sen ona âşıksın, böyle bitecekmiş meğer

105 11 0
                                    

Dayanamayacağını hissettiğinde hep gittiği yer çok uzun zaman önce gitmiş. Artık bilmiyormuş ne yapacağını. Okyanuslara sığınmak istiyormuş çoğu zaman. Soğuk dalgaların arasında kaybolmak. Talassofobisi bile kafasındaki düşüncelerin önüne geçemez bir haldeymiş. Harapmış, enkazda kalmış.

Kırılmış en çokta.

İnanmıyormuş bir daha eski günlere döneceğini. İstemiyormuş gelecek günleri de. Bıkkınlıkmış tek hissettiği. Ne yapsa tatmin olmuyor geçmiyormuş bu his. Yemek yemek en sevdiği aktiviteyken artık yalnızca yaşama biraz da olsa tutunmak için yiyormuş. Kendine hak görmüyormuş onu da. İnsanlar beni bir bir bırakıyorsa vardır bir sebebi diyormuş. İzoleymiş evde tıkılı kalmış. Sahile gittiği zamanlar dışında. Geceleri de hep oradaymış mesela. Yokmuş ki orda kimse, bırakamaz yarı yolda. Eksik hissettiremez, yargılamaz.

Bol bol da ağlıyormuş.

Yeonjun'lar bile bıkmış artık ondan ya, kesmişler umudu. O yüzden artık "ağlama" diye sahte tesellilerde yokmuş.

Müzikte dinliyormuş.

Yemekten bile daha çok hayati bir meseleymiş bu onun için. Yemek yemeden çok uzun süreler yaşayabilirmiş ancak müziksiz yaşlı ruhu beslenmezmiş.

Yine bir gün gitmiş uçurumun kenarına. Okyanusun serin rüzgarları ta buraya kadar ulaşıyormuş. Yüzünü sakince okşuyormuş. Kaç aydır kimseden görmediği şefkati derin okyanuslarda hissetmiş.

Okyanusa baktığında yine o gözler gelmiş aklına. Son gördüğünde galaksileri andıran o sıcak göz tıpkı okyanus gibiymiş.

Soğuk ve derin.

Çok duyguya da ev sahipliği yapıyormuş. Aynı zamanda. Hiç birini sevmemiş beomgyu.

İçini ısındıran galaksileri istiyormuş. O bakışları alamadıktan sonra ne anlam varmış yaşamada.

Choigyuu

Bana bidaha gösterir misin galaksileri?

Taekang.55

O galaksiler artık senin için yok beomgyu.
*Görüldü*

Hayat komikmiş. Bir zaman çok mutlu olduğun yaşamana sebep olan kişiler ölümünde de aynı rolü oynayabilirmiş.

Galerisine girmiş. Eski fotoğraflara bakarken tüyleri diken diken oluyor kalbinde istemsiz sızılar ve içinde bir ürperti hissediyormuş.

Burnunda hissettiği sızı ile anlamış yine ağlayacağını. Hep olurmuş bu. Ne zaman ağlamaya ramak kalmış sızlarmış burnu.

Etrafına bakınca yine hissetmiş yalnızlığı. Soğukmuş. Normalde olsa yarın hasta olacağı için kızarmış kendine. Ama artık yokmuş yarınlar öyle değil mi? Özgürlük ve kaygısızlığı hiç bu kadar doruklarında hissetmemiş daha önce. Tattığı duygu bu bir kaç için hiç uyumlu değilmiş. Bir kaç ayda hep melankoli varmış hüzün varmış stres varmış. İçini daraltan bir şeyler varmış. Ama bunu asla tarif edemezmiş.

Ay ışığına bakmış. Seviyormuş ayı. Güneşten ise nefret ediyormuş. Eskinin aksine.

O zaman bugünlük Beomgyu'dan bu kadar olduğunu belirtmem gerekir.

Özgürlüğe gereğinden fazla bağlanmış bir kaç dakikada çocuk.

Eh o bağımlılık konusunda çok dikkatsiz bunu kaç bölümdür anlamanız gerekiyordu. Sağlıksız bir saplantılı.

Ve terkedilmiş yine, her zaman ki gibi.

Beomgyu'nun zihni ve ruhu zaten hep karanlık sulardaymış. Fiziksel olarakta gitmiş sadece.

Ama artık yokmuş önemli olanda bu değil mi zaten..?

?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sen Ona Aşıksın ' TaegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin