Sınır 95 oy 530 yorum
------------------------------------
Bayan Lee oğlunun gözlerinin içine bakıyordu çok pişmandı oğlunu bu halde görmek o nu çok üzüyordu ama ne yapabilirdi ki düşünmüyor değildi oğlunu bulmak istiyordu ama korkuyordu ya o na zarar verirlerse ya canı yanarsa diye çok korkuyordu ama yine nafileydi belki oğlunu zamanında bulsaydı bunca şeyi cekmezdi...
Bayan Lee oğluna herşeyi yavaş yavaş en ince ayrıntısına kadar anlatı gözyaşları ile genç olan ise sadece dili tutulmuş gibi boş boş duvara bakıyordu annesi onun bu haline korkup oğlunu yavaşca dürtmüştü Felix yavaşca annesine doğru döndü ve gözünden sıcak bir damla yaş aktı ve dudaklarından şunlar döküldü-Anne gidelim bizi bulamayacakları biryere gidelim mutlu olalım anne yalvarırım...
Bayan Lee oğlunun saçlarını okşadı ve konuşmaya başladı
-Yapamayız oğlum bizi anında öldürürler .
Flashback:
-Anlaştığımız gibi bayan Lee sizi oglunuza götürücegim
Diyip oturduğu koltuktan ayaklanıp kadının karşısında durdu
-Onu benden çalmak gibi bir hata yapmayın! Bunu sadece o mutlu olsun diye yapıyorum yoksa sonuçlarına fazlasıyla katlanırsınız.
Kadın hem mutlu hemde korkak bakışlarla başını salamıstı en azından oğluyla birlikte olacaktı
Flashback end
-n-niye anne niye gidemeyiz yapabiliriz söz veriyorum sana çok iyi bakacağım anne lütfen gidelim burası bana iyi gelmiyor çocukluğumu çalıyor anne...
-Üzgünüm Felix olmaz beraberiz işte mutlu olmalısın
-Ne mutlu olması kaç yıl sonra geldin korkak gibi saklandigin kaç yıl sonra geldin ve gidelim dediğimde olmaz diyorsun!!
Bayan Lee oğluna soyleyemedikleri için üzgündü nasıl soyleyebilirdi ki şehir dışına çıktıkları an Hyunjinin ona taktigi çip sayesinde anında onları bulunacaklarını...
İçeri giren hyunjini Felix hala fark etmemişti ama Hyunjin az önce duyduğu konuşmalar yüzünden bayan Lee ye öldürücü bakışlar atıyordu dudaklarını oynatarak kadına şunları söyledi
-Sakın
Kadın başını salayip koltuktan kalktı ve lavaboya gitti Hyunjin ise küçük olanda gezdirdi gözlerini kısa kolu tişörtünden bile belli olan yaraları babasını öldürme arzusunu körküklüyordu
Yavaş adımlarla gidip yanına oturdugunda elini usulca ıslanmış yanaklarına götürdü ve göz yaşlarını sildi küçük olan ise gözleri onun gözlerini bulunca elini itirdi ve ayağa kalktı büyük olan sinirlensede yapabilicegi hiçbirsey yoktu-Canın acıyormu?
-hayır
Büyük olan derin nefes alarak küçük olanın yine tam karşısında durdu
-Bana yalan söylemeyi kes acını bana göster ki canını acıtan kişiyi öldürmek daha kolay olsun!
Küçük olan tiksinircesine karşısındaki bedene bakıyordu
-Ben sana acımı göstermenin bedelini çok ağır ödedim Hwang bana acını bana göster deme.
Küçük olan tam gidiceken bileğinden tutulmasıyla acı içinde inlemişti
-bırak bileğimi lanet adam!
Büyük olan ise bileğinde bir sorun olduğunu anlamıştı ve onu koltuğa götürüp oturtmustu ve telefonunu cebinden çıkartmıştı
-O nu öldürmeyin icabına ben bakacağım
Karşısındaki kişinin cevabını beklemeden telefonu kapatmış ve küçük olanın vicuduna inceliyordu ama gördüğü her yarayla gözleri daha çok kararıyordu içindeki öldürme arzusu içini tırmalıyordu en son tişörtünü cıkaracagi esnada küçük olan başını olumsuz anlamda salamıştı
-İstemiyorum bırak!
Ama onu dinlemeden tişörtü çekip çıkartmıştı gordukleriyle kaşları catilirken yanık izleri dolu olan vicutta geziniyordu gözleri
Tamam artık sınırının son noktasına gelmişti!!!
Küçük olanın bileğini bırakıp tişörtünü giymesini soylemisti tişörtünü giydikten sonra bayan Lee yi evde tek bırakmışlardı ama tabikide evin dışında ordu kadar adam vardı Lee Felix in annesi onu kendisini affetirme biletiydi çünkü yoksa umrunda bile değildi
Küçük olan ne kadar da nereye gidiceklerini sorsada büyük olan görürsün diyip geçiştirmisti
****
Nerdeyse 2 saat sonunda Küçük olan başını camdan çekip geldikleri yere bakti
Bu bu onun önceden geldiği o depoydu korkuyla eli arabanin kolunu kavrarken gözleride aynı korkuyla yanındaki bedene bakıyordu yanındaki beden ne düşündüğünü çok iyi biliyordu o günü hatırlamıstı-Sakin ol sana birşey yapmayacağım acı çeken bugün sen değil başka biri olucak
Diyip arabadan inmişti küçük olansa hızlı nefesleriyle o da arabadan inmişti korkuyordu o gün aklına geldikçe aglmak istiyordu o gün karşısında öldürülen hyung u yediği dayak yaşadığı o günü asla unutamazdi diğer günleri gibi yavaş adımlarla Hyunjinin arkasından girdiği depoya baktı bu gün heryer aydinlikti ama en çok bir yer
Beakhyun tam deponun ortasında baygın bir şekilde elleri kolları bağlanmış bir şekilde duruyordu gördüğü goruntuyle duraksarken Hyunjinin ona baktığını gordu ve yutkundu
Bu lanet yerde neler oluyordu??
Diğer bölümün sınırı neden bu kadar geç doldu zerre fikrim yok normalde ondan önceki bölüme 107 oy gelmişken nasıl 95 oy sınırını günlerce dolduramadiniz anlayamıyorum ve 100 okunma düşmüştü bundan olabilicegini düşündüm ama peki diğerleri o kadar okuyorsunuz madem
oy vermek bu kadar zor olmamalı diye düşünüyorum oy veren kişilere teşekürler diyerlerinize cidden hakım helal değil.Oy ve yorum atmayı unutmayınız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I don't deserve any-Hyunlix
FanfictionHwang Hyunjin yer altı mafyası kendinden küçük bir cocuğa ilgi duymaya başlar. ama kuçuk cocuk koruyucu meleği sandığı adamın böyle biri çıkacağını nerden bilebilirdi O beni cehenemimden çıkartıp cennetine getirdi ama sonradan en büyük ızdırabım o...