Bölüm 4 : Flower crowns and doubt

319 38 73
                                    

Ertesi sabah Jimin, Namjoon'un yokluğuyla uyanmıştı. 

Yakınlarda hâlâ onun kokusunu alabiliyordu, bu yüzden Jin ve yaralı Yoongi ile yalnız kaldığında hissettiği ilk panik azaldı. 

Hâlâ mışıl mışıl uyuyan Jin'e baktı. Gülümsedi ve perçemlerini nazikçe gözlerinden uzaklaştırdı. 

Sürüde başka bir omeganın olması güzeldi. Önceden sadece o ve Taehyung vardı ve eğlenceli olmasına ve arkadaşını çok sevmesine rağmen, bazen dört alfası olan sürüde sadece iki omegadan biri olmak bunaltıcı geliyordu.

Dikkatlice yataktan çıktı ve ateşe odun atmaya gitti. Ateşin sönmekte olduğunu göz önünde bulundurarak, Namjoon'un bir süredir mağarada olmadığını tahmin etti. 

Odunları ateşe atarken gözleri hala hareketsiz yatan Yoongi'ye kaydı. Jimin göğsünde bir acı hissetti ve alfaya daha da yaklaştı.

Hem onu ​​hem de Jin'i korumak için hayatını tehlikeye atmıştı ve ona hayatını borçluydu. 

Dikkatlice kulaklarının arkasını kaşıdı. Kürkünün bazı yerlerinin garip bir şekilde dağıldığını fark etmişti ve Jimin, daha önce onu tımar edenin Namjoon olduğunu biliyordu.

Grooming : Tımarlamak , atlar için fırçalamak olarak geçiyor aslında ama kurtlar için böyle birbirlerini yalamaları, patileriyle başlarını gövdelerini okşamaları anlamına geliyor. Örnek olarakta göstermek istedim çünkü kitap içinde çok fazla geçiyor ve bundan sonra tımarlamak olarak kullanacağım.

Videoda ki kurtlar kardeşmiş beyaz olan diğerinin kız kardeşi 🥺 Ablalar yine cefakâr ve vefakâr anlatmaya gerek yok görüyorsunuz.

Alfa küçük, sorgulayıcı bir şekilde homurdandığında Jimin'in gözleri genişledi.

"Y-Yoongi hyung ?  Uyanık mısın?"  diye sordu merakla kurdun üzerine eğilerek.

Yoongi, Jimin'e bakıyordu, ilgiden hoşlanmışa benziyordu.

"Şey... Nasıl hissediyorsun?"  diye tereddütle sordu Jimin.

Yoongi homurdandı ve kafasını uzaklaştırmaya çalıştı. 

"Hey! En azından sormam gerektiğini düşündüm!"  Jimin kaşlarını çattı ve nazikçe alfanın ona tekrar bakmasını sağlamaya çalıştı. 

"....  Canın acıyor gibi..."

Yoongi onaylarcasına homurdandı.

"....Teşekkürler... Bizi koruduğun için.  Beni gerçekten korkuttun, biliyor musun..."

Bunun üzerine Yoongi, Jimin'e bakmak için döndü, bakışları merakla doluydu ve incinmişti.

"Eğer sen olmasaydın... Jin ve ben, yakalanabilirdik. Gerçekten korkmuştum. Hiçbirinizden ayrılmayı düşünmek istemiyordum... ve kontrol edilmek de istemiyordum. O sürü ilk kez bize bu kadar yaklaşmıştı."

Yoongi başını Jimin'in kucağına yaslamak için hareket ederken acılı bir ses çıkardı ve rahatlatıcı bir şekilde elini yaladı.

"Oh iyi.  Uyanıksın."

Jimin, elinde üç ölü tavşan tutan Namjoon'a döndü. Namjoon tavşanları mahcup bir şekilde kaldırdı. 

"Fazla olmadığını biliyorum ama ine yakın durmam ve avlanmaya fazla zaman ayırmamam gerektiğini düşündüm. Hala ayı etimizin olduğunu biliyorum, ama yaşanan her şeyden sonra, taze et daha uygun olur dedim." Gülümsedi, loş inde bile gamzeleri görünüyordu.

PACK'S PRİCE {NAMJİN}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin