalkıyordum.
  O da kalktı ve koşmaya başladı.Okula kadar durmadan koştu.Bende arkasından sakin sakin yürüdüm en azından koşarken konuşmuyordu.

                                  *

  Jiminin geldiğini kapı çalmadan fark ettim.Şangır şungur bir ses geliyordu.
  Kapıyı açtığımda elinde iki poşet vardı.

  "Seçemedim bende hepsinden aldım."

  "Alkol komasına girmek için iyi fikir.Seçimi sana bırakmamalıydım."

  "Kalbimi kırıyorsun.Her neyse çekil kapının önünden bakayım.Ne biçim ev sahibisin sen? İki saattir kapı önündeyiz ne elimden poşetleri aldın ne içeri davet ettin. Ben gidiyorum."

  "Tamam yarın görüşürüz o zaman." Kapıyı yüzüne kapatacağımda "Hey şakaydı dostum. Burası benimde evim sayılır değil mi? Ben kendimi davet ederim.Oo Jimin hoşgeldin canım en yakın arkadaşım iyi ki geldin geç bakalım içeriye ben elindekileri alayım bırak lütfen."Kendi kendine ufak bir tiyatro oynayıp bunları söyledikten sonra içeri geçtik.

son seslenişimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin