10.BÖLÜM BEKLENMEYEN SIR

8 3 0
                                    

Gri pençe,kırık pençe ve kalın pençe sesin geldiği yere doğru koşuyordu ve pat diye çamur kabilesinin arazisine daldılar. Hiç düşünmüyorlardı kimler görürse görsün yardıma gidiyorlardı."olamaz sesleri duyamıyorum " dedi gri pençe."meraklanma bir KAN kokusu alıyorum. Şu tarafdan gidelim"diye kuyruğuyla işaret etti kalın pençe. Çam ağaçlarının kokuları artık daha yaygındı. İlerideki kan kokusuna yaklaşmışlardı ve bir an durdular." olamaz. Bunu yapan bir köpekse buradan fazla uzaklaşmış olamaz!!," dedi gri pençe." hadi ama bu kadarda korkak olamazsın. Ben gidiyorum." der demez kalın pençe çalıların arasına daldı. İki arkadaş havayı kokladılar" tamam bence burada köpek yoksa kalın pençenin yanına gidelim yoksa onun başına bir bela gelebilir." dedi kırık pençe ve gri pençe ile kalın Pençe'nin gittiği yola doğru gittiler.

Simsiyah erkek bir kedi çalıların arasından fırlayıp etrafı koklamaya başladı. Her yer sakin gözüküyordu. Arkasından iki kedi daha çıktı. Biri sarı ,siyah benekli dişi bir kedi öbürü ise sarı, kızıl gözünde kocaman bir yara olan ve bir kulağa yırtık olan erkek bir kediydi. Öndeki siyah kedi devriyenin başındaydı. " sen sağa tarafa bak gölge diş" dedi ve kuyruğuyla sarı, kızıl kediyi işareti." tamam efendim" dedi gölge diş ve uzaklara gitti." sen çoban kol sol taraftan git." dedi siyah erkek kedi ve kuyruğunu öbür kediye doğru çevirdi. Çoban kol" pekala tekir çizgili" diyerek onun yanından ayrıldı.  Tekir çizgili ise ön taraftaki çalılara doğru atladı ve ortadan kayboldu.

" olamaz burada fena halde yaralı bir kedi var!!!" dedi gri pençe ve şaşkın bir halde geriye doğru gitti. " acaba ölmüş müdür?" dedi kırık pençe ve kediyi dürtmeye başladı. Kalın pençe ise ürkmüş bir halde yaralı kediye yaklaşmadan oracıkta oturup ona bakıyordu. " siz...de...kim...si...niz...?...ah..." yaralı kedi konuşmaya başladı fakat cümleleri kesik kesik geliyordu. " biz toprak kabilesinden üç çırağız sizin kalbinizideki duruma bir bakmaya geldik." dedi gri pençe ama yaralı kedinin onu duyduğunu sanmıyordu. " tüm gün bu kedinin başında mı bekleyeceğiz yoksa gidecek miyiz?" dedi mırıldanmaya başladı kalın pençe ve toprağı eşeledi." tabii ki bir devriye bizi bulana kadar başında bekleyeceğiz" dedi kırık pençe ve kızgın bir şekilde arkadaşına baktı.

Gölge yıldız endişeli bir şekilde devriyenin dönmesini bekliyordu. Vekil sağlamgöz kabileyi idare etmekte çok zorlanıyordu çünkü gölge yıldız kendini bir türlü toparlayamıyordu. Hekim kedi çoban yaprak çırağının dönmediğini öğrendiği zaman çıldırmıştı. Kabiledeki çoğu yaralı kedi hiçbir iş yapamadığından dolayı av sayısı azalmış ve kabile bir deri bir kemik kalmıştı. Yavrular barışıyor çağrışıyor annelerinden süt almaya çalışıyordu fakat anneleri hiçbir şey yemediği için onlara daha yiyecek bir şey veremiyordu. Her yer toz dumana katılmış bir haldeydi kütükler yerinden oynamış. Savaşçı ini dışında diğer bütün inler hasar almıştı.Köpek saldırısında bir çırak bir savaşçı ve bir yaşlı kaybetmişlerdi. Az kalsın hamile olan püskül kulağı da kaybedecekler di ama sağ kalmayı başardı. Şimdi kalbiyle bir başına aç ve susuz bir halde dayanmaya çalışıyordu.

Gölge diş, çoban kol ve tekir çizgili yabancı kedilerin kokusunu alıp otarafa doğru giderken kan kokusu da almıştı." yabancı kediler bizden bir kediyi daha öldürmüş olmalı." diye ürperdi çoban kol." eğer öyleyse biz de onları öldürürüz!" diye haykırdı gölge diş." susun ve işinize bakın belki de bu olay sandığımızdan daha ciddidir." dedi tekir çizgili ve çalıların arasından çıkar çıkmaz üç çırağı ve yerde yatan hekim çırakları püskül patiyi gördü." siz burada ne yaptığınızı sanıyorsunuz?" Diye atladı gölge diş. Çok fena hırlıyordu sanki kedi gerçekten ölmüştü."be...ben...iyi...iyiyim...göl...gölge...diş" dedi püskül pati ve kuyruğunu oynattı. Galiba onu hayatta olduğunu anlatmaya çalışıyor diye düşündü gri pençe.
" Bizi dinlemen lazım.Bizi Şimşek yıldız gönderdi ve sizin durumunuzu bir bakmamızı istiyor. Tek istediğimiz buydu fakat yolda bu kediye rastladık ve onun başında bekledik. Sanırım onu bir köpek parçalamış çok fazla derin yara izi var ama iyi görünüyor." dedi kendinden emin ve gururlu bir şekilde gri pençe. Kırık pençe sanki aklını oynatacaktı. Büyük bir savaşçıyla böyle rahat nasıl konuşabiliyor? Diye içinden geçirdi ve arkadaşının yanına doğru gidip kulağına fısıldadı."Gri pençe sen ne yapıyorsun? Bizi öldürtebilirsin!!" dedi ama gri pençe ona hiç bakmıyordu sadece gözlerini savaşçıya dikmişti.
" Peki size inanıyoruz bizimle beraber gelin." dedi tekir çizgili ve savaşçılarına " sakin olun çocuklar küçük bir yardımdan zarar gelmez" diye seslendi. Uzun bir aradan sonra kabileye gelmiştik. Savaşçılar yaralı kediyi hekim kediye götürken, tekir çizgili ise bizi liderin yanına götürüyordu. Sonunda gölge yıldız ile konuşmak için onun inine girdik." evet çocuklar anlatın bakalım hekim kedimizi nerede buldunuz?" dedi cevap veren kalın pençeydi." biz onu sizin anlayacağınız bir dilde söylersek Çam ağaçlarının ve normal ağaçların arasında bir yerde bulduk yani toplantı yerinden çok uzakta bir yerde değildi." Dedikten sonra yerine oturdu. Gölge yıldız onlara teşekkür etti ve ardından tüm olayı anlattı. Çıraklar artık gitmeye hazırlanırken gölge yıldız onlara "bekleyin size bir şey anlatmadım!"dedi ve başladı " bundan çok uzun zaman önce köpeklerle ilgili olan usta bir kedi vardı. Artık onu pek sık göremiyoruz ve sorunun kaynağının onda olduğunu düşünüyorum. Adı yılan ve çok becerikli bir kedi bizi 1 defa öğle sürüklüyordu ama kendimiz kurtulduk. Bu sefer ise köpeklerini yollamış ve şimdi altından kalkamıyoruz. O yüzden toprak kabilesinin yardımını geri çevirmeyeceğiz. Tekrar teşekkürler."dedikten sonra çırakları yolladı.

Gridiş' in Hayatı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin