2021 bir yaz gecesi
Gecenin karanlığından daha çok karanlık olduğunu düşünen genç kız, ıssız bir parkta koşmaya çalışıyordu. Koşamıyordu sadece yavaş yavaş yürüyebiliyordu. Genç kız bacağından çok ağır bir kaç darbe aldığından dolayı bacağı aksıyordu, bu nedenle koşamıyor yürüyordu.
Çiseleyen yaz yağmuru eskiden genç kızı mutlu ederdi şimdi ise yağmur ona bu karanlık geceyi hatırlatacaktı. Bu karanlık gece de korku ve acı vardı.
Aksayarak yürüyen genç kız, kafasını yerden kaldırıp, bir nefes kadar yakınında olan korkusundan ne kadar uzaklaştığına bakmaya başladı. Bir bank vardı, o kadar yorgun düşümüştü ki genç kız oturacak bir yer bulduğu için sevindi, ama sevinişi kısa sürdü. Korktuğu kişiden istediği kadar uzaklaşamamıştı. Sevincinden dolayı kalkan omuzlarını indirip yavaş yavaş yürümeye devam etti.
Var olan gücünün son kırıntıları ile yürüye bildiği kadar yürüdü. Ve sonunda kendini bir ağacın gövdesinde yaslanırken buldu. Sadece bacağı değil vücudun her bir kıvrımı acıyordu. Şuan korktuğu şey ise genç kızın. Acıdan bayılmasıydı, eğer bayılır bilinci kapanırsa kötülükler onu daha kolay bulur sanıyordu, ama yanılıyordu şuan yaşadığı acıyı bilinci açıkken yaşamıştı. o acı görüntüler aklından hiç çıkmayacağını tahmin ediyordu genç kız ama bu yükün altında bu denli ezileceğinden bihaberdi.
Kaçmadan önce üstünü değiştirmiş ve telefonunu yanına alabilmişti bunun için kendisini şanslı hissediyordu. Bunu şans olarak adlandırması ne kadar ağır ve acı durumda olduğunun belirtisiydi.
Arka cebinde olan telefonu almak için hareket edince belinde ve bacağında keskin bir acı hisseti ve acıdan inledi.
"Ah, çok acıyor." başını yukarıya kaldırıp dua etmeye başladı. "Lütfen, bu acı çok fazla. kaldırabileceğim yük değil, al bu acıyı benden." Artık masum hissetmiyordu, kirlendiğini düşünüyordu.
Kirlenmek böyle bir şey miydi?
Hayır böyle bir şey değildi.
Böyle olmamalıydı.
Sonunda telefonunu arka cebinden çıkarınca abisini armaya başladı genç kız. Telefon çaldı, çaldı ve çaldı açan kimse olmadı, genç kızın kulağına gelen dııt sesi çaresizlikti, kimsesizlikti.
Kendisini o kadar çaresiz ve kimsesiz hisseti ki genç kız, bu hissin tarifi hiç bir yerde olamazdı.
Derin bir nefes alıp ne yapacağını düşünmeye başladı genç kız. Babasını düşündü ve hemen bu fikirden vaz geçti, kalp sorunu vardı eğer böyle bir şeyi öğrense babasının yaşayacağı sağlık sorunun yükünü kaldıramazdı, zaten şuan yaşadığı yük ona fazlaydı. Annesini düşündü bu sefer, yine vaz geçti fikrinden panik atağı vardı annesinin hemen panik yapar babasına belli ederdi. Abisinden başka arayacağı kimse yoktu ama abisi de yoktu.
Bunları düşünürken yine keskin bir ağrı hisseti genç kız, ağrı sol bacağından geliyordu. Ağrıyan bacağına bakmak için öne eğildi ama bu sefer belinde de keskin acı hissetti.
Genç kız şuan acıdan başka hiçbir şey olmadığını düşünüyordu.
Belinde ki keskin acıya inat bacağına doğru eğildi, acıdan dişlerini birbirine geçirdiği çenesi seğirdi ama durmadı, inat etmişti genç kız bacağına bakacaktı. Ve baktı da gördüğü görüntüye hazır olmayan genç kız dona kaldı ve gözünden eksilmeyen göz yaşlarına yenileri de eklendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin izleri
Ficção AdolescenteGöksu geçmişinden yaralı'ydı, geçmişin izlerini temizlemek için yeni bir sayfa açmaya karar verir. Ve bu sayfa artık kirli değil aksine renkli olacaktır, ve bu renkleri Burak Gök sayesinde olacaktır. Göksu psikolog ve kendi bürosunu açmıştır, ve yan...