PACK'S PRİCE {NAMJİN}

Bölüm 9 : Escape

Namjoon bütün gün diğer sürünün inindeydi ve şu anda gece yarısıydı. Sürünün, Jimin'in artık orada olmadığını fark etmesini ve onu bulması için bir arama ekibi göndermesini izlemişti.  Sadece sürüsünün bölgeden sağ salim çıkmış olmasını umuyordu.

Sorgulamak için insan formunda ki bir alfayı yakalamak için her türlü fırsatı beklemişti ama hiçbiri insan formuna dönüşmekten hoşlanmıyordu.  

Namjoon, bu kadar gaddar ve hayvansı olmalarında bunun da bir rolü olması gerektiğini tahmin etti. Tam başka bir yere geçmek üzereydi ki bir anda durdu.

Dondu. Koku yüzüne bir yumruk gibi çarpmıştı. Burun deliklerini okşarken nefesi kesildi ve koku onu baştan çıkarmaktan çok daha fazlasını yaptı.

Jin'in kızgınlığı.

Şimdiye kadar koklamamıştı, Jimin'in kızgınlığı, birlikte alındıkları için onu tetiklemiş olabilir miydi?  

En azından bir ön kızgınlık kokusu alması gerekiyordu, ama tek aldığı koku Jin'di, kesinlikle gerçek kızgınlığı başlamıştı.  

Öfkesi göğsünde kaynarken duygularını kontrol etmek için savaştı. Bu, bir alfanın erken kızgınlığı tetiklediği anlamına geliyordu. Sürünün inine girip hepsiyle dövüşemezdi. Bu intihar olurdu.

Sürünün, daha önce  ki savaşın kalıntılarını temizlemesini izleyerek saklanmıştı. Havayı ölüm ve kan kokusu kaplıyordu. Namjoon, Jimin'i buradan çıkardıkları için mutluydu ama Jin onu endişelendiriyordu. 

 Omegalar, kızgınlığa girdiklerinde ölüm ve yaralanma söz konusu olursa daha hassas olma eğilimindeydi. Jin'in buna maruz kaldığı düşüncesi, kendini suçlu hissetmesine neden oluyordu. Bir alfa olarak başarısız olmuştu.  Sürüsünü, özellikle omegalarını korumak onun işi olmalıydı.

Yüksek bir çığlık duyunca kafası havaya kalktı. Jin'in sesi olmalıydı. Kızgınlık kokusu ile Namjoon onu kesinlikle bulabilirdi. İnin dışındaki alfalara ve betalara baktı ve neden Jimin'de olduğu gibi kavga etmediklerini merak etti.

Bunun tek bir anlamı olabilirdi... Kavga etmiyorlardı çünkü Jin sürünün baş alfasındaydı. Liderdeydi. Böyle bir meydan okumanın olması Namjoon'u daha da ateşlemişti.

Şaşırtıcı bir şekilde alfa ini, Namjoon'un diğer alfa ve betaların yaşadığını tahmin ettiği inden daha uzaktaydı, burası ana in gibi bir şeydi.  

Jin'in kızgınlığının kokusunu takip ettiğinde daha büyük bir inin girişine geldi. Bu, sürüde ki sosyal hiyerarşi hakkında bir tahminde bulunmasını sağlamıştı.  

Alfa, sürünün geri kalanından daha lüks yaşıyorsa, bu onun sürüsünün çoğundan daha fazla saygı gördüğü ve daha baskın olduğu anlamına gelmeliydi. Betalardan ve diğer alfalardan bu tür bir itaat elde etmek için kişinin son derece gaddar ve vahşi olması gerekiyordu.

İçeri girmenin güvenli olup olmadığına karar vermek için etrafı kokladı. Jin'i alıp gidebileceğini umuyordu. Jin'in şu an olduğundan daha fazla stres içinde olmasını istemiyordu.

Baş alfanın burada olmadığına karar verdiğinde, sessizce içeri girdi. İn diğer inlerden çok daha büyüktü ve Jin'e yaklaştıkça daha da huzursuz oluyordu. Kontrolü kaybedemezdi.

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

"Ah...A-ah..."  

Jin düşünemiyordu. Vücudu yanıyordu ve rahatlama bulamıyordu. Aklının bir köşesinde, bundan ölüp ölemeyeceğini merak etti.

Alfa geri dönmemişti.  Bu bir işkenceydi.