1.1

266 37 50
                                    

bu bölümü seçimlerden önce yazmaya başlamıştım bugün bitirdim atıyorum :Dd

Medyaya kamuran akkor sunbaenimden bir ateşe attın beni koyuyorum, açılıyor mu bilmiyorum ama bölüm şarkısı bu abi rakı masalarını hazırlayın 😔😔

*

Okul açılmış ve öğrenciler o klasik koşuşturmacaya geri dönmüştü. Hatta Minho ve Chan bile üniversitelerine, şehir merkezine gitmişlerdi.

Jisung, sakin bir Perşembe günü öğle arası camdan dışarıyı izliyordu. Pencere kenarında olduğu için yerinden bile pek kıpırdamasına gerek kalmamıştı üstelik. Geçen senelere kadar her teneffüs, her öğle arası arkadaşlarıyla bahçedeki kamelyalardan birine oturur ve kahkahadan yarılarak sohbet ederlerdi. Okul açılalı 3 hafta olmuştu ve Jisung molalarda okuldan bile çıkmıyordu.

Son 3 haftadır yaptığı gibi yine öğle arasında pencereden bahçeyi izliyordu işte. Geçen sene Minho'nun da dahil olduğu arkadaş gruplarıyla beraber oturdukları kamelyaya dikmişti gözlerini. Şu an orada Felix, Hyunjin, Changbin, Jeongin ve Seungmin oturuyordu. Chan hyungunun olmamasına alışsa da tuhaf bir biçimde Minho'nun yokluğuna hiç hazırlamamıştı kendini.

Minho'nun yokluğu da öyle sadece okula gelmiyor gibi bir şey değildi. 3 haftadır ne bir mesaj ne de bir arama almıştı ondan. Üniversite için şehre gittiğini bile okulun ilk günü Jeongin'den öğrenmişti.

Jeongin tamamen ona karşı normal olsa da, Seungmin biraz soğuk davranıyor gibiydi. Sebebini bilmiyordu Jisung, belki de Minho'nun aralarında geçen konuşmayı arkadaşlarına anlatmış olabileceğini düşündü. Fakat durum böyleyse bile Seungmin'in ona uzak durması gücüne gitmişti.

Oflayarak başını kollarının arasına aldı. Zil sesini duyduğunda ise geri kaldırdı ve yavaş yavaş binanın girişine toplanan öğrencileri izlemeye başladı. Sanki birazdan Minho da içeri girecekti o kapıdan, hala öyle hissediyordu.

Sınıf arkadaşları içeri girmeye başladığında tek tük öğrenci olan sınıf da yavaşça öğrenci dolmaya, gürültülü olmaya başlamıştı. Felix ve Changbin gülerek birbirlerine bir şeyler anlatırlarken Hyunjin de tahtanın önünde Soobin ile beraber bir önceki dersten kalma soru hakkında tartışıyordu.

"Gülüm, aşağı gelseydin sen de keşke ya."

Yanındaki sıraya otururken konuştu Changbin. Jisung omuzlarını silkerken kendi sırasına oturdu. Bu sırada Felix ve Hyunjin bir arka sıralarına yerleşmişlerdi bile.

"Uykum var benim, ders dinleyesim yok." dedi Jisung.

"Öğlen uyusaydın o zaman." Seungmin'in sesi ile dördü de ondan tarafa dönerken kahve saçlı genç umursamazca Jisung'la Changbin'in yanındaki kümeye, kendi sırasına yerleşmişti. "Ders kimya."

Felix iğrendiğini belli eden bir yüz ifadesiyle kitaplarını çıkarmaya başladı. "Midem kalktı. Sırf hoca çok şeker diye katlanıyorum bu derse."

Jisung moral bozukluğuyla Seungmin'e bakmaya devam ediyordu. Seungmin sarışın gencin bakışlarının hala daha kendisinde olduğunu fark edince tek kaşını kaldırıp ne var dercesine baktı. Jisung başını yana yatırıp, gözlerini kırpıştırarak tatlı tatlı baksa da Seungmin gözlerini devirip önüne dönmüştü.

Emin oldu Jisung. Minho kesinlikle aralarında geçen konuşmayı Seungmin'e anlatmıştı. Üstelik Jeongin bilmiyor bile olabilirdi.

"Neden gittin ki..." diye mırıldanmasına engel olamadı Jisung.

Yanında oturan Changbin yan kümede oturan bir başka arkadaşıyla konuştuğu için onu duyamasa da Felix oldukça net bir şekilde duymuştu. "Ne oldu?"

Domates Biber Patlıcan | minsung ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin