Bir tanesinin vardı ki üzerinde ne bir isim ne de başka bir şey vardı. Sadece dümdüz siyah deri bir cildi vardı ve oldukça kalındı.
Merakla içini açmasıyla yüzüne siyah bir toz dumanının gelmesi bir oldu. Hızla yüzünü yana çevirip öksürdü. Lanet kitap. Dumanın dinmesiyle tekrar kitaba baktı. Ne!!
Kitabın sararmış yapraklarının arasında ucunda gösterişli bir zümrüt olan gümüş yılanlı bir madalyon vardı.
Bu şuana kadar gördüğü en muazzam madalyondu. O anda düşündüğü tek şey şuydu; Bunu yanıma almalıyım. Benim olmalı. Benim olacak. Benim...
Etrafına bakındı. Kimseler yoktu. Madalyonu özenle cüppesinin cebine koydu. Elindeki kitabın açık sayfasına baktı farklı bir dilde bir şeyler yazıyordu. Mutlaka önemli şeyler yazıyor olmalıydı. Bunu da almalıyım. Yavaşça kitabın diğer sararmış sayfalarını çevirdi. Bütün kitap farklı dilde yazılıydı. Bir an önce bunu alıp gitmeliyim.
Kenara koyduğu diğer kitapları da aldı ve kasaya gitti. Kasadaki cadıya kitapları uzattı. Bunları alacaktım. Cadı kitapları alıp incelemeye başladı. Siyah ciltli kitaba geldiğinde durdu. Kafasını kaldırdı ve yüzündeki sahte olduğu her halinden belli gülümsemesiyle; Madam korkarım ki bu kitap satılık değil.
Jenna da sahte gülümsemesiyle karşılık verdi, Ovv hayır hayır. Sana satılık mı demedim. Gülümsemeyi bıraktı ve dişlerini sıkarak söyledi; Alıcam dedim.
Kadının yüzündeki gülümseme anında kayboldu. Eli hemen cebine gitti. Jenna anında ne yapacağının anladı. Elindeki asayı hızlıca ona doğrulttu. İmperio
Kadın bir anda durdu. Gözlerindeki ifade ve bilinç silindi. Sanki bir çeşit trans halindeydi.
Şimdi bana bu kitapları satacaksın ama elindeki kitabı ücret almadan bana verecek, elindeki deftere de yazmayacaksın.
Kadın dediklerini sorgulamadan yaptı. Sonunda elindeki paketi ona uzattı.
15 galleon.
Jenna parayı uzattı. Kadın işlemi tamamladıktan sonra Jenna'ya döndü. Transa geçmiş haliyle bekliyordu. Şimdi unut bunları. Kadının gözlerinden tuhaf bir şeyler belirip kayboldu. Sonra Jenna asasını kaldırdı
Obliviate
Kadının zihninden ilgili anıları sildi ve geride herhangi bir iz bırakmadığından emin olunca dükkandan ayrıldı.
02.15----------------------------------------------
Jenna odasında kitaplığındaki dillerle ilgili tüm kitapları çıkarmış oturuyordu. Akşam yemeğine inmemişti. Hogsmeade' den döndüğünden beri kitaptaki dilin hangi dil olduğunu belirlemeye çalışıyordu.
Ve sorun şuydu ki kütüphanesinde olan tüm antik dilleri denemiş ama hiç biri kitaptaki dille uyuşmamıştı. Kim bilir kaçıncı olan kahvesini yudumladı. Gerinip yavaşa kalktı. Biraz dinlenmesi gerekiyordu. Yatak odasına girip kendini yatağa attı.
Cebinden gümüş madalyonu çıkardı. Elini yılanın oymalarında gezdirdi. Harika bir işçilikti. Ama nedense ona tuhaf ir şekilde tanıdık geliyordu. Bu gümüş yılan ve mükemmel zümrüt detayları. Aklına gelen şeyleri gözleri açıldı ve istemsizce bir sözcük ağzından döküldü. Slytherin...
Yatağından kalktı ve aynanın karşısına geçti. Gümüş ve zümrüt yeşili...
Merlin. Slytherin'in mirası... Gerçek
İstemsizce gülümsedi. Eğer bu gerçekse diğer mücevherler ve dahası Sırlar Odası da gerçektir.
Gözlerindeki parıltı ve zihnindeki düşüncelerle ellerini kaldırdı ve madalyonu boynuna taktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PROFESÖR-Tom Marvalo Riddle-
Fanfiction*Bir Profesör Riddle hikayesidir.* Tom Riddle kurgusu sevenler için Hogwarts'ın büyülü atmosferine geçen, sihir ve büyücülük dünyasıyla iç içe bir hikaye. !!!JK. Rowling'in Harry Potter adlı kitap serisinin bir fan fiction ürünüdür.