Öğrendiğinde çok gergindin. Bir süredir hasta hissediyordun ve Rengoku, Kelebek Malikanesi'ndeki üyeler tarafından kontrol edilmen için seni zorluyordu, öyle ki, yakında gitmezsen seni istemeden taşımayı planlıyordu.
Kontrol edilmek için Rengoku'nun göreve çıktığı bir gün gittin, Shinobu seni bizzat muayene etti. Birkaç testten sonra Shinobu size hamileliğinizin haberini verdi; Bebek gibi ağlamadığını söylesen yalan söylemiş olurdun.
Rengoku'nun yarına kadar evde olmasını beklemiyordun, bu yüzden henüz ona söyleme konusunda endişelenmene gerek yoktu, ama bu aynı zamanda onun nasıl tepki vereceğini düşünmek için çok zamanın olduğu anlamına da geliyordu.
"Birbirimizi çok seviyoruz , bu bizi daha da güçlendirir" den "Ya henüz çocuk istemediği için beni terk ederse?" düşünceleriniz o kadar hızlı ki, o gece düşüncelerinizin düzensiz olduğundan zar zor uyudunuz.
Sonunda eve döndüğünde, başlangıçta sevgilinizin sağ salim eve döndüğü için rahatlamış hissettiniz, ancak bunun yerini hızla bir kez daha endişe aldı.
Yine de, o gece ikiniz de yıkandıktan ve yatakta birbirinize sarılarak uzandıktan sonraya kadar beklediniz. "Aşkım sana bir şey söyleyeceğim, lütfen korkmayacağına söz ver" diyerek sessizliği bozdun. Kollarını vücuduna doladı, "Bana her şeyi anlatabilirsin."
Ayağa kalktın ve erkek arkadaşının başını eline yaslayacak şekilde hareket etmesini izledin. Son bir derin nefes alırken, kelimeler ağzınızdan döküldü."Hamileyim." Gözlerin onunkilerle buluşmadı, tepkisini görmeye hazır değildin.
Saniyeler geçti, sonra siz ona bakamadan koca bir dakika önce, tek bir ses bile çıkarmamıştı. Kafanın içindeki küçük mantıklı ses, Rengoku'nun iyi bir adam olduğunu ve seni asla böyle bırakmayacağını biliyordu ama bu sessizlik bir işkenceydi.
Önünüzde bağdaş kurarak oturmak için hareket ederken saçları yavaşça ifadesini gizledi. Sana baktı, yüzünde gördüğün en parlak gülümseme yüz hatlarını süslerken yanaklarından yaşlar akıyordu. Nasıl tepki vermesini beklediğini bilmiyordun ama ağlayan bir Rengoku değildi.
Seni nazikçe kucağına çekti, kollarını beline doladı ve ellerini saçlarına doladı. Başın omzuna yaslanmıştı, o başını seninkine yasladığında gözyaşları senin giysilerini ıslatıyordu.
"Çok teşekkür ederim Y/N.Çocuğumun annesi olduğun için ne kadar gurur duyduğumu sana anlatmam için yeterli yol yok" diye içtenlikle boynuna konuştu. Yüzünüze bakmak için geri çekildi, gülümsemesi hâlâ fazlasıyla mevcuttu. "İstisnai ebeveynler olacağız" önce yanağınızı, sonra alnınızı, sonra burnunuzu öptü ve sonunda dudaklarınızı öptü.
Endişelendiğin için kendini aptal hissettin, gerçekten sana olan sevgisi bu kadar açık olan adamdan başka bir şeyi nasıl bekleyebilirsin? Rengoku hamileliğiniz konusunda o kadar heyecanlıydı ki, ertesi gün haberi diğer hashiralara (sizin için çok mutlu olan herkes) duyurdu. Güvenliğiniz konusunda her zaman temkinliydi ama şimdi endişe seviyesi iki katına çıktı, her zaman sizinle ilgilenildiğinden emin oldu ve ne kadar itiraz ederseniz edin size daha büyük porsiyonlarda yemek verdi çünkü "Artık iki kişilik yiyorsunuz" diye yemin etti. "ve ikinizin de yeterince yediğinizden emin olacağım". Rengoku hem seni hem de doğmamış çocuğunu o kadar çok sevdi ki, hayatının geri kalanını birlikte geçireceği harika bir adam bulduğun için çok şanslısın.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
