Uyandığımda büyük alanımdaydım ve saat bir di yani gecenin biriy di gecenin birinde uyanmıştım ah tanrımmm! kafamı tekrardan beşiğimdeki yumuşak yastığa koyup uyumaya çalışıyor dum ama bir türlü uyuyamamıştım gözlerimi açıp tavandaki parlayan yıldızları izlemeye başladım o kadar sıkılmıştım ki oflayıp duruyor dum
Aklımdan babalarıma bulaşmak bile gelmişti ama bundan vaz geçip beşiğimde oturur pozisyona geldim beşiğimde çıkıp ayakta ne yapsam diye düşünürken ne ara odamdan çıkıp bahçeye geldiğimi bilmiyordum o kadar düşünmüştüm ki bahçeye kadar gelmiştim ah bu gün hiç normal değildim
Bahçeye doğru küçük adımlar atıp yere bakmaya başladım ayaklarımda terlik olmadığı için çıplak ayaklarım uzayan çimlere dolaşmıştı bu çok gıdıklandırdığı için kendimce gülmüştüm hava güzeldi temiz bir hava ve toprak kokusu istemeden bile uykumu getirmişti evin arka bahçesine gidip kendimi çimlere atmıştım sırt üstü çimlerde uzanıp iki elimi başımın altına getirmiştim şimdi daha rahattım
Ben ışık olmayan arka bahçede rahatlık ile gök yüzündeki yıldızları izleye biliyor dum hafiften esen rüzgar uzamış olan saçlarımı dalgalan dırıyordu içime derin bir nefes çekip gözlerimi kapatmıştım etraf o kadar sessizdi ki sadece baykuşun öttüşünü duyuyor dum kendimce tekrardan gülümseyip öyle kalmaya devam ettim
Sonra küçük sesler gelmeye başladı daha çok koşarak gelen ve hızlı nefes alıp veren bir ses gibiydi gözlerimi açıp başımı yana çavirdim yeontan yanıma gelmişti bir elimi başımın altından çekip onun tüylü ve ince beline kolumu doladım onu severken tekrardan gözlerimi kapatmıştım az da olsa huzurluydum bir kaç dakika sonra gelen sert adım sesleri ile olduğun yerde kaldım tam doğrulup arkama bakacağım zaman başımın üstünde duran kafa ile çok şaşırmıştım ben kafamı hafif kaldırmam ile değen burunlarımız beni gerçekten şok etmişti
Bu o at tı ama buraya nasıl gelmişti at burnunu burnuma sürtüp başını çekip o da dizlerini kırarak yanımıza oturmuştu bir kedi gibiydi ben "s-sen buraya nasıl geldin" dedim at derin bir nefes alıp bana kafası ile evi gösterdi bu ne anlama geliyor du yoksa yine kaçmış mıydı.... AMAN TANRIM SAHİBİ YA BİZİ ŞİKAYET EDERSE
ben düşüncelere kapılırken at beni kıyafetimden tutup kendine doğru çekmişti yavaşça ona yaslanmamı sağlayıp başını benim bacaklarımın yanına koymuştu beni bir anne gibi sarmalamıştı ben ikinci şokumu yaşarken yeontan atın baş kısmının yanına gelip onun yanak kısmını yalayıp onun yanına yatmıştı neler oluyor du ben "siz ne zaman bu kadar yakın oldunuz... Tanrım ben ne yaşıyor um" ben gelen yorgunluk ve çöküş ile arkamdaki ata yaslanıp gözlerimi gök yüzüne çevirip aynı şekilde parlayan yıldızları izlemeye başlamıştım şimdi daha çok huzurluydum
İnanırmısınız bilmiyorum ama evimizin üstünden büyük bir galaksi geçiyor du o yüzden yıldızlar çok parlak ve kolay görünüyor du bazen yıldızlar kayıyor bazen de yıldızlar dans ediyorlardı du ben derince bir nefes alıp uzun süre tuttuktan sonra nefesimi geri vermiştim başımı yan tarafa çevirdim yeontan ve at çoktan uyumuşlar dı yeontan atın boyun kısmına partilerini sarıp uyuyor du aynı bana çekmişti kerata bazen ben de uyurken bir şeye sarılıp uyuya bilirdim
Benim uykum çok gelince yan dönüp atın bacak kısmına yatmıştım at bir bacağını kaldırıp kolumun altından geçirmişti kafamın altındaki kol o kadar yumuşak ve sıcaktı ki atın bana nazikçe sarılması ile bir kaç dakika içinde uyuya kalmıştım
(10 saat sonra)
Yerimden hafifçe kıpırdanıp yavaş yavaş olduğum rüyadan uzaklaşıyor dum yüzüme batan yeşil çimler ile gözlerimi açıp gök yüzüne baktım hava açmış tı temiz hava kokusunu çiğerlerime çekip olduğum yerden yavaş yavaş doğruldum kaşınan gözlerimi ovalayıp önüme baktım bir elimi gözümden indirmem ile gri eşofman ile çimlerde oturarak konuşup gülen babalarımı izledim önlerinde piknik sepeti vardı içi de baya doluydu
Ben şaşkın ca babalarıma bakarken jungkook babam yanıma gelip beni kucağına almıştı ve "günaydın güzel bebeğim seninle sonra konuşacağız bey efendi ilk önce banyo yapmalısınız" dedi ve beni banyo ya doğru götürdü babam beni lavabo taşına oturtup üstümdekileri çıkartmaya başladı en sonunda iç çamaşırımı da çıkartıp beni hazırladığı küvetin içine koydu
Babam beni güzelce yıkarken ben ördekler ile oynuyor dum babam vücudumu da sürtüp beni son kez yıkadı ayağa kalıp dolabın içinden benim yeşil havlumu alıp suyunu boşalttığı küvetin içinden beni havluya sarıp kucağına almıştı ben babamın omuzunda yatarken babam beni yatağa koyup kıyafet dolabımı açıp içinden askılı eteğimi iç çamaşırımı kedili çoraplarımı tatlı tokatlarımı alıp yanıma gelmişti babam kıyafetlerimi giydirip omzumun üstünden geçirdiği askıyı giydiğim eteğime takıp bana şöyle bir bakımıştı yaptığı eserden gurur duyan ressam gibi kafasını sallayıp yan çekmeceden saç köpüğü alıp yanıma gelmişti
Babam ıslak olan saçlarımı tarayıp havlu ile azıcık kurulamış tı sonra saçlarımı tekrar tarayıp eline sıktığı köpüğü saçlarıma yavaş ve nazikçe sürerek saçlarımın kıvır kıvır olmasını sağlamış tı tekrardan bana bakıp başını sallamış ve getirdiği mor çıtçıtlı tokayı da saçıma takıp odanın içinde büyük bir ıslık çalmıştı ben babama gülerek kollarımı kaldırıp ellerimi açıp kapatmıştım babam gülerek beni kollarına aldı ve boynumdan öpüp odadan çıkmıştık babam bahçeye çıkıp beni yere indirmişti beni neden indirdiğini düşünürken ellerini ellerime geçirip yürümeye başlamıştı
Konuşan babalarım bizi görünce ağızları açık kalmıştı çünkü şu an giydiğim tulum ve saç tokam çok uyumluyken kıvır kıvır olan saçlarım güzeliğimi ortaya çıkartmıştı ben gülerek babalarıma bakarken bir anda havalanma ile babama baktım hoseok babam beni kucağına almış beni döndürerek babalarımdan kaçırıyor du hoseok babam o kadar esnek bir yapıya sahipti ki beni kollarıyla kolayca döndürüp yükseğe atıp kapıyor du
Babalarım o kadar yapılı bir bedenlere sahipleri di ki cidden onların kucaklarında bir küçük bebek bataniyesi gibi kalıyor dum babam "kaç taehyung kaç yiyecek bunlar bizi" dedi ve arkasına baktı bize gülerek koşup yetişmeye çalışan babalarıma baktı benimde bakmam ile heyecanlanıp bağırarak gülmeye başlamıştım babam beni sıkıca tutup koşarken hoseok babamın rüzgarda savrulan uzun saçları uçuyor muşuz gibi hissetmemi sağlamıştı yakalanan hoseok babamın beline sarılan yoongi ve jin babam onu doya doya öpmeye başlamışlar dı hoseok babam yenilgi ile beni yere bırakarak koşmamı sağlamıştı ben mor patiklerim ile koşarken namjoon jimin jungkook babalarım beni de yakalayıp sırayla hem yanaklarımı ısırıyor hem de öpüp duruyor lardı o kadar mutluydum ki bu anın hiç bitmemesini istedim
Kelime sayısı 945
Düzenlenen kelime sayısı 966
10 mayıs 2023
♡☆♡♡☆☆♡☆♡♡☆☆♡☆♡♡☆☆♡☆
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ageplay kim taehyung (2.sezon)
Fanfiction2 sezona hoş geldiniz sevgili okuyucularım #Money 1🥇 #Vante 15